Yıl 2012, yıl başı akşamı. Kızımız o yıl 18 yaşında olacak.   O yıl başı akşamını arkadaşlarıyla geçirmek istedi. Biz de gayet makul bu isteği geri çevirmedik. 

   Biricik kızım o yıl aynı zamanda üniversite sınavlarına hazırlanıyor.( Daha önce ben sınava girerken en çok istediğim okul neydi, konuştuğumuzu hiç hatırlamıyorum. ) O akşam ağaçlarına dileklerini de yazıp asmışlar. Kızımın dileğini daha sonra okuma şansım oldu. Dileği şuydu: Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi. O an nasıl bir duygu yaşadığımı anlatmam mümkün değil. Çünkü, benim de en çok isteyip kazanamadığım okuldu biricik kızımın dileği. 

    Gerçekten düzenli çalıştı, hatta pek çok gece sırasının başında (daha iyi motive olduğunu söylediği için eve okul sırası getirmiştik) uyumuş kalmış olarak bulduğumuzu çok iyi hatırlıyorum. 

      Sonuçta hedefine ulaştı canım yavrum. Ona üniversiteden gelen kayıt evrakını kendi ellerimle, gururla verdim. 

    Kayıt için Ankara'ya birlikte gittik. İlk ziyaretimiz elbette Anıtkabir'e oldu. Kayıt işlerimizi hallettik ama barınma ihtiyacımız da vardı. Çünkü yurt başvurumuz olumlu sonuçlanmamıştı. O zaman Çankaya Belediyesi Gençlik Merkezi devreye girdi. "Biz kızımızı kimsenin eline bırakmayız." diyordu görevli. Barınma sorunumuzu da hallettik ve evimize döndük. 

    Tabi artık kızımla gençlik hayalimi paylaştım, karşılıklı çok mutlu olduğumuzu hatırlıyorum. 

   Kızım ise hedefinin ilk basamağına çıkmıştı anlaşılan. Daha o günden akademisyen olacağını, KPSS sınavlarına girmeyeceğini söylüyordu. 2017 mezuniyet yılı. O günlerde çalıştığım okula beni ziyarete gelmişti. Sohbet sırasında bir arkadaşım, sen sınava gir, gerisini bana bırak, atamanı halledeceğiz, demiş, benim biricik kızım ise, kimsenin hakkını yiyemeyeceğini, o nedenle böyle bir talebinin asla olamayacağını, söylemişti. O an nasıl gurur duydum, anlatamam. 

    Mezun oldu, aynı okulda yüksek lisansa başladı. Bir taraftan yüksek lisans yaparken, bir taraftan da Araştırma Görevlisi sınavlarını takip ediyordu. Sonuçta hedefine doğru bir basamak daha tırmandı. Artık Araştırma Görevlisi olmuş, göreve başlamıştı. Şimdi görevine devam ederken, doktorasını tamamlamaya çalışıyor. Hiçbir dönemde hiç kimseye eyvallah etmeden, kimsenin elini öpmeden, kimseye yalakalık etmeden... 

     Canım kızım, dik duruşunu, öz güvenini, kendine saygını hiç yitirme olur mu? Bizler, ailenin bireyleri olarak seni çok seviyoruz. Dünya Kız Çocukları Günün kutlu olsun.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.