Haber Merkezi-
“Burası enteresan bir yer, tarihsel kayıtlarda büyük deprem yok”
Ersoy, Antalya ve çevresinin tarihsel dönem kayıtlarında büyük depremlerle anılan bir bölge olmadığını hatırlatarak şunları söyledi: “Burada tarihsel dönemler içerisinde hatırladığımız büyük depremler yok, kataloglarımızda da bulunmuyor. Fakat bu depremlerin derinlikleri oldukça dikkat çekici. Bazı kaynaklarda 30 km, bazı kaynaklarda 84 hatta 100 km derinlikler veriliyor.”
“Bu derinlikler dalma-batma zonunu işaret ediyor”
Derinliğin olağanüstü olduğuna dikkat çeken Ersoy, Akdeniz’deki jeolojik yapıya değindi: “Eğer deprem 30 km’den daha derinde meydana geldiyse bu, Anadolu topraklarındaki yer kabuğunu aşan bir derinliktir. Akdeniz içerisinde bir dalma-batma zonu var. Afrika levhası, Anadolu’nun altına doğru dalıyor. Bu yapı Güney Ege’den başlayıp Antalya Körfezi'ne kadar uzanıyor. Deprem de bu derin katmanlarda meydana gelmiş olabilir. Merkez üssü Antalya görünür ama deprem Antalya’da değil, altındaki katmanda gerçekleşir.”
“Antalya’daki gevşek zemin hissedilmeyi azaltmış olabilir”
Bölgedeki hissedilme düzeyinin düşük olmasını da değerlendiren Ersoy, Antalya şehir zeminine işaret etti: “Antalya civarında traversel dediğimiz, çok boşluklu gevşek bir materyal bulunuyor. Bu malzeme deprem dalgalarını soğurabilir. Bu nedenle bazı vatandaşlar depremi zayıf hissetmiş olabilir.”
“Büyüklükle ilgili farklı veriler var, AFAD’ın verilerini esas almalıyız”
Bazı kaynaklarda büyüklüğün 5’in üzerine çıktığı iddialarına karşın Ersoy, resmi verilerin önemini vurguladı: “Benim baktığım kaynaklarda 5.5’e kadar çıkan büyüklükler görüyorum. Ancak AFAD ve diğer güvenilir kaynaklar daha düşük, 4’lü büyüklüklerde açıklıyor. İlerleyen saatlerde tüm veriler tutarlı hale gelecektir.”
Deprem uzmanı Ersoy, büyük bir tehlikenin olmadığını ancak derin depremlerin Akdeniz’deki levha hareketleri nedeniyle zaman zaman görülebildiğini belirterek bölge halkına geçmiş olsun dileklerini iletti.

