DİSK-AR işsizlik raporuna göre her beş gençten biri işsiz.  İnsanlar öğrencilik yıllarında, sosyal hayatından, gündelik hayatından kısıtlıyor, hayatını, gençliğini üniversite sınavına hazırlıyor. Dört yıl eğitim alıyor bitirdikten sonra işsiz kalıyor. Çalışmak zorunda olduğu için fabrikalara işçi olarak başvuruluyor fakat üniversite mezunlarını işçi olarak çalıştırmak yasaklandığı için alınmıyor. Üniversite okumak bu kadar değerli ise neden öğrenciler işsiz kalıyor?

Eskiden lise mezunları hemen işe başlardı, istihdam açığı çoktu. Sonra sistem değişti, herkes üniversite okumaya başladı.Yeni üniversite mezunu öğrenciler, liyakatlarına bakılarak devletin en iyi yerlerine atanıyor, özelde en afillisinden iş buluyorlardı. Üniversite okumak herkesin en büyük hayaliydi.  Üniversite okumak isteyen öğrenci sayısının arttığını gören ticaretçi iş adamları dershaneler açmaya başladılar. Eğitimi parayla öğrencilere satacaklardı. Hocalar ücretli özel ders vermeye başladılar, öğrenciler üniversiteyi kazanmak için çok çalışıyorlardı. Kazananın hayatı kurtulmuştu çünkü üniversite bitince işi hazırdı.

Yıllar geçti, sistem değişti, istihdam açığı azaldı, işsizlik arttı…

 Artık üniversite mezunu olan hukukçusu da doktoru da iş bulamıyordu. Çünkü artık yüksek lisans da yapması lazımdı. Yüksek lisans mezunları da işe asgariden biraz yüksek bir ücretle alınıyorlardı iş yerlerine…

 Yıllarca seçtiği meslek uğruna eğitimler alıp düşük ücretlerle çalışmak yeni mezunları öfkelendiriyordu. Devlete atanmak için çok yüksek puanlar gerekiyordu.

Her yer özel iş merkezleriyle doldu. Devlete atanamayan veya sınavı kazanıp istihdam açığı olmadığı için yine işsiz kalanlar özele yönelmeye başladılar.

Çalışma saatleri ‘haftanın beş günü 09.00-17.00 mesaisi’ yazan kağıtları imzalıyor fakat gerçekte altı gün 08.00-19.00 mesaisi yapıyorlardı. Evet yanlış duymuyorsunuz ! Haftanın tam altı günü, her gün 24 saatin neredeyse yarısını iş yerinde geçiriyor, iki aktarmayla bir saat yol çekiyor, zar zor kiraladığı evine gidiyordu.

 Ne aylar ne de günler böyle geçmiyordu. Ay sonunun gelmesini bile istemiyordu. Çünkü gençliğini geçirdiği özel sektörde aldığı para sadece ev kirası, yol parası ve yemek parasına yetiyordu. Yeni mezun bir şeyler daha yapmak istedi. Ömür böyle geçmezdi çünkü. Bakındığı her iş, tecrübe ve eğitim gerekiyordu. Eğitimleri alıp kendini alanında geliştirmek istedi. Hemen araştırmaya koyuldu ve alanında açılan eğitimlere baktı. Bu eğitimleri alınca biraz daha iyi maaşla çalışabilecekti. Siteleri geziniyor, eğitim içeriklerini okuyunca daha da heyecanlanıyordu. Sonra eğitimi veren dernekleri aradı. Eğitimlere katılmak istediğini söyledi. Yeni mezunun bütün hayalleri yıkıldı. Çünkü eğitim ücretleri aldığı maaşın tam tamına yarısıydı. Eğitimin de özel sektörün acımasızlığına uğradığını fark eden yeni mezun yurtdışına çıkmaya karar verdi. Gidip orada iş bulacaktı ve bu hayattan kurtulacaktı. İyi paralar kazanması için bir Avrupa ülkesine gitmesi gerekiyordu. Hemen vize başvurusunda bulundu. Sağdan soldan para buldu ve hesabına koydu . Fakat vizeyi alamıyordu. Bir Türk’ün Avrupa ülkesine çıkmasının ne kadar zor olduğunu anladı. Orda, Türk olarak var olmasına bile çok zordu..

 Yeni mezun sınavlara hazırlanıp, yüksek lisans için yurtdışına çıkmaya karar verdi. Bu sayede hem ülkeden çıkabilecek, hem de gittiği yerde iş bulabilecekti. En son lise sonda sınava girmişti. Birçok konuyu unutmuştu. Dershaneye yazılması gerekiyordu. Gidip dershaneyle görüşme yaptığında hayretler içinde kaldı. Çünkü dershane fiyatları çok artmıştı. Bu kadar çok artacağına hiç ihtimal vermemişti. Dershaneye gitmeden hazırlanmayı düşündü ama iş yoğunluğuyla birlikte nasıl ders çalışabilirdi ki?

Yeni mezunun aklında birçok proje vardı fakat onları kağıda dökecek enerjisi kalmamıştı. Nereye başvursa, yolu kapalıydı. Bu yolu açmak için çok fazla bedel ödemesi gerekiyordu. Aslında biraz da pişmandı. Çünkü bu bedelleri öğrenciyken ödemeye başlaması gerekiyordu. Eğer var olmak istiyorsa, ve sadece bedel ödenerek var olunuyorsa, buna öğrenciyken başlaması gerekiyordu. Öğrenciyken dil öğrenip, yurtdışına çıkıp, sınavlara hazırlanmaya başlayıp, çevresini genişletmesi gerekiyordu.

Çok değerli üniversiteye başlayan arkadaşlara sözüm. ‘Yeni mezun’ olmadan kendinizi ispat edin. Sadece üniversiteye gidip gelene iş yok bu ülkede…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.