Kendisine çok saygı duyduğum, nezaketine hayran kaldığım Hilal hanım, "Sitemizde size bir köşe açsak haftada bir gün bize yazar mısınız?" dediğinde memnun olmuş ve severek kabul etmiştim. 

   Ama bir de söze gelmemiş anlaşmamız vardı. Bu köşede, sevgiyi, saygıyı, güzellikleri ... yani kısaca mavilikleri paylaşacaktık. Aslında çok da güzel bir anlaşmaydı. 

    Bulabildiğim, görebildiğim kadarıyla bu güzel anlaşmaya sadık kalmaya özen gösterdim. Ama zorlandığımı itiraf etmek zorundayım. Çünkü güzel şeyler o kadar azalmıştı ki. Kimbilir belki de ben göremiyordum.

    Covid 19 virüsü hayatımızı alt üst etmişti. Ekonomi alt gelir gruplarını çarpmış geçmiş, dövizdi, altındı, enflasyondu, asgari ücretti, sokağa çıkma kısıtlamaları, EBA... Ooo hayatımız belki bile isteye, belki bilmeden ne kadar baskı altına alınmış, ne kadar da berbat bir hale gelmiş.

    Şimdi içinizden şu soruyu sorduğunuzu duyar gibi oluyorum. Hani mavilikleri yazacaktın?

   E hadi (tabi benim penceremden gördüğüm) son zamanların en değerli, en umut verici olayını, en güzel insanlarını  yazalım.  Boğaziçi öğrencilerini...

    Şimdi yine duyar gibiyim. Bunun neresi güzel? Bazılarımız "Kayyum rektör" atamasına, öğrencilere yaşatılan zor günlere kızıyor, üzülüyor ve öğrencilerin yanında duruyoruz. Kimileriyse bu öğrencilere kızıyor, "devlete" karşı geldikleri için!

   Aslında belki her iki taraf da (daha çok gencecik öğrencilere kızanlar) olaya sadece oy verdiği siyasi partiyi haklı çıkarma çabası içinde, dar bir çerçeveden bakıyor. Ve bu daracık çerçeveye o pırıl pırıl gençleri "terörist" gösterme çabasını ve acımasızlığını sığdırmaya çalışarak. Ama pek sığmadığı ortada.

   E bu yaşananların neresi güzel?

   Geleceği, ülkemizin geleceği ... 

   Nasıl mı? Hadi farklı bir açıdan bakmaya çalışalım. Boğaziçi deyince çoğumuzun aklına balık-ekmek gelirdi. Şimdi ise inandıkları ilkeler doğrultusunda direnen genç, pırıl pırıl beyinlerle anacağız Boğaziçi'ni. 

   Biliyoruz ki, ülkemiz ancak ve ancak bu gençlerin omuzlarında yükselecektir. Biliyoruz ki ülkenizin en seçkin üniversitelerinden biridir  Boğaziçi. Oraya hak edenler gidebilir. Gönderilenlerin de orayı hak etmesi gerekir. Biliyoruz ki büyük hayalleri büyük beyinler, ilkeli ve onurlu duranlar kurabilir. O hayalleri yıkmadığımız, onların önünü açtığımız sürece gerçekleşme olasılığı artar.

İşte yaşanan üzücü olayların nasıl umut olabildiğini kısacık anlatmaya çalıştım. Onları "aşağı bak"maya zorlamak yerine, gözlerini en yükseğe dikmeye cesaretlendirelim. İşte o zaman ülkemizi zirvede görebiliriz. Çünkü "İstikbal göklerdedir!"

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.