“28 Şubat bir darbedir”
Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Türkiye’deki Demokratik Gelişim’ konulu konferansta konuşan Emekli Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek, 28 Şubat davasını yakından takip eden biri olarak, “28 Şubat’a demokrasimiz açısından baktığımızda, hiç tereddütsüz bir darbedir derim” dedi. Petek, “Her görüşten, her partiden insanların katkısıyla Türkiye, daha demokratik, korkularını, özgürlükler yoluyla aşan bir noktaya doğru ilerliyor” diye konuştu.
Antalya’daki 700’e yakın muhtarı Kremlin Palace Otel’de iki gün boyunca kampa alarak, Muhtar Bilgilendirme Sistemi’ni (MUBİM) anlatan Büyükşehir Belediyesi, muhtarlar için bir de konferans düzenledi. Moderatörlüğünü Dr. Murat Yılmaz’ın yaptığı ‘Türkiye’deki Demokratik Gelişim’ konulu konferansta Emekli Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek konuşmacı olarak yer aldı. Konferansa Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Ak Parti İl Başkanı Mustafa Köse, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Birol Ekici, Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Mithat Yolcu’nun yanı sıra çok sayıda muhtar katıldı.
Konferansın açılış konuşmasını yapan Siyaset Bilimci Dr. Murat Yılmaz, Büyükşehir Belediyelerinin son dönem itibari ile kazandığı kıymetin önemli olduğuna vurgu yaparak. Türkiye’deki demokratikleşmenin 19’ncu Yüzyıl’da ortaya çıkan vilayetlerle başladığını söyledi.
Türkiye’nin demokrasi tarihini anlatan Emekli Başsavcı Reşat Petek Osmanlı’nın yıkılışından sonra Anadolu’da başlayan kurtuluş mücadelesini yürüten kurumun Türkiye Büyük Millet Meclisi olduğunu belirtti. Bugünkü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ‘Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir’ ilkesi çerçevesinde oluştuğunu ifade eden Emekli Başsavcı Petek, “Daha sonra da Cumhuriyet ilan edildi. İşte bugünkü Cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı o dönemde hemen demokrasiye geçilemedi” dedi.
CUMHURİYETİN KAZANIMLARI POLİTİK BİR SÖYLEM
Türkiye’deki demokratik gelişimi ifade ederken, sıklıkla dile getirilen Cumhuriyetin kazanımları konusuna da değinen Reşat Petek şunları söyledi: “Cumhuriyetin kazanımları Cumhuriyetin değerleri olarak politikada da sıkça gündeme getirilen bir kavramdır. Cumhuriyetin kazanımlarını terk etmeme, sahip çıkma, başkalarına çiğnetmeme gibi politik söylemlere rağmen bu kazanımlardan ne anlaşıldığı konusunda farklılıklar var. Cumhuriyetin kazanımları dediğimizde en önemlisi, işgal edilmiş bir ülkede milli birlik beraberlik ruhu ile kendi medeniyet değerlerine, kültürlerine, ahlakına, istiklaline ve istikbaline uzanan düşmanca tavırlara karşı bu değerlere sahip çıkarak yürütmek, bir mücadeledir. Bu mücadelenin sonunda kazanılan zafer, o zaferin anayasal ilkeler bağlamında bir yere kadar düzenlenmesi, kurulan bir devlet ve onun devamıdır. Burada cumhuriyetin niteliği dediğimizde yabancılaşma yok, başka bir kültüre teslim yok ya da devletin milletin yeniden yapılandırılması şeklinde tezahür eden bir toplum mühendisliği yok. Yine kendi inancına, tarihine, kültür değerlerine bağlı ama demokratik bir şekilde seçimle kendi yöneticilerini seçen, kendi geleceğini tayin eden bir sistem var. Uygulamaya baktığımızda özellikle tek parti döneminde bu Cumhuriyet kazanımlarının çok farklı yorumlandığını farklı değerlendirildiğini görüyoruz.”
İRTİCA TEHDİDİ VE TEHLİKESİ YOKTU
Türkiye’de din ve vicdan özgürlüğü alanında rahatlamanın olduğuna vurgu yapan Emekli Başsavcı Petek, bu noktada da Anadolu insanının yönetenler kesiminde temsil edilme oranının yükselmeye başladığını söyledi. Yakın tarihte bundan rahatsız olanların teşkilatlanarak tehlikeli gördükleri bu durumu durdurmanın yöntemlerini aradıklarını anlatan Petek, “Bu demokratik girişi durduran ve önemli ölçüde demokrasiye darbe girişimi oluşturmak isteyen bir takım gruplar ortaya çıktı. Özellikle dünyadaki gelişmelerle birlikte paralel bakacak olursak, komünizmin ortadan kalkmasının ardından NATO, yeni tehlike olarak İslam’ı ve Müslümanları ilan etti. Türkiye’de de buna paralel olarak, yine inanç ve fikir özgürlüğüne dayalı olmasına rağmen dini temelli çalışmaları yok etmek ya da durdurabilmek için bir tehdit icat edildi; irtica tehdidi ve tehlikesi. Bunu Türkiye’de birinci tehdit olarak ortaya çıkardılar. Oysa böyle bir tehdidin varlığı söz konusu değildi” ifadeleri kullandı.
28 ŞUBAT DAVASI
Bu bağlamda 28 Şubat davasını yakından takip ettiğini söyleyen Reşat Petek şunları söyledi: “28 Şubat’ın 103 sorumlusu Ankara’da şu anda yargılanıyor. Başta o dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı yargılanıyor. Aşağı yukarı ikinci yılın yargılama safhası doldu. 28 Şubat mağdurlarından biri olarak ben de davacıyım. Bugün 28 Şubat davasına konu olan Batı Çalışma Grubu’nun bütün belgeleri mahkemenin önünde. 500 klasör derlenmiş toparlanmış. Bunların içerisinde insanın tüylerini diken diken eden kararlar var. Batı Çalışma Grubu adıyla illegal olarak bir araya gelmiş, toparlamışlar. Türkiye’deki siyasal İslam olarak adlandırdıkları, kendi inancına, ahlakına, dini değerlerine bağlı olarak bir araya gelen insanları nasıl suçlu ilan ederiz, iktidardaki Refah Yol’u nasıl deviririz, devirdikten sonra da bin yıl devam edecek 28 Şubat anlayışını karar kılmışlar.”
28 ŞUBAT DARBEDİR
Petek sözlerine şöyle devam etti: “ Dönemin Genel Kurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ‘Ben Batı Çalışma Grubu kurulması için bir talimatı vermedim, benim haberim yok’ diyor. Ama diğer tarafta ikinci başkan diyor ki ‘Efendim siz talimat verdiniz öyle kurduk Batı Çalışma Grubu illegal falan değil.’ Mahkemelerde uzun süre bunlar tartışıldı. Burada ilginç bir şey söylemek istiyorum dönemin Genel Kurmay Genel Sekreteri Erol Özkasnak dedi ki ‘Ben bir açıklama yapacağım. Batı Çalışma Grubu tamamen Genel Kurmay Başkan’ın talimatıyla kurulup, çalışmalarını başlatmıştır.’ Darbe sözcüğünde de rahatsız oluyorlar. ‘Biz darbe falan yapmadık’ diyorlar. Efendim ne yaptınız? Biz darbe yapmadık mevcut iktidarın olumsuz tarafını gördük, kendimiz iktidarı yönetmektense baskı ile cebir şiddet ile iktidarı değiştirttik. Bu darbe değildir diye savunmaları var. 28 Şubat’a demokrasimiz açısından baktığımızda, hiç tereddütsüz darbedir derim. Çünkü seçilmiş bir iktidar yok. Koalisyon da olsa TBMM’deki çoğunluğa rağmen dönemin İçişleri Bakanı’na ‘Söyleyin o kadına ileri geri konuşmasın onu yağlı kazığa oturturuz’ diyen, Başbakan Necmettin Erbakan’a basın toplantısında küfür etme cesaretinde bulunanlar, hukuksuzluğun içinde cesaret alıp demokrasiye yeni bir mola verdiler.”
TÜRKİYE İYİ YOLDA
Türkiye’nin iyi bir yolda olduğunu ifade eden Petek sözlerini şu şekilde tamamladı: “Her görüşten, her partiden insanların katkısıyla Türkiye, Daha demokratik, korkularını aşan ve özgürlükler yoluyla aşan bir noktaya doğru ilerliyor. Bu zaman içerisinde daha iyi bir noktaya gelecek.”
Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Türkiye’deki Demokratik Gelişim’ konulu konferansta konuşan Emekli Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek, 28 Şubat davasını yakından takip eden biri olarak, “28 Şubat’a demokrasimiz açısından baktığımızda, hiç tereddütsüz bir darbedir derim” dedi. Petek, “Her görüşten, her partiden insanların katkısıyla Türkiye, daha demokratik, korkularını, özgürlükler yoluyla aşan bir noktaya doğru ilerliyor” diye konuştu.
Antalya’daki 700’e yakın muhtarı Kremlin Palace Otel’de iki gün boyunca kampa alarak, Muhtar Bilgilendirme Sistemi’ni (MUBİM) anlatan Büyükşehir Belediyesi, muhtarlar için bir de konferans düzenledi. Moderatörlüğünü Dr. Murat Yılmaz’ın yaptığı ‘Türkiye’deki Demokratik Gelişim’ konulu konferansta Emekli Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek konuşmacı olarak yer aldı. Konferansa Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Ak Parti İl Başkanı Mustafa Köse, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Birol Ekici, Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Mithat Yolcu’nun yanı sıra çok sayıda muhtar katıldı.
Konferansın açılış konuşmasını yapan Siyaset Bilimci Dr. Murat Yılmaz, Büyükşehir Belediyelerinin son dönem itibari ile kazandığı kıymetin önemli olduğuna vurgu yaparak. Türkiye’deki demokratikleşmenin 19’ncu Yüzyıl’da ortaya çıkan vilayetlerle başladığını söyledi.
Türkiye’nin demokrasi tarihini anlatan Emekli Başsavcı Reşat Petek Osmanlı’nın yıkılışından sonra Anadolu’da başlayan kurtuluş mücadelesini yürüten kurumun Türkiye Büyük Millet Meclisi olduğunu belirtti. Bugünkü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ‘Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir’ ilkesi çerçevesinde oluştuğunu ifade eden Emekli Başsavcı Petek, “Daha sonra da Cumhuriyet ilan edildi. İşte bugünkü Cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı o dönemde hemen demokrasiye geçilemedi” dedi.
CUMHURİYETİN KAZANIMLARI POLİTİK BİR SÖYLEM
Türkiye’deki demokratik gelişimi ifade ederken, sıklıkla dile getirilen Cumhuriyetin kazanımları konusuna da değinen Reşat Petek şunları söyledi: “Cumhuriyetin kazanımları Cumhuriyetin değerleri olarak politikada da sıkça gündeme getirilen bir kavramdır. Cumhuriyetin kazanımlarını terk etmeme, sahip çıkma, başkalarına çiğnetmeme gibi politik söylemlere rağmen bu kazanımlardan ne anlaşıldığı konusunda farklılıklar var. Cumhuriyetin kazanımları dediğimizde en önemlisi, işgal edilmiş bir ülkede milli birlik beraberlik ruhu ile kendi medeniyet değerlerine, kültürlerine, ahlakına, istiklaline ve istikbaline uzanan düşmanca tavırlara karşı bu değerlere sahip çıkarak yürütmek, bir mücadeledir. Bu mücadelenin sonunda kazanılan zafer, o zaferin anayasal ilkeler bağlamında bir yere kadar düzenlenmesi, kurulan bir devlet ve onun devamıdır. Burada cumhuriyetin niteliği dediğimizde yabancılaşma yok, başka bir kültüre teslim yok ya da devletin milletin yeniden yapılandırılması şeklinde tezahür eden bir toplum mühendisliği yok. Yine kendi inancına, tarihine, kültür değerlerine bağlı ama demokratik bir şekilde seçimle kendi yöneticilerini seçen, kendi geleceğini tayin eden bir sistem var. Uygulamaya baktığımızda özellikle tek parti döneminde bu Cumhuriyet kazanımlarının çok farklı yorumlandığını farklı değerlendirildiğini görüyoruz.”
İRTİCA TEHDİDİ VE TEHLİKESİ YOKTU
Türkiye’de din ve vicdan özgürlüğü alanında rahatlamanın olduğuna vurgu yapan Emekli Başsavcı Petek, bu noktada da Anadolu insanının yönetenler kesiminde temsil edilme oranının yükselmeye başladığını söyledi. Yakın tarihte bundan rahatsız olanların teşkilatlanarak tehlikeli gördükleri bu durumu durdurmanın yöntemlerini aradıklarını anlatan Petek, “Bu demokratik girişi durduran ve önemli ölçüde demokrasiye darbe girişimi oluşturmak isteyen bir takım gruplar ortaya çıktı. Özellikle dünyadaki gelişmelerle birlikte paralel bakacak olursak, komünizmin ortadan kalkmasının ardından NATO, yeni tehlike olarak İslam’ı ve Müslümanları ilan etti. Türkiye’de de buna paralel olarak, yine inanç ve fikir özgürlüğüne dayalı olmasına rağmen dini temelli çalışmaları yok etmek ya da durdurabilmek için bir tehdit icat edildi; irtica tehdidi ve tehlikesi. Bunu Türkiye’de birinci tehdit olarak ortaya çıkardılar. Oysa böyle bir tehdidin varlığı söz konusu değildi” ifadeleri kullandı.
28 ŞUBAT DAVASI
Bu bağlamda 28 Şubat davasını yakından takip ettiğini söyleyen Reşat Petek şunları söyledi: “28 Şubat’ın 103 sorumlusu Ankara’da şu anda yargılanıyor. Başta o dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı yargılanıyor. Aşağı yukarı ikinci yılın yargılama safhası doldu. 28 Şubat mağdurlarından biri olarak ben de davacıyım. Bugün 28 Şubat davasına konu olan Batı Çalışma Grubu’nun bütün belgeleri mahkemenin önünde. 500 klasör derlenmiş toparlanmış. Bunların içerisinde insanın tüylerini diken diken eden kararlar var. Batı Çalışma Grubu adıyla illegal olarak bir araya gelmiş, toparlamışlar. Türkiye’deki siyasal İslam olarak adlandırdıkları, kendi inancına, ahlakına, dini değerlerine bağlı olarak bir araya gelen insanları nasıl suçlu ilan ederiz, iktidardaki Refah Yol’u nasıl deviririz, devirdikten sonra da bin yıl devam edecek 28 Şubat anlayışını karar kılmışlar.”
28 ŞUBAT DARBEDİR
Petek sözlerine şöyle devam etti: “ Dönemin Genel Kurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ‘Ben Batı Çalışma Grubu kurulması için bir talimatı vermedim, benim haberim yok’ diyor. Ama diğer tarafta ikinci başkan diyor ki ‘Efendim siz talimat verdiniz öyle kurduk Batı Çalışma Grubu illegal falan değil.’ Mahkemelerde uzun süre bunlar tartışıldı. Burada ilginç bir şey söylemek istiyorum dönemin Genel Kurmay Genel Sekreteri Erol Özkasnak dedi ki ‘Ben bir açıklama yapacağım. Batı Çalışma Grubu tamamen Genel Kurmay Başkan’ın talimatıyla kurulup, çalışmalarını başlatmıştır.’ Darbe sözcüğünde de rahatsız oluyorlar. ‘Biz darbe falan yapmadık’ diyorlar. Efendim ne yaptınız? Biz darbe yapmadık mevcut iktidarın olumsuz tarafını gördük, kendimiz iktidarı yönetmektense baskı ile cebir şiddet ile iktidarı değiştirttik. Bu darbe değildir diye savunmaları var. 28 Şubat’a demokrasimiz açısından baktığımızda, hiç tereddütsüz darbedir derim. Çünkü seçilmiş bir iktidar yok. Koalisyon da olsa TBMM’deki çoğunluğa rağmen dönemin İçişleri Bakanı’na ‘Söyleyin o kadına ileri geri konuşmasın onu yağlı kazığa oturturuz’ diyen, Başbakan Necmettin Erbakan’a basın toplantısında küfür etme cesaretinde bulunanlar, hukuksuzluğun içinde cesaret alıp demokrasiye yeni bir mola verdiler.”
TÜRKİYE İYİ YOLDA
Türkiye’nin iyi bir yolda olduğunu ifade eden Petek sözlerini şu şekilde tamamladı: “Her görüşten, her partiden insanların katkısıyla Türkiye, Daha demokratik, korkularını aşan ve özgürlükler yoluyla aşan bir noktaya doğru ilerliyor. Bu zaman içerisinde daha iyi bir noktaya gelecek.”
Son Güncelleme: 22.12.2014 12:38