Nice hayırsever tanıdım okul, hastane, sağlık ocağı v.b. kamu binaları yaptıran. Tabi en çok da okul yaptıran hayırseverler. Yaklaşık 10 yıldan fazla eğitim ve okul tanıtımlarına yönelik program yaptığımızdan dolayı bu insanları yakından tanıma fırsatı bulduk. Bazılarını evlerinde ziyaret ettik zaman zaman. Okul yerini bağışlamakla kalmamış birde binalarını tam tekmil her şeyi ile yaptıran hayırseverlerimiz. Bunu dile getirirken bile çekinen, o utangaçlığı yaşayan hayırseverlerimiz. Kıyamete kadar amel defterleri açık kalacak kişiler diye düşünüyorum. Allah onlardan razı olsun.

Hayırseverlerin çoğunun adını sanını bile duyamazsınız, gizli tutarlar isimlerini yaptığımızın ne hayrı kalır dercesine. “sağ elin verdiğini sol el dahi bilmemeli” sözüne sadakat göstererek. Ama gel gör ki, son zamanlarda yardım yapan kurumlar öyle reklam yapıyorlar ki! Ne sol eli, yedi mahalle duyuyor yedi mahalle. Kısa bir süre önce yaşantımıza giren sosyal medya sayesinde de yedi cihan öğreniyor her şeyimizi. Hele paylaşılan şeyler birkaç beğeni alıyorsa değmeyin keyfimize. Gelişmekte olan güzel ülkemin tuhaf insanları bundan haz duyuyorlar ne garip.

Sosyal medya, yazılı ve görsel basında mübarek Ramazan Ayı iftar yemekleri ile süslenmekte, doğrusu magazin haberlerini hiç aratmıyorlar. Davetler, yemekler, hepside lüks restoranlarda gerçekleştiriliyor. Fotoğraflara bakıyorsunuz kim bunlar diye, hepsi de aşina olduğumuz yüzler. Başkanlar, yöneticiler, sonra gözleriniz halkı arıyor iyice bakıyorsunuz, yok halktan kimse yok. Zaten halk sofrası değil, neden olsun ki! Özel iftar yemekleri bunlar. Seçimle başa gelmiş insanların, atamalarla başa gelmiş yüksek devlet memurlarının sofrasında avam tabakanın ne işi olabilir ki! Halkın oyları ile başa gelen, verdiğiniz vergilerle maaşını alan kent yöneticilerinin masasında halkın ne işi var. Ne onlar avam tabakaya iner, nede avam tabaka onların masasında yer alır.

Hani Ramazan Ayı yetimi, öksüzü mutlu etmekti. Sen iki garibana birer gıda kutucuğu ver, kendini ve kentin mülki amirlerini beş yıldızlı, yedi yıldızlı otellere davet et. Afiyet olsun efendim yarasın! Ne kadar yarayacağını görürüz hep birlikte. Halka hizmet için seçilmişler, devlet makamlarında görev alanlar, neden halkla beraber aynı sofrayı paylaşmıyor sizce? Yoksa onların oruçları daha mı kıymetli?

Başbakan kendini mahvetsin bu konuda; “Ramazan Ayı’nda mütevazi davranın, gösterişten kaçının, halk sofralarına oturun” diye ama Aksu’da dinleyen kim?

Üstelik birde belediye yardıma muhtaç ailelere yaptığı gıda kutucuklarını devasa yardımlar olarak imza karşılığı, boy boy fotoğraflarını çekip, insanları rencide ederek ve reklam uğruna yayınlayarak dağıtıyor. Sağ elin verdiğini herkes gördü ne olacak şimdi! Demek ki, yardım ve hayır sayılmayacak! Bu Ramazan’da da boşa kürek çektiniz.

Antalya’da ki yerel yönetimlerin başkanlarının Ramazan Ayı faaliyetlerini takip edebilirsiniz. İnternet sitelerine şöyle bir göz gezdirin bakın neler yapmışlar. Her akşam bir mahallenin iftar çadırındalar, ellerinde kepçe kaşık halka yemek dağıtıyorlar. Aksu’nun mevcut belediye başkanı acaba ne zaman lüks restoranlardan, yedi yıldızlı otellerden kopup gelmeyi düşünüyor acaba! Bir halkı olduğunun farkına ne zaman varacak acaba? Ramazan Ayı’nın başında kurulması gereken iftar çadırlarını hala kurmayı düşünüyor mu? Bunu halk adına sorarım?

Kent yöneticilerine de şunu sormak istiyoruz; idareciler olarak neden çok yıldızlı otellerde, lüks restoranlarda iftar yemeğine katılmak yerine halkında katılacağı iftar çadırları önermediniz! Sayın başkana. Neden kentin yöneticileri ve halk aynı masa etrafında toplanamadı Aksu’da? Bunu gerekleştirmek bu kadar zor muydu gerçekte?

Bir Ramazan Ayı böylece geldi ve gitmek üzere. Şunun şurasında bir hafta sonra Ramazan Bayramı’nı hep birlikte kutlayacağız. Tüm Aksu halkına da gelmiş geçmiş olsun. Biliyorum merkez ilçede yaşayan halka belediyeler Ramazan Ayı coşkusunu çok hareketli yaşattılar. Umarım önümüzdeki yerel seçimler sonrası sadece halkı için hizmet telaşında olabilecek bir başkanınız olur ve aynı heyecanları Aksu halkı da yaşar diye ümit ediyorum.

Ayrıca bir konuya da değinmeden geçemeyeceğim. Son zamanlarda bil boardlar da yine bir sürü dürüstlük sözleri dolaşıyor. Akdeniz TV’de siyasi içerikli bir program yaparken birkaç defa mevcut başkanı davet etmiştik. Her programda “dürüstlük” ten bahsediyordu. Şimdi bil boardlarda da aynı şeyi görünce bende üşenmedim bir psikolog arkadaşımla konuştum bu konuyu. İnsan neden her daim aynı şeylerden sıkça bahseder dedim. Tabi işin uzmanından öğrenmek en doğru yoldu. Şöyle açıkladı; “Bir insan, eğer çok sık bir şekilde aynı sözleri dile getiriyorsa, o dile getirdiği şeylerin eksikliğini kendinde yaşıyor olabilir” dedi. Biz öğrendik, bilgilendik sizlerle de paylaşmak istedik.

“Haksızlıklar karşısında suskun kalan şeytandır” sözünün anlamını derin yaşadığımız Ramazan Ayı’nda sizleri de hak arayışına davet ediyoruz.
Saygılarımla,


 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.