Güney Haberci - Antalya'nın Bir Numaralı Haber Portalı
2019-09-16 14:31:47

Sayın Durmuş Ali Arslan, niyetimiz ETİK habercilik

Ergin ÇEVİK

ergin.cevik74@hotmail.com 16 Eylül 2019, 14:31

Çeşitli makamlara gelen ve o makamlarla ilgili talepleri olan bireylerin, taşıdığı veya taşımayı düşündüğü makamın ve misyonun farkında olmalı. Çünkü her makamın kendisine göre bir ağırlığı vardır. O makamlar temsil noktalarıdır. O makamları temsil eden kişiler, artık bireysel olmaktan çıkar ve attıkları her adım ve söyleyecekleri her söylem toplumu temsil eder. O yüzdendir ki o makamları temsil eden kişiler bu gerçeklerin bilinci içerisinde hareket etmelidir.

Bu kısa ayrıntıdan sonra gelelim ana konumuza.

Hafta içerisinde Gazeteci İdris Özyol, sosyal medya sayfasında, -Daire Başkanı’na suç duyurusu- başlıklı bir haber paylaşmıştı. Dikkatimizi çeken haberi okuduğumuzda İYİ Parti’nin Aksu İlçe Başkan Yardımcısı Gülçin Kozgar’ın, 31 Mart Yerel seçimlerinde Aksu’da İYİ Parti’nin Belediye Başkan Adayı olan ve şu an da Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde Kent Tarihi ve Tanıtım Daire Başkanlığı görevini yürüten Durmuş Ali Arslan için, “Kullanımdan kaynaklanan hırsızlık” iddiasıyla suç duyurusunda bulunduğu ifadeleri yer alıyordu. Açıklamayı yapan kişi İYİ Partili İlçe Yöneticisi Gülçin Kozgar, direkt olarak suçlanan kişi ise İYİ Partili Aksu Belediye Başkan Adayı Durmuş Ali Arslan. Çok ciddi iddiaların yer aldığı haberde, iddiaların muhatabı olan Arslan’ın ağzından her hangi bir açıklama yoktu.

Bunun üzerinde haber merkezinde ki arkadaşlara haberin detayın araştırılması talimatını verdik. Tarafsız ve etik habercilik değerlerimizden ödün vermeden, iddiaların odağında ki kişi olan, Durmuş Ali Arslan’dan görüş alınması gerektiğini ifade ettik, haberi hazırlayacak olan muhabir arkadaşımıza.

Önce İddia sahibi Kozgar arandı. İddialarını bir bir sıralayan İYİ Partili Aksu İlçe Yöneticisi Gülçin Kozgar, Daha sonra birçok belgeyi de gönderiyor. Bu belgelerin içerisinde Büyükşehir’in bürokratı olan Durmuş Ali Arslan’la, konuyla ilgili defalarca yaptığı ‘WhatsApp’ yazışmalarını da mevcut. Özelikle başlı başına yazışmalar bile ayrı bir haber konusu olmasına rağmen, etik habercilik çerçevesinden ödün verilmeyeceği anlayışımızdan dolayı, Kozgar’la yapılan görüşmelerden hemen sonra bu sefer Durmuş Ali Arslan aranılır, muhabir arkadaşımız tarafından.

Konu kendisine ifade edilir. Kendisini savunacak şekilde, yaklaşık olarak nereden bakılırsa, yüz kelimelik bir açıklama yaptıktan sonra, “Benim beyanlarımı yayınlamayın” çıkışını sergiler.

Sonrası, “Eğer siz de gerçek olmayan bir haber yaparsanız sizinle ilgili de savcılığa suç duyurusunda bulunurum. Benim beyanlarımı yayınlamayın, bunları ben muhatap almak istemiyorum. İstedikleri kadar yazsınlar çizsinler. Siz de istediğiniz kadar yazıp çizebilirsiniz. Bugüne kadar hiçbir basın kuruluşunu mahkemeye vermedim, ama bundan sonra bulunacağım. Herkesin niyetini biliyorum. Ben sizin niyetinizi de biliyorum. Sizin kibar, iyi niyetli sorduğunuzu düşünerek açıklama yaptım. Ben cevap hakkımı mahkemede kullanacağım” şeklinde, yerine göre tehdit, yerine göre niyet okuyucu, açıklamalarda bulunur.

Tamamen, tarafsız ve etik habercilik değerlerinden ödün vermeden, iyi niyetli yola çıktığımız ve içeriği çok ciddi iddiaların yer aldığı haber araştırmasında, haber merkezimizin yaşadığı polemik bu şekilde. Kaldı ki, iddiaların odağında olan kişiyse, 2 milyon kente hitap eden bir temsil noktasında.

Bu gelişmeler doğrultusunda Durmuş Ali Arslan beyefendiye, şunları ifade etmek isterim.

Belki bilginiz yoktur, o yüzden öncelikle Gazetecilik mesleğini icra ettiğimizi hatırlatmak isterim. Mesleğimizin temel görevlerinin başında, gerçekleri nesnel bir biçimde, çarpıtmadan, sansürlemeden aktarmaktır. Bu aktarımın sağlıklı olması için de tarafları dinlemek gerekiyor.

Birileri sizin adınızı kullanarak bir iddiada bulunmuş ve bunun karşılığında belgeler göndermiş. Bu belgelerin içerisinde sizin iddia sahibiyle yaptığınız ‘WhatsApp’ görüşmeleri de dâhil. Dünyanın neresinde olursanız olun, bu açıklamaların bir haber değeri vardır. Kaldı ki, siz artık sıradan bir vatandaş değilsiniz. 80 bin nüfuslu bir kente belediye başkanı olma adına talip oldunuz. Şimdiyse 2 milyon bir kente hitap edecek bir temsil noktasındasınız.

Tüm bunlara rağmen, sizin partiliniz olan, 31 Mart seçimlerinde bu kentin yönetimine talip olma adına çıktığınız yolda, partinizde yönetici pozisyonunda bulunan Kozgar’ın sizinle ilgili çok ciddi iddialarının, mesleğimizin ilkeleri arasında yer alan, “gerçekleri nesnel bir biçimde, çarpıtmadan, sansürlemeden aktarmak” düşüncesine ters düşme adına sizleri aramayı bir görev bilmişiz.

Bu atılan adımda, faklı olarak algıladığınız ‘niyet’ ne olabilir?

Birilerinin sizle ilgili sarf etmediği bir söylemi, bizler mi ortaya koyduk?

Durmuş Ali Arslan Beyefendi!

Sizin oturduğunuz o makamda olaylara bakış açısı nasıl gerçekleşiyor, onu bilemem. Ama bildiğim bir tek şey var. O da, bırakın Gazeteci Ergin Çevik’i, o koltukta oturduğunuz süre içerisinde, vatandaş Ergin Çevik olarak, toplumu ilgilendiren her soruma cevap vermek zorundasınız. Çünkü o koltukta siz vatandaşı temsil ediyorsunuz. Sizden ricam bu bilincinizi yitirmeyin.

Kaldı ki, kimse sizin özelinizle ilgilenmiyor. Ev yaşantınız, cebinizdeki etik yolla kazandığınız veya kazanacağınız para bizleri ilgilendirmiyor. Yani kısacası bizim ilgi alanımıza giren vatandaş Durmuş Ali Arslan değil. İlgilendiren kısım benim nefes aldığım kentin Bürokratı olan Durmuş Ali Arslan.

Ha bu arada şunu da belirtmek isterim. Gerçekten etik değerlerinize bir saldırı varsa, her Türk vatandaşı gibi, sizin de suç duyurusunda bulunma hakkınız var. Kimsenin bu anlamda size sınır koyma haddi olamaz. Ama dediğim gibi, siz bir makamı temsil ediyorsunuz. Hakkınızda ortaya atılan çok ciddi bir iddia var. Bizlerde etik davranarak, iddiaya muhatap olan sizi arayarak, gerçeğin peşine düştük. Tüm yaptığımız bundan ibaret. Gerisi size kalmış…

Kaymakam Sayın Aydın Ergün’ün duyarlılığına teşekkür ediyorum

Hep eleştirecek değiliz ya. Güzel ve iyi şekilde atılan adımlara da teşekkür etmesini bilmeliyiz. Bundan dolayıdır ki, Devlet adamlılığının gereksinimini yerine getiren Aksu Kaymakamı Sayın Aydın Ergün’e sizlerin huzurunda teşekkür ediyorum.

Bilindiği üzere geçen hafta “Çocuk Destek Merkezinde neler oluyor?” başlıklı bir kulis haberi gazetemizde yayınlamıştı. Haberin içeriğinde, bilgisayar bağımlısı olarak Aksu Çocuk Merkezi’nde kalan bir çocuğun sürekli, merkezden kaçtığı ve kaçan çocuğun beyanının, kaçma nedeninin işkenceye maruz kalması yönünde olduğunu ifade etmiştik. Bu iddiaların doğru olmaması yönünde temennilerde bulunmuş, doğru olması halinde ise, kulisimizin yetkililerin bir an evvel harekete geçirmeye vesile olmasını dilemiştik. Yani anlayacağınız kimseyi suçlamadan, kelimelerimizi seçerek bir yaraya parmak basmak istemiştik.

Haberden sonra Aksu Kaymakamız Sayın Aydın Ergün duyarlılık göstererek, bir araştırma içerisine girdi. Bizlerden gerekli bilgiler ve doneler istendi. Verilen bilgiler doğrultusunda araştırmalar yapıldı.

Şu sonuçlara ulaşıldı.

Öncelikle Çocuk Destek Merkezinden kalan kişi bilgisayar bağımlısı. Bir ay içerisinde kaldığı merkezden 18 kere kaçmış. Bağımlılıktan kurtulması için Türkiye’de tek Bursa’da bulunan bir hastaneye yatırılması için işlemleri yapılıyormuş. Sırtındaki yara izlerini ise yakalandığı uyuz hastalandığı kaynaklı. Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Çocuk Şube Büro Polislerinin Adli Tıp Kurumunda aldığı raporlarında, herhangi bir işkenceye rastlanmamış. 

Yani anlayacağınız Sayın Kaymakamızın kendi bünyesinde bir kurum olmamasına rağmen, devlet adamlığı hassasiyetini göstererek, Çocuk Destek Merkezi’yle ilgili yaptığı araştırma sonucu bir işkence izine rastlanmaması, bizlerin yüreğine soğuk suların serpilmesine neden oldu.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.