Şubat Ayında havaya ve suya düşen Cemre, Mart Ayının ilk haftası toprağa düşünce baharın esintilerini ve sıcaklığını iyice hissettirmeye başladı. Epey soğuk geçen kış mevsimini geride bırakırken, ilk baharla her şey yeniden rengini almaya başlıyor.

Badem ve erik ağaçlarının çiçek açması doğayı kış uykusundan uyandırırken, dağlarda ki karların erimesi, ırmakların ve nehirlerin çağlamasına neden oluyor. Mart ayında Kurşunlu şelalesinde bunu yaşayabiliriz.

Bahar dokunduğu yeri bereketlendirmeye başladı. Seralar da ikinci dikimler yapılırken, yeni dikilen ürünler, meyve vermeye başlıyor. Bundan sonrası bolluk ve bereket inşallah. Ürün artar, üretici çok ürünle halin yolunu tutar. İhracat rakamları ülke ekonomisinin yüzünü güldürürken, tüketici çok çeşiti daha ekonomik rakamlara alır bundan böyle.

Antalya’nın güzel ilçesi Aksu’da bunlar yaşanırken yaylada da yeni sezonun ilk adımları atılıyor. Bu sene soğuk nedeniyle dikim tarihleri 15-20 gün öteye atılsa bile Mart sonu ilk fideler toprakla buluşacak gibi. Daha şimdiden Burdur’un bereketli ovasından yer almak isteyenler, kiralamak isteyenler, Ar-Ge çalışmalarına başlamış bile. Toprak ve tarım artık mantıklı ve kazançlı bir yatırım olarak ifade ediliyor. Yeni ürünler, yeni bitki desenleri, dış dünyanın talepleri, artan ihracatlar, derken tarıma yatırım cazip hale geldiği gibi çıtayı yükselterek korumaya da devam ediyor.

Gündemi takip ettiğimiz de tarım konusunda yaşananlara dikkat kesiliyoruz ve notlarımızı alıyoruz. Dünya da her gün gıda konusunda yeni gelişmeler yaşanıyor. Maliyetleri az ama verimi yüksek üretimler için yeni tarım arazileri aranıyor. Bunun yanında; enerji, iklim, su kaynakları konuları bilimsel olarak tartışılmakta.

Son zamanlarda yakından takip ettiğimiz kadarıyla en çok çalıştayların, toplantıların ve seminerlerin yapıldığı konu toprak, enerji, su ve iklim. İnsanın yaşamını idame ettirmesi için gerekli gıda ürünleri, minimum kaynaklarla maksimum verim nasıl elde edilir bunların hesapları yapılıyor.

Örtü altı tarım bu hesapların en başında geliyor. Ürünün kontrolü, denetimi, ilaç ve gübre dengesi, tasarruflu su kullanımı, enerji tüketimi, doğallığı, biyolojik mücadelesi ve daha bir çok konu bu çatının altında hesaplanıyor. Biyolojik mücadele yöntemleriyle örtü altında yetiştirilen ürünün doğal olduğu yine uzmanlar tarafından belirtiliyor.

Daha düne kadar Kaliforniya biberinin ve kapya biberinin adını sanını bilmezken bugün bizim mutfağımızda yer edinmeye başladı. Avokado meyvesinin soframızı girmesi ne kadar eski. Çok yıl değil tropikal meyve olarak muzu bilirken, şimdi mango, çarkıfelek, papaya, ananas, ejder meyvesi alıyoruz. Kim derdi Antalya’da serada muz yetişecek. Belki bir kaç sene sonra Burdur’da muz yetişecek. Daha sağlam, daha lezzetli diyeceğiz belki de. İhracat kapısı açılacak kim bilir.
İklimler değişiyor. Ülkemizde her geçen yıl soğuk ve ağır kışların yaşandığı bölgeler, ılıman iklim özelliğine dönüşüyor. Bu durum da tarımın gücünü bir kat daha artırıyor.

Yaşanan mevsimsel değişiklikler belki de suyu, havası, enerjisi bakımından Antalya tarımını Burdur bereket ovasına taşıyacak. Verimli ve az maliyetli ürünler yetişecek. Ürün deseni değişecek. Dünya pazarına cevap verecek belki de.

Güvenilir gıda üretimi konusunda ivme yakalamış Antalya’nın, Burdur ve ilçeleri için rol model olduğuna ve yeni gelişmeleri yakından takip ederlerse geleceğin örtü altı merkezi olabileceğini düşünüyorum.

Her geçen yıl farklı şekiller alan tarım, yeni yerler ve yeni yatırımcılarla ilerlemeye devam ederken, bizde elimizden geldiğince sizlere aktarmaya çalışacağız.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.