İsterseniz bir empati yapalım. İyi niyet çerçevesinde 30 kişilik bir grup evinize misafirliğe geliyorsa, bu duruma ister istemez şüpheyle bakarsınız! En azından, “Hayırdır, ne oluyoruz” deriz. Kaldı ki yaşanan bir tartışmanın hemen akabinde, böyle bir olay cereyan ediyorsa, yani 30 kişilik bir grup bir makama geliyorsa, bunda da pekte iyi niyet aranmaz.  

Bilindiği üzere dün Aksu Belediyesi’nin Ağustos Ayı Meclis oturumu vardı. Gündemin 6’ınca maddesine geçilince, mecliste bir tartışma yaşanmış. Yaşanmış diyorum, çünkü o oturumu izlemedim. Bire bir olaylara şahit olmadım. Ama akabinde bir araştırma yaptım ve detaylara ulaştım.

 Peki, nedir bu detaylar?

6. gündem maddesinin görüşüldüğü sırada İYİ Parti Grup Sözcüsü Ramazan Özen ile Aksu Belediye Başkanı Halil Şahin arasında tartışma yaşanmış. Tartışmaya, İYİ Parti Meclis Üyesi Nevzat Akcan da katılmış. Tartışmanın büyümesi üzerine Belediye Başkanı Halil Şahin, güvenlik görevlilerine Ramazan Özen ve Nevzat Akcan’ın dışarı çıkartılması talimatını vermiş. İki isim, güvenlik görevlileri eşliğinde meclis salonundan çıkartılmış. Bu durum zaman zaman başka belediyelerin meclis oturumunda göze çarpan unsurlar.  Çünkü mecliste belediye başkanının görevi düzeni sağlamaktır. Düzeni bozan varsa yetki ve görevi gereği dışarıya çıkartır. Bu yasaların belediye başkanına verdiği bir haktır. Karara katılırsınız, katılmazsınız veya verilen kararı yanlış olarak görebilirsiniz. Buna da karşılık vereceğiniz demokratik haklarınız var. Yerine kamuoyuna açıklama yaparsınız, yetmedi parti kurullarınızı toplar, kamuoyunu belgeler eşliğinde bilgilendirirsiniz. Daha da olmadı gider suç duyurusunda bulunursunuz. Ve benzeri…

Ama bunun yolu, hemen akabinde İl başkanı eşliğinde 30 kişilik bir grupla baskın yaparcasına makama gelmezsiniz ve gelemezsiniz. İşte gelindiği taktirde kendinize göre haklı da olsanız, haksız pozisyona düşersiniz. Kaldı ki gruba öncülük eden bir il başkanı. Kanaat önderi pozisyonun da bir birey. Bir kitleyi temsil ediyor.  Bu pozisyonda olan bir birey aklı selim düşünmeli. Öfkeyle ve anlık fevri hareketlerde bulunmamalı. Attığı her adım kitleyi harekete geçirir. Deminde ifade ettiğim gibi, 30 kişiyle bir misafirliğe gidemezsiniz. Hatta kendi evinize bile gidemezsiniz. Gittiğiniz taktirde bir algıya neden olur. Misafirliğin bile bir adap ve üslubu vardır.

Tüm bu gelişmelere rağmen, gidilen makamda, makamı temsil eden başkan, “Buyurun oturun” demesine rağmen,  karşılığında verilen cevap “Biz oturmaya değil, hesap sormaya” denilmesi bile, kabul edilecek bir tutum değil.  Pardon da neyin hesabı. Birileri de haklı olarak çıkar, neyin hesabı dağ başında mı yaşıyoruz” der. Ve olanlar olur.  

Bu gelişmelerin ardından sormak isterim İYİ Parti İl Başkanı Sayın Vahdet Afşin Karacan’a; Racon kesmeye, kabadayılık yapmaya ve mafyalığa mı soyundunuz.  O arbede de etrafınızda ki gençlerde biri veya o oda da bulunan birilerine bir şey olmuş olsaydı, bunun vicdan muhasebesini nasıl yapacaktınız. Siz bir kanaat önderi olarak 30 kişiyle bir makama gidip hesap sormayı  kendinizde hak görürseniz, o zaman temsil ettiğiniz kitleden biri de, yüz kişiyle bir başka makama gidip hesap sormayı kendisinde hak olarak görmez mi? Oysaki bir hukuk devletinde yaşıyoruz. Bu ülkenin yasaları var. Bireylerin Demokratik hakları var. Bu hakları sonuna kadar herkes kullanabilir. Aynı hakları sizde kullanabilirsiniz. Kimsenin buna diyecek bir sözü olamaz. Ama bunun yolu 30 kişiyle makam basmayla olmaz. Hani imam cemaat misali.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.