Korona (virüs) gibi, depresyon da sosyal ilişkiler içerisinde bulaşabilir. Bu ilişki bulaşı bir aile üyesinden diğerine olabileceği gibi, düzenli vakit geçirdiğiniz bireylerden de kaynaklı gelişebillir ve tıpkı bireyler depresyona girebildiği gibi, bütün aile de çoğu zaman farkında olmadan depresyona girebilir.

Ailedeki depresyon, bir evin tüm enerjisini emmekle kalmaz ve o evin çevresinde dönen olumsuz duyguların kara deliğine dönüşebilir. Genellikle, bu tür depresyonu aile bireyleri fark etmeyebilir, fiziksel hastalık veya genel bir sinirlilik ve olumsuzluk havası olarak gizlemeye çalışabilir.

Zaman zaman danışanlarımın ifadelerinden, aile üyelerinin birbirlerinin gözlerine baktığı anların, bilgisayarın veya telefonun giriş ekranlarına çekildiğini duyyorum.. Bununla birlikte ev içi otel yaşamı dikkatimi çekiyor… Kendi odalarından, kendi alanlarından sadece ihtiyaçları dahilinde ayrılıyorlar.. Odalarından ayrıldıklarında bıraktıkları ekranlar onları aileleriyle ile birlikte iken; karamsarlığın, alaycılığın veya sessizliğin baskın olduğu aile iletişimi tarzına itiyor. Sessizlikten nefes almaya hazırlanan yalnızlık hissi, aile içinde yabancılaşma duygularına sürükleyebiliyor. Ancak fark edilemeyen taraf; duygularınız iç dünyanız ve dış dünyanızda oluşan gelişmelere yönelik işaretler sunar, trafik lambaları gibi…ve hissedilen hiçbir duygu kişilere zarar vermez; telefona gelen mesaj duygunuz ise ancak mesajın içeriğindeki bilgi zarar verici olabilir telefona gelen mesaj değil.. Yaşamın ahengi ve uyumu da bu yöndedir.

Aileler, depresyonun hayatlarında kalmalarına engel olabilmek ve sağlıklı etkileşim kalıplarının oluşmasını sağlayabilmek için şu yollara yönlenebilirler:

Bir aile üyesinde depresyon belirtilerini iyi fark edebilmek: Onu ne kadar erken fark ederseniz, bireyin bundan kurtulmasına o kadar hızlı yardım edebilir ve başkaları için riski kontrol altına alabilirsiniz. Bu belirtiler küçük çocuklarda, meydan okuyucu davranış biçimi alabilir, Okul çağındaki çocuklarda çökkünlük, başarısızlık, okuldan ve sosyal aktivitelerden geri çekilme olabilir. Gençlerde, genellikle sigara içmek, içki içmek veya uyuşturucu kullanmak, yaşlılarda ise yeme de iştahsızlık, ölüm düşünceleri veya içe kapanma olarak gizlenir.

Evde işlevsel düşünme ve işlevsel konuşma etrafında beceriler geliştirmek. Aileler genellikle depresyonu besleyebilecek olumsuz düşünce tarzını miras olarak taşıyabilirler. Yani anne ve babalarınız kendi anne babalarından, siz de kendi çocuklarınıza devam eden fark edebildiğiniz veya fark edemediğiniz bir döngü.... Ancak bu döngü zamanla aile lügatında, sevdiklerinizi hayal kırıklığı veya stresten korumak için geliştirilen bir karamsarlık modeline dönüşebiliyor.. Ama aslında, bu karamsarlık modeline dayanan olumsuz düşünce kalıpları tam tersini yapıyor ve maruz kalan herkesin ruh sağlığına zarar veriyor.

DANIŞAN:

“Annem, diğer tüm notlar 90 olmasına rağmen, biyolojiden 40 aldığı için kardeşime duyduğu hayal kırıklığını sürekli olarak ifade ettiğinde, kendi kendine uygulamayı öğrendiği bir tür bilişsel çarpıtmayı hem bana hem de kardeşime öğretmiş oldu Gülden Hanım..” olumlu deneyimleri göz ardı etme: Zihinsel bir filtreleme. .

Belki de annem, bu tür notları en iyi üniversite olasılığının önünü kapattığını ve böylece kardeşimin geleceğini mahvettiğini görerek bir felaketi zihninde canlandırıyor.” Bir kişinin inanç sistemini şekillendirme gücünü veren şey, olayların zaman içindeki tekrarlarıdır.

Bunun yerine, sağlıklı iletişim için yönergeler oluşturun. Herkesin yaygın çarpıtma türlerinden haberdar olmasını sağlayın:

· Felaketleştirme, hayal kırıklığı yaratan bir olayın zararlı etkilerini abartma

· Kişiselleştirme, kendinizi veya çocuğunuzu hayal kırıklığı yaratan bir sonucun nedeni olarak görmek

· Ya hep ya hiç düşüncesi, her şey ya beyazdır; ya da siyah..

· Aşırı genelleme, bir hayal kırıklığını kaçınılmaz bir kalıbın parçası olarak yorumlama

· Filtreleme, olumlu tarafı görmezden gelirken, bir deneyimin olumsuz yönlerine odaklanma

Ailenizin süregelen bir pozitif deneyim desteğine ve zor zamanlarda destek alabilecek (arkadaş, kuzen, dayı, amca, öğretmen, okul..vb) kaynaklara sahip olduğundan emin olun.

Olumsuz deneyimler o kadar çok psikolojik ağırlık taşır ki, olumlu deneyimlerin olumsuz olanlardan ciddi şekilde fazla olması gerekir.

Bir aile olarak olumlu ve olumsuz etkileşimleri, kendi kendinize şu benzer sorularla çıkarabilirsiniz: “ Birlikte ne kadar vakit geçirebiliyorsunuz? Olumlu veya olumsuz deneyimler dengede mi?, şiddeti, yoğunluğu kimler arasında nasıl ve ne kadar hissediliyor? Ailenizle daha olumlu deneyimler oluşturmak ve olumsuzları azaltmak için hangi eylem planının kullanılması gerekiyor?

Önünüzdeki haftanın duygusal ihtiyaçlarını fark edebilmek için için sık sık bir araya gelin.

“….….bu durumun senin için işlevsel olmasını sağlamak için neye ihtiyacın var?

Bu şekilde zorluklar, önceden tahmin edilebilir ve tüm aile üzerinde minimum stresle karşılanabilir. Ya da aile üyelerinin programlarında yer alan işleri yapabilmek için hangi duygusal ihtiyaçları ön sıraya almaları gerekir? Mesela, Ali’nin pazar günü önemli bir sınavı varsa, bir ebeveyn özellikle cumartesi akşamı destek için hazır olmayı planlayabilir.

İnsanların sadece aktivite programlarını değil, iyilik hallerini de kontrol etmesi, yaşamın her aşamasında depresyona karşı büyük önemli bir duygu olan bağlılığa katkıda bulunur. Aile etkinlikleri kadar aile duygularına da dikkat etmek, aile depresyonuyla mücadelede kullanabileceğiniz en iyi korumalardan biridir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.