Kuraklık artık uzak bir Afrika gerçeği değil. O çorak topraklar bizden binlerce kilometre ötede değil. Gözümüzün önünde, toprağın çatladığı, barajların dibinin gördüğü ve yağmurun haftalarca yağmadığı, uğramadığı Anadolu coğrafyasının tam ortasındayız. Şimdi hep birlikte yüzleşmemiz gereken bir gerçekle karşı karşıyayız: Türkiye, çölleşiyor. Ve bu tehlike hiç bu kadar yakın olmamıştı diyor bilimsel veriler...

Geçtiğimiz günlerde yayınlanan  Birleşmiş Mişletler (BM) destekli “Dünyadaki Kuraklık Noktaları 2023–2025” raporu, durumun ciddiyetini bir kez daha gözler önüne serdi. Rapora göre, ülkemizin %88’i çölleşme riskiyle karşı karşıya. Evet, yanlış okumadınız. Türkiye’nin neredeyse tamamının bu büyük tehdit altında olduğu ifade ediliyor. 

1950’lerden bu yana kuraklıkların sadece arttığı değil, daha sık ve yıkıcı hale geldiği de raporda açıkça belirtiliyor. Ve 2030 yılı için yapılan projeksiyonlar hiç de iç açıcı değil: Sıcaklıkların batı ve güney bölgelerimizde 4–5 derece artması, yağışların %30’a kadar düşmesi bekleniyor.

Tarımda Tükenen Su, Şehirde Susuzluk Demek

Türkiye’nin su kaynaklarının %75’i tarımsal sulamada kullanılıyor. Ama ne yazık ki bu kullanımın büyük bölümü hâlâ ilkel yöntemlerle, kontrolsüz bir şekilde yürütülüyor. Damlama sulama gibi verimli sistemlerin yeterince yaygın olmaması, suyumuzun çoğunu toprağa değil, boşa akıtıyor.

2030 yılında Türkiye’nin “su fakiri” ülkeler sınıfına girebileceği uyarısı yapılıyor. Kişi başına düşen su miktarı hızla 1000 m³’ün altına iniyor. Bu sadece kırsalda değil, şehirlerde de büyük bir yaşam krizinin kapısını aralayacak.

Ne Yapmalı?

Bu noktada sadece devletin değil, hepimizin sorumluluğu var. Tarım politikalarının değişmesi şart. Akıllı sulama sistemlerine teşvik, yağmur suyu hasadı, gri suyun geri dönüşümü gibi sistemler artık lüks değil, zorunluluk.

Yerel yönetimler park sulamalarından sanayi kullanımına kadar her noktada sürdürülebilir su politikaları geliştirmeli. Eğitim sisteminde su bilinci, ilkokul sıralarından başlamalı. Ve elbette medya olarak bizim görevimiz, bu tehlikeyi gündemde tutmak.

Sözün Özü…

Eğer bugün önlem almazsak, yarın elimizi uzattığımızda çeşmeden su değil, boş borular akacak. Toprağımızı, geleceğimizi ve çocuklarımızın su hakkını korumak için geç kalmadan harekete geçmeliyiz! 

Unutmayalım: Kuraklık kader değildir, tedbir alınmazsa sonuç olur.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.