Dünya’da uzun yıllardır süren, sömürgeler, savaşlar, yağmalar, zulümler hepsi bir tarafa bir virüs bütün ülkeleri dize getirdi.
Çaresi bulunamıyor, önüne geçilemiyor. Teknoloji ve bilim ilacını henüz bulamıyor.
Süper güç devletler, en son teknolojiyi kullanan ülkeler bile yüzlerce vatandaşını bu virüse kurban veriyor.
A devleti de aynı önlemi alıyor Z devleti de.
Evde kal, ellerini yıka...
Tek çare bu...
Bunun yanında şu an ilaç gibi kullanılan kolonya.
Virus güçlü, yakalanan yaşlı ve kronik hastalığı olan insanları yavaş yavaş acı çekerek öldürüyor, önlem çok aciz kalıyor...
Uzmanlar diyor ki; ‘ Bu virüsün endişe ve kaygısı daha fazla, bir tarafta çok rahat bana bir şey olmaz diyen insanlar var, diğer tarafta aşırı önlemler alarak ruh sağlığını kaybetme noktasına gelmiş insanlar var.’
Herkesin gözü kulağı söylenenlerde, bir an önce ilacın bulunup, bu durumun ortadan kalkması.
Bu durum er yada geç ortadan kalkar, bu durumdan ne kadar ders çıkaracağız açıkcası daha önemli diye düşünüyorum.
Hafta sonu TV programı izlerken Prof.Dr. Orhan Kural Hocamız bu konuya çok farklı bir açıdan bakmış, özetlemiş ve değerlendirmiş. İbret alınacak ve ders çıkarılacak bu konuşmayı sizlerle paylaşmak istiyorum.
“Yağma yok, binlerce insan bu virüsten yaşamını yitirdi. Günde 22 bin insan açlıktan, binlerce insan sıtmadan ölüyor. Başta Afrika olmak üzere insanlar doktorsuzluktan ve ilaçsızlıktan ölüyor. Ama bu virüs, sınıf ve varlık ayrımını yapmayınca, korktunuz değil mi? Paranız ve servetiniz işe yaramadı. Dünya da Başkanlar, bakanlar, futbolcular hepsini vurmaya başladı. Bir şımarık futbolcu kendine ada aldı. Dünyada binlerce insan açlıktan ölürken neredeydiler? Şimdi neden bu virüsü önemsediniz, çünkü sıra size geldi. Paranızla bu virusün ilacını satın alamıyorsunuz. Bol bol gıda stokladınız. Bugüne kadar hayvanları istismar ettik. Sirkler açtık, hayvanat bahçeleri açtık, suçsuz hayvanları kafeslere kapattık. Gelsin insanlar görsün diye...
Yunuslar ufacık havuzlarda yaşamaz. Son kalan beyaz zürafa öldürüldü, zavallı develer Avusturalya da öldürüldü. Kimsenin sesi çıkmadı. Şimdi sıra hayvanlarda bizden intikam alıyorlar. Domuz gribi, kuş gribi şimdi de pangolin denen Çin’de yaşayan bir hayvan. Sıra bize de geldi. Yeni araba, yeni yatlar, yeni arsalar, niye alıyorsunuz. Bakın Trump dahil herkes kolonya ve suya kaldı. Paranız sizi kurtarmıyor. Çünkü, virüs sınıf tanımıyor. Birleşik Arap Emirlikleri Emirler’i dişleri ağrıdığında özel jetlerle Londra’ya gidiyorlar. Suudi Arabistan kralı beş tane özel jetiyle Tayland’a tatile gidiyor. Müslümanlıkta israf var mı? Ekmekleri çöpe attık. 8 bin dolara çanta alanlar var. Bir adam çıktı, kulağının arkasından tuz atıp altında biftek kızarttı, gittiniz yüzlerce dolar verip onları yediniz. 22 bin kişi bugün açlıktan ölüyor kimsenin sesi çıkmıyor, 3 bin kişi öldü diye kıyametler koptu, herkes evine kapandı. Manzara için ağaçlar kesildi, ormanları kestiniz, serpme kahvaltı yaptınız bir tek ekmeği bulamayan insanlarla alay edercesine çoğunu çöpe döktünüz, iftar masaların da yüzde yetmişi oruç tutmuyor ve zenginlerini ağırlıyorsunuz. Halbu ki İslamiyette iftar fakirlerle verilir. Bakın dünya liderleri de dahil herkes korku içinde. Bir ay sonra ilaç bulunacak belki sonra ne olacak biliyor musunuz? Yine gündemden düşecek, tüketim sistemi devam edecek. Yoksullar belki bu virüsten ölmeye devam edecekler ama kimsenin umrunda olmayacak bir kez daha insanlar akıllanmayacak, sistem böyle.”
