Yıllardır Aksu’nun seralarında, tarlalarında, üretim alanlarında haber yapıyorum. Aile çiftçisinden tutun da büyük üreticilere kadar birçok tarım emekçisiyle oturup konuştum, dertlerini dinledim, hikâyelerini yazdım. Onların sesi ulusal haberlere taşınsın, ülke duysun istedim. Çünkü bu topraklarda alın teriyle üretilen her domatesin, her biberin, her narenciyenin ardında bir emek öyküsü var.

Ancak bugün geldiğimiz noktada o öykülerin tonu değişti. Eskiden çiftçilerimiz “nasıl daha kaliteli üretirim” derdindeydi, şimdi “nasıl ayakta kalırım” diye düşünüyor. Girdi maliyetleri öyle arttı ki, bazı üreticiler kaliteyi bile ikinci plana atmak zorunda kaldı. Bunun sonucu olarak da ihracatta bir dönem parlayan yıldız olan ürünlerimiz artık eski pazarlarını kaybetmeye başladı.
Kimse çıkıp bu insanlara yol göstermedi, kimse onların elinden tutmadı. Ne doğru düzgün bir destek, ne üretim rehberliği… Sanki aile çiftçisi kendi haline bırakıldı.

Ama öbür tarafa baktığınızda tablo bambaşka. Büyük işletmelerin ihracatı son sürat devam ediyor. Tırları doluyor, konteynerleri limanlara akıyor. Onların “tuzu kuru” diyebiliriz. Ne ilginçtir ki, “tarım bitti” diye en çok ses yükselten de yine bu kesim. Tarım bittiyse, o zaman siz de kapatın kepenkleri! Aile çiftçisi üzerinden neden bu kadar karamsarlık pompalanıyor?

Bu tablo ister istemez şu soruyu akıllara getiriyor:
Derdiniz aile çiftçisini bu olumsuz düşüncelerle yıldırıp topraklarını ele geçirmek mi?
Amaç tarımda tekelleşme mi?

Bir zamanlar mahalle bakkallarının yerini nasıl büyük market zincirleri aldıysa, aynı senaryo tarımda da mı sahneleniyor? Eğer öyleyse, bu ülke üretimden kopar, sofralarımız bile dışa bağımlı hale gelir.

Fiyat istikrarsızlıkları, planlama eksiklikleri, üreticiye sahip çıkmayan politikalar... Bunların hepsi aynı zincirin halkaları. Başta olanlar, kendi işlerini değil; ülkenin gıdasını, üretimini, toprağını korumayı esas almalı. Çünkü siz aile çiftçisinin yanında olmazsanız, siz de kaybedersiniz.

Aile çiftçiliği bu ülkenin köküdür. O kök kurursa, üstteki dallar da bir gün kurur.
O yüzden diyorum ki; meydanı daha fazla büyük sermayeye bırakmayın.
Toprağını, üretimini, geleceğini koruyan her çiftçiye sahip çıkın.
Yoksa yarın o sofralara koyacak ürün bile bulamayız.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.