Aksu siyaseti uzun zamandır bu kadar hareketli olmamıştı. 2024 yerel seçimlerinden sonra CHP’nin büyük bir çoğunlukla yönetime geldiği ilçede, bugün geldiğimiz noktada tablo tamamen değişmiş durumda. Belediye Başkanı İsa Yıldırım’ın CHP’den istifası ve hemen ardından 6 meclis üyesinin de partilerinden ayrılarak bağımsız kalması, yalnızca partisel bir kopuş değil; aynı zamanda siyasi dengeleri altüst eden stratejik bir hamle olarak okunmalı.

Bugün itibariyle 25 üyeli Aksu Belediye Meclisi’nde CHP’nin sandalye sayısı 17’den 11'e düşmüş durumda. AK Parti ve MHP, 4’er üyeyle sabit duruyor. Bağımsız meclis üyesi sayısı ise 6. Aritmetik sade, ama anlamı derin.

Çünkü bu tablo bize şunu söylüyor: Aksu'da artık tek bir parti değil, bir koalisyon mantığıyla kararlar alınacak. Görünen o ki, bağımsız kalan Belediye Başkanı Yıldırım, AK Parti ve MHP’nin desteğini alarak mecliste çoğunluğu sağlayacak. 6 bağımsız + 4 AK Parti + 4 MHP = 14 üye... Kararların geçmesi için fazlasıyla yeterli. Peki bu tablo, Aksu halkı için ne anlama geliyor?

İstifa mı, İrade mi?

İsa Yıldırım’ın istifasını yalnızca bir parti içi anlaşmazlık olarak görmek eksik olur. Bu, aynı zamanda “parti kimliği” ile “yerel yönetim pratiği” arasındaki sınırın da test edildiği bir süreç. Siyasetin yerel düzeyde nasıl işlediğini anlamak için bu hamleyi biraz daha dikkatle okumak gerek. Parti çatısı altında seçilip, sonra “bağımsız” kalmayı tercih etmek... Sorulması gereken soru şu: Bu gerçekten bağımsızlık mı, yoksa daha geniş bir uzlaşının sahne arkası mı?

CHP’de sarsıntı, ama dağılma değil!

CHP cephesi, ilk şoku atlattıktan sonra toparlanmaya çalışıyor. İl Başkanı Nail Kamacı’nın yaptığı açıklamalar, durumu kabullenmiş ama bir yandan da "kent yararına olan kararlarda biz de varız" mesajı taşıyor. Bu, siyasetin doğası gereği olumlu bir refleks. Çünkü unutulmamalı ki meclis, yalnızca siyasi savaşların verildiği bir arena değil; aynı zamanda hizmet üretiminin, yerel kalkınmanın da merkezidir.

3 Ekim kritik gün

Gözler şimdi 3 Ekim Cuma günü yapılacak meclis toplantısında. Gündem maddeleri arasında komisyonların yeniden belirlenmesi gibi teknik ama bir o kadar da siyasi sonuçları olacak kararlar var. Komisyonlar, yerel yönetimlerin kalbidir. Hangi partinin ya da hangi grubun söz sahibi olacağı, hizmetin yönünü de belirler. Bu yüzden 3 Ekim, yalnızca bir meclis oturumu değil, aynı zamanda yeni dönemin ilk testi olacak.

Aksu’yu ne bekliyor?

Bu yeni denge, beraberinde bir fırsat da getiriyor: Farklı görüşlerin birlikte çalışması. Ancak bu süreçte kişisel hırsların, ideolojik önyargıların, intikam siyasetinin önüne geçilmesi şart. Aksi halde bu “bağımsızlık” rüzgarı, halkın değil kişisel hesapların yön verdiği bir fırtınaya dönüşebilir.

Aksu’da bugün yaşanan tabloyu, yerel demokrasinin nasıl bir yol ayrımında olduğunu gösteren çarpıcı bir örnek olarak görmek mümkün. Ve belki de en önemlisi: Aksu’da artık hiçbir şey, 31 Mart sabahındaki gibi değil.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.