Yaşamın erken dönemlerinde belirlenen ve süreklilik gösterdiği düşünülen bağlanma biçimi, kişinin diğer insanlarla ilişki kurma örüntüsünü şekillendiren bir fenomendir. Doğduktan altı ay gibi kısa süre sonra yeni doğanda bağlanma davranışı ortaya çıkar. Bağlanma davranışının amacı, bağlanma figürüne olan yakınlığın korunabilmesidir. "Özellikle küçük çocukların kaygılı davranışlarında gözlenebilen bağlanma figürünün kaybedilmesi tehdidi korku uyandırır ve bağlanma davranışının şiddetli bir şekilde aktive olmasına neden olur: Ortadan kaybolan bağlanma figürü korkuyla aranır ve bulunduğunda ona dokunulur, sıkıca sarılınır" der Bowlby.

Çocuklukta gelişen bağlanma şekli kişinin yetişkin yaşamını da ciddi düzeyde etkiler. Yetişkin yaşamda da bağlanma problemi yaşayan kişiler kolay incinirler ve güvenli ilişki kurmakta zorlanırlar. Bu durum yaşamları boyunca benzer ilişkiler kurarak devam eder ve hep aynı döngüyü yaşamak bu kişiler için rahatsızlık vericidir. Kişi ilişkisinde kendini güvende hissetmiyorsa reddedilmek veya reddedilmeye yönelik davranışları vardır ancak bu davranışlarını ayırt etmek kişi için oldukça zordur. Diğer bir görünümü de kişi kendini güvende hissetmediğinde endişeleri nedeniyle partnerine yapışabilir.

Sevilen kişiye duyulan şükran dolu bağlanma dünyadaki en önemli şeye dönüşür. Bunun arkasında yatan çocukluk özlemi, daha önce yaşanamadan kalan güvenli bağlanma özleminin geç de olsa yaşanabilmesi ve eksik olanı tamamlama isteğidir. Güvenli olmayan bağlanma yaşayan kişi şimdiye kadar özlediği şeyi kaybetmemek için elinden gelen her şeyi yapacaktır, kendisi mutsuz da olsa birlikteliği aslında çoktan bitmiş de olsa. Mutsuz bir yürüten kişileri boşanmış kişilerden ayıran temel bir kişilik özelliği vardır, güvensiz bağlanma: Eşlerine aşırı derecede fikse olmuş ve aynı zamanda büyük bir terk edilme korkusu yaşayan kişiler kötü ilişkilerini ne pahasına olursa olsun sürdürme çabası içindedirler. Düsturları, hiç bir ilişki olmayacağına kötü bir ilişki olsundur. Buna rağmen bu kişiler mutlu bir birliktelikleri olanlarla da ayrılmış kişilerle de karşılaştırıldıklarında hem daha mutsuz, gergin ve streslidirler, hem de çok daha fazla depresif belirti gösterirler. Kısaca tekrarlarsak güvenli bağlanma geliştirememiş birey; eşinin ilgi ve sevgisinden hiç bir zaman emin olamaz. Yaşadığı beraberliğe her zaman hak ettiğinden daha fazla anlam atfeder. Terk edilme korkusunun bu dehşet duygusunun tekrar ortaya çıkmasından korktuğu için beraberliğine ne olursa olsun son vermek istemez. Bu nedenle beraberliğinin bittiğini artık biliyor olsa bile, sürdürmek için elinden ne geliyorsa yapar.

Kaçıngan bağlanan yetişkinler; Bu kişiler de takıntılı biçimde güvende hissetmek ihtiyacındadırlar. Güvende hissetmediklerinde pasif şekilde ortamdan uzaklaşırlar. Yakın ilişkilerden korkarlar ve kaçınırlar. İdealize ilişkiler bekledikleri için kolay ilişki kuramazlar veya ilişkileri başlasa da kısa süre sonra sona erer. Bu kişiler insanlarla birlikte çalışmak yerine kendi başına çalışmayı tercih eden kişilerdir.

Kaygılı bağlanan yetişkinler; Karşı tarafa aşırı ilgi gösterirler. Bir süre sonrada değerli görülmediklerini hissederler. Yaşadıkları ilişkiyi, birlikte oldukları kişiyi idealize ederler. Reddedilmeye karşı aşırı hassastırlar. Partnerleri yaşamlarının merkezindedir. Yaşamını ondan gelen tepkilere göre şekillendirir. Zihninde ilişkiyle çok fazla uğraşır. Duyguları hızla değişir ve duygularını abartılı şekilde yaşarlar.

Güvenli bağlanan yetişkinler; Güvenli bağlanan kişiler yakın ilişki kurmakta zorlanmaz. Karşısındaki kişiye güven verir, kendi de güvenir(belirgin sorunlar yoksa) Tek başına olmaktan, yalnız kalmaktan kaygılanmaz. Karşı tarafın duygularını anlayabilir. Açık iletişim kurarlar.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.