Antbirlik Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Balaban’dan skandal niteliğinde bir savunma geldi.
“Konuşursam yer yerinden oynar. Müdür Atilla Diniz’i korumaya çalışıyorum. Fazla sınırları zorlamasın. Başımı belaya sokmasın”
Bilindiği gibi geçen hafta “Antbirlik kimin denizi” başlıklı bir yazıyı kaleme almıştım.
Yazıda, Antbirlik Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Balaban, Yönetim Kurulu Üyeleri Mehmet Sait Aykut, Ali Yılmaz ve Zekai Demirok, Müdür Atilla Diniz’in, Antbirliği 19 milyon 500 bin TL zarara uğrattığı gerekçesiyle karar aldıklarını ve bu doğrultuda Diniz’in yasal haklarının verilmesi şartını ortaya koyarak iş akdine son verdiklerini ifade etmiştim.
Ve kararda imzası bulunan Sayın Balaban ile yönetim kurulu üyelerine cevap vermeleri için 3 soru sormuştum.
1-Yönetim Kurulu üyeleri olarak aldığınız kararla, atadığınız Genel Müdürünüz tarafından kurumunuzun zarara uğratıldığı ifade ediliyor. Rakam19 milyon 500 TL. Bununla ilgili neden suç duyurusunda bulunarak yargı süreci başlatmadınız. Şayet başlatacaksanız, o halde ne zaman?
2-Kooparatifler ve birliklerde alınan her türlü karar, tek kişi tarafından alınmaz. Muhakkak yönetim kurulunun ortak kararı, yani oy çokluğu olması lazım. Bu kadar ciddi bir zarar söz konusu ise, neden buna müsaade ettiniz?
3- Yine bu kadar zarar söz konusu ise, yönetim kurulu üyeleri olarak aldığınız ortak kararda -Müdür Atilla Diniz’in kurumdan alacağı tüm yasal haklarının verilmesi- ibaresini neden koydunuz? Yoksa zarara karşı verilen bir mükâfat mı?
Bu soruların cevaplarını beklerken, Antbirlik Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Abdullah Balaban, beni aradı.
Cevap vermekten ziyade kendisi bize soru yöneltti.
Soru: “Bu bilgileri kimden aldınız?”
Gazeteci olduğumuzun altını çizerek, istihbarat kaynağımız ile ilgili bilgi vermeyeceğimizi ifade ettik.
Sonra, “Biliyorum bu bilgilerin kim tarafından verildiğini. Konuşursam yer yerinden oynar” açıklamasında bulundu. Akabinde aramızda şu diyalog gerçekleşti.
-Sayın Başkan, cevaplamanız için 3 adet soru sormuştuk. Konuşun bizde yazalım. Kamuoyu aydınlansın.
Balaban: Konuşmayacağım, konuşursam yer yerinden oynar.
-Sayın Başkan kamuoyunda sakladığınız ne olabilir ki, bu olay sizin aile meselesi değil. Bizde ailenizi eleştirmiyoruz. Burada kamunun menfaatleri söz konusu. 5 bin ortağın menfaati söz konusu. Konuşun ki, ak ile kara ortaya çıksın. Ayrıca bu bilgilerin kim tarafından verildiği önemli değil. Önemli olan iddiaların cevaplanması.
Balaban: Sen kimin ağzıyla konuşuyorsun? Bu bilgilerin Atilla Diniz tarafından verildiğini biliyorum. Oysaki ben onu korumaya çalışıyorum. Konuşursam o zararlı çıkar. Otursun oturduğu yere. Fazla sınırları zorlamasın. Sen onun ağzıyla konuşuyorsun.
-Sayın Başkan, saygı sınırlarını zorlamayın. Size saygısızlık yapmıyorum. Sizde saygısızlık yapmayın. Ben gazeteciyim. Elimdeki bilgi ve dosyaya göre konuşuyorum. O yüzden kimsenin ağzıyla konuşmuyorum. İşimi yapıyorum. Elimde sizlerin, yani yönetim kurulu üyelerinin aldığı karar ile ilgili dosya var. Kurum 19 milyon 500 bin lira zarar uğratılmış diyorsunuz. Bu bilgi doğru mu onun cevabını verin.
Balaban: Evet doğru, ama sen bu bilgiyi nereden aldın.
-Sayın başkan, bilgiyi nerden aldığımı ne yapacaksınız? Aldığınız karardan dolayı size sorduğum sorulara cevabını verin ki, kamuoyu aydınlansın.
Balaban: “Anladım anlayacağımı, bilgiyi Atilla Diniz verdi” diyerek telefonu kapattı.
Evet, Sayın Balaban’la aramızda geçen diyalog harfi harfine böyle.
Hal böyle olunca, bu skandal savunmaya denecek tek şey var.
O da, “Kimin kimden korunduğu”
Ortada yönetim kurulunun ortak bir şekilde aldığı karar var. 5 binin üzerinde ortağı bulunan Antbirlik kurumunun 19 milyon 500 bin lira zarara uğratıldığı. Bunu ben söylemiyorum. Antbirlik yönetim kurulu üyeleri söylüyor. Alınan karar doğrultusunda haklı olarak ortaya çıkan sorulara cevap verilmesi gerekirken, “Konuşursam yer yerinden oynar. Ben onu koruyorum. Bilgi doğru, ama siz bu bilgiyi nereden aldınız” söylemlerinin ifade edilmesi, “Skandal değil de nedir?”
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
