Nereden başlasam bilemiyorum.  “Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık” misali. Günlerdir düşünüyorum, hesap yapıyorum, ölçüyorum, biçiyorum, bir türlü işin içinden çıkamıyorum. En sonunda bir taraftan başlayıp, içinden çıkamadığım çıkmazı kamuoyunun yorumuna bırakayım dedim.

Ekim ayının ilk haftası Aksu Belediyesi’nin meclis oturumu vardı. Belediye’nin 2019 yılı bütçesi ele alındı.  Tahmini bütçe 80 milyon TL olarak kabul görüldü. Bu bütçenin tutturulma olasılığı “olur mu olmaz mı?” onu bilemeyiz. Çünkü geçmiş yıllarda belirlenen 67 milyon TL’lik bütçeden yüzde 50’ye yakın bir açık verilmişti. Buna neden olarak ta Aksu’nun kit imkanlara sahip olduğu ifade edilmişti. Oysaki ne derece imkanların kıt olup olmadığı ortada. Neyse geçmiş geçmişte kaldı, önümüze bakalım.

Bilindiği üzere 80 milyon TL’lik tahmini bütçenin içirişinde gider kalemleri var. Meclis oturumunda bu kalemlerde ele alındı. Göze çarpan iki kalem var. Bu müdürlüklerin gider bütçeleri geçen yıla nazaran 2 kat artırılmış. Başkanlık Özel Kaleminin bütçesi 2 milyon küsur, Basın Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nün gider bütçesiyse 1 milyon TL’yi aşkın. Çok kişiye belki normal gelebilir bu bütçeler. Bu kurumların farklı ve bizim bilmediğimiz giderleri olabilir. En azında Basın Halkla İlişkiler Müdürlüğü kısmı, bir nebze bizi ilgilendirdiği için biraz kafa yormamıza neden oldu.

Kısa bir hesap yaptık.  Aksu’da yayın yapan 5 gazete ve gazetelerin her birine 20 abone olunduğundan dolayı 100 adet abonelik rakamı çıkardık. Bir gazetenin abonelik bedeli olan 3 yüz TL’yi 100’e çarptık, ortaya 30 bin rakamı çıktı.  Biraz abartıya girdik ve tüm gazetelere bir yıl boyunca verilen desteğini 40 bin TL olarak hesapladık. Bu rakam oldukça abartılı bir rakam. Yine abartılı bir hesap, Antalya merkez ölçekli yayın yapan gazetelere verilen reklam ve abonelik desteği 70 bin TL diyelim. Belediye Basının bünyesinde İki kadrolu çalışanın maaşları ve giderlerini yine abartılı olarak hesapladık ve 2 yüz bin TL rakamını baz aldık. Aksu’da yayın yapan yerel gazetelerin abonelik kaleminin dışında ki tüm rakamalar, abartılı olmasına rağmen ortaya çıkan rakam 340 bin TL.  Seçim sürecinde farklı gider kalemlerini de işin içerisine koyalım bu rakamı 5 yüz bin TL’ye yuvarlayalım isterseniz. Yine arada yüzde 50’lik bir fark var.  Yani 500 bin TL.  Basın Halkla İlişkiler Müdürlüğü bütçesinde bu kadar afaki fark varsa, Allah bilir diğer kalem olan, Başkanlık Özel Kalemi bütçesinde ne farklar çıkar.

Şimdi gelelim esas bam teline. Hani hepimizin bildiği Kemerağzı- Kundu’da ki tartışmaların odağında olan o Pazar yeri, 3 yıllığına 2 milyon 400 TL’ye encümen kararıyla ihale edildi. Yani yıllık gelir 8 yüz bin TL.  Bununla ilgili yargı süreci başlatıldı. Önce 2’inci İdare Mahkemesi’nde yapılan işlemin yasal olmadığı ifade edilerek, İhalenin iptaline ve ihalenin dayanağı olan Encümen kararının iptaline denilerek, yürütmenin durdurulması istendi.  Davalı belediye olan Aksu Belediyesi bu karara itiraz etti. Aynı dosya Danıştay 13’üncü İdare Mahkemesi’nde ele alındı.  Buradan da itiraz yolu kapatılarak Antalya 2’inci İdare Mahkemesi’nin verdiği kararın aynısı çıktı.

Bu yargı süreçleri başlatılırken, mahkeme kararıyla kaçak olduğu tescillenen kaçak işletmeye “İmar Kanunu" ve "İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik" hükümlerine aykırı biçimde "İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı" dahi düzenlendi.

Haliyle bu atılan adımların hepsi haber niteliği taşıdığından dolayı bizlerde haklı olarak haberler yapmak zorunda kaldık. Mahkemelerin verdiği kararlar doğrultusunda yaptığımız haberlerde, adeta yanlışlığı yapan bizmişiz gibi, davalı belediye tarafından suçlandık. Ama bir taraftan da,  davalı Belediye olan Aksu Belediyesi, Danıştay 13’üncü İdare Mahkemesi’nin verdiği karardan sonra,  Kaçak işletmeyle yaptığı sözleşmeyi iptal etti. Bu iptal yazısını da kaçak işletmenin yetkililerine resmi yazıyla gönderme mecburiyetinde bulundular. Bunlar olurken Aksu Belediye Başkanı Halil Şahin tarafından akla ve mantığa sığmayan açıklamalar yapıldı bizlerle ilgili. Aksu’nun imkanlarının kıt olduğunun altı çizilerek, bizleri hizmetin önüne engel olmakla suçlayan Sayın Başkan Halil Şahin, belediyecilikte her şeyin yasalarla yürüyemeyeceği şeklinde demeçler verdi.

Oysaki bu davayla ilgili yargı sürecini başlattıran Av. Murat Erdoğan’ın dediği gibi, ortada aleni peşkeş var idi. Çünkü deminde belirtiğimiz gibi, sözleşme davalı belediye tarafından iptal edildiyse, oranın ivedilikle boşaltılması gerekiyor. Mantık bunu gerektiriyor. Aksi halde çizilen her yol peşkeşin göstergesidir. Bizim bu kente gelecek hizmetlerin önünde engel olma gibi bir düşüncemiz hiç olmadı ve olmayacaktı. Aksine biz yaşadığımız kentte duyarlıyız ve birçok bedeller ödedik. Yasaların diliyle konuştuk, dostane eleştirilerde bulunduk.  Dik durduk, eğilmedik ve bükülmedik. El etek öpmedik. Şakşakçılar gibi “padişahım çok yaşa” diyerek te kimseleri gaza getirmedik. 

 Bilinen malum bu konuları fazla uzatmadan sonuca gelecek olursak; denilecek tek şey var, “Bu neyin çelişkisi. Ayrıca Sayın Başkan Halil Şahin’le ilgili görevini kötüye kullandığından dolayı açılan suç duyurusu varken sözde kıt imkanlardan dolayı bu yasa dışı olaya göz yumulması neyin nesi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.