Güney Haberci - Antalya'nın Bir Numaralı Haber Portalı
2021-10-04 13:23:25

HAD(DİNİ)     BİL(DİR)MEK

Murat BALCIOĞLU

04 Ekim 2021, 13:23

Mevlâna Hazretlerine sormuşlar: “O kadar okur ve o kadar yazarsın Peki neyi bilirsin?” soruya muciben “Haddimi bilirim.” demiş, Celâlettin Rumî. Hemen aklıma Derviş Yunus geliverir. Ne demişti? “İlim ilim bilmektir, İlim kendini bilmektir. Sen kendini bilmezsen ,ya nice okumaktır?” Burada kendini bilmek , “Haddini” bilmektir asıl olan. Şimdi soruyorum: Bir devlet rüculu, bir devlet erkanı olup makamı paylaşan “ kaim makam” nasıl olur da kendini bilmesi gerekirken başka bir kişiye kendini bildirebilir? Ya da kendini bilen bir kişi devletin en fedakârane makamını paylaşan eğitim neferine nasıl olur da kendini bilmesi gerektiğini bildirebilir? Beyin yakan ,akla zarar bir başka soru: Eğer kendini bilmiyorsa bu makamda kaimin ne işi var? Bu nasıl had(sizlik)? Bu nasıl ilim? Bu nasıl kendini bilmezlik? Değil mi değerli okuyucular.

Tarih sahnesine baktığımızda İslâmiyet öncesi Türk tarihinde “Şamanlar, Kamlar”, İslâmî dönemde Büyük Selçuklularda ,Anadolu Selçuklularda “Atabeyler”, Büyük Osmanlı İmparatorluğunda “Lalalar” devletin eğitim neferleri olmuşlardır. Bu eğitim neferleri saygın bir kişilik ve toplumda da saygın bir yere sahip olmuşlardır. Günümüzde “Hoca ya da öğretmen” olarak ifade ettiğimiz kelime Farsça “Hâce” sözcüğünden etimolojik olarak günümüze gelmiş olup “Âlim, yetkin, bilgi fazilet ve feraset sahibi” gibi çok yüce bir anlamı muhteva etmektedir. Kelime dahi bu kadar âlâ iken mesleğin kutsiyeti asla tartışılmaz ve de tartışılmamalıdır. Ancak yaşanan gerçekler gün gibi ortadadır. Yazık …Çok yazık…

Yaşanan bu elim durum beni tarihi sayfalara götürüyor. Aklıma birden Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah ve hocası Nizamü`l –Mülk geliveriyor. Yaşanan bir olay karşısında ne diyor Sultan , Nizamü`l-Mülk`e? “Hocamın yaptığı hizmet bin ordudan daha hayırlıdır.” Hemen aklıma Mısır seferinden dönen Büyük Osmanlı hükümdarı Yavuz Sultan Selim ve kaftanını kirleten hocası İbn-î Kemâl geliyor. Peki ne diyordu ? “Hocam üzülmeyiniz . Sizin gibi bir âlimin bindiği atının ayağından sıçrayan çamur bizim için bir ziynettir.” Ya İstanbul`un miftahı Fatih Sultan ve hocası Akşemsettin`e ne demeli ? Hocası önde, arkasında hadise mazhar olan koca devletlü padişah…Büyük Türkiye Cumhuriyeti`nin kurucusu Başöğretmen Gazi Mustafa KEMAL tarihe damga vuruyor. Ziyaret ettiği bir köy okulunun sınıfında Öğretmenin kürsüden kalkması üzerine “ Hayır devam ediniz ve de yerinize oturunuz. Eğer izin verirseniz biz de sizden istifade etmek isteriz. Sınıfa girdiği zaman Cumhurbaşkanı dahi öğretmenden sonra gelir.” der ve öğretmenlik mesleğinin tüm makamların üstünde olduğu gerçeğini ortaya koyar.

Bunu anlamamış olan makamın cühelâ kaimlerine benden kıssadan hisse…

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.