Aksu, yaz başından bu yana yangınlarla kavruluyor. Ormana komşu hemen her mahallede alevler yükseldi. Fatih Mahallesi’nde başlayan son yangın, Perge Antik Tiyatrosu’nun arkasında son buldu. Bir an için bile olsa, sadece orman değil; tarih, doğa ve insan hayatı tehdit altındaydı.
Peki, bu yangınlar gerçekten tesadüf mü?
Yoksa iddialarda söylenenler kadar “planlı” mı?
İlçede konuşulanlar can sıkıcı. “Ormanlık alanda toprağı olanlar kendileri yakıyor”, “Tapulu yerini orman vasfını kaybetmesi için yada sarı alana çevirmek için bilinçli çıkarılıyor”, “yer kapma telaşı var” gibi söylentiler kulaktan kulağa yayılıyor. Bu sadece söylenti mi, yoksa altı dolu bir iddia mı? Elbette bu soruların cevabı kolluk kuvvetlerinin ve yargının işi. Ancak bize gelen ihbarların çok daha fazlasının ilgili makamlara gittiğini tahmin etmek zor değil.
Ama ya bu iddiaların küçük bir kısmı bile doğruysa?
Eyvah ki ne eyvah…
Bir karış toprak için koca bir ilçeyi ateşe vermek, sadece ağaçları değil, vicdanları da yakar. Biz bile yangını görüntülemeye çalışırken alevlerin ortasında kalıyorduk. Gözümüzle gördük: bu bir doğa olayı değil, bu bir felaketin adıydı.
Aksu Belediye Başkanı İsa Yıldırım’da son zamanlarda üst üste çıkan orman yangınlarının altında sabotaj ihtimalinin yüksek olduğunu dile getirdi. Yıldırım, “Defalarca uyarıyoruz. Ama bu uyarıdan da öte, adeta kasıtta döndü. Bunu güvenlik güçlerimizin araştırması gerekiyor” dedi.
Aksu halkı doğaya, yeşile, ormanına sahip çıkan bir halktır. Bu toprakları rant hırsıyla kimseye yaktırmaz, yaktırmamalı da. Yangınlar sona erdiğinde, belki fidan dikimiyle yeşerir yine bu topraklar. Ama asıl mesele, bu yangınlara yol açan zihniyeti değiştirmekte.
Bugün dumanın ardında kalan sorular var.
Ve o soruların başında şu geliyor:
Bir karış toprak için, koca ilçeyi yaktılar mı gerçekten?
