Başarı, çoğu zaman perde arkasında verilen emeğin ve fedakarlığın bir sonucudur. Aksu Uçak Lisesi'nin hikayesi de tam olarak bunu ispatlıyor. 2016 yılında kapılarını açan bu okul, ilk öğrencilerini sınavsız ve düşük puanla kabul ettiğinde, kimse birkaç yıl içinde Türkiye’nin örnek eğitim kurumlarından biri haline geleceğini tahmin etmiyordu.
O dönem okulun kuruluş sürecini incelemek üzere gelen dönemin Milli Eğitim Bakanı bile öğrenci alım sistemini görünce şaşkınlığını gizleyememişti. Ancak bu şaşkınlık, bir yıl sonra yerini hayranlığa bıraktı. Çünkü Haldun Çevik’in kurucu müdür olarak okulda bambaşka bir dönem başlattı. Özverili çalışmaları sayesinde okul, yüksek puanlı öğrencilerin tercih ettiği nitelikli bir kurum haline geldi.
Bugün Aksu Uçak Lisesi, Türkiye’de tek olma özelliğine sahip bir okul. Elbette bu başarı kendiliğinden gelmedi. Yıllar süren emek, planlı gelişim, doğru yönetişim ve hedefe odaklı çalışma meyvesini verdi. Haldun Çevik’in yurt dışı temasları, bakan ve yardımcılarının okul ziyaretleri etraftan ‘şov’ gibi algılansa da, ortaya çıkan tablo öyle olmadığını net biçimde ortaya koydu.
En son TÜBİTAK Bilim Fuarı’nda gördük ki bu okulda yapılan her şey, geleceğe yapılan ciddi bir yatırımın sonucu. Fuara katılan Antalya Vali Yardımcısı Tahsin Aksu ve kent protokolüyle sohbet sırasında, Antalya Havalimanı Baş Müdürü Durali Şavkar’ın “Sektörde Haldun Hocanın lakabı ‘Ver kurtul Haldun’dur. İstediğini almadan gitmez. Tuttuğunu koparır” esprisi, ortamda tebessüme neden oldu ama aynı zamanda bir gerçeğe işaret ediyordu: Bu başarı bir tesadüf değil, Haldun Hocanın işine olan adanmışlığının ürünüdür.
Yine fuarda dikkat çeken başka bir yorum da Kocaeli Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Kaya’dan geldi. Okulu ziyaret eden heyet, bahçe girişinde sergilenen Boeing yolcu uçağını görünce, “Bu okul bizim fakültenin beş yıl önünde” dedi. Haldun Çevik’in gülümseyerek verdiği yanıt ise çok daha iddialıydı: “Siz bizim hangarları görseniz, 50 yıl ilerde olduğumuzu söylersiniz.”
Bu değerlendirmeler bize gösteriyor ki; özveriyle, vizyonla ve inançla yürütülen hiçbir iş karşılıksız kalmaz. Bu başarı bir ‘şov’ değil, ülke gençliğine duyulan inancın ve eğitime verilen değerin haklı sonucudur.
Haldun Hocamızı gönülden tebrik ediyorum. Keşke tüm yöneticiler görev yaptıkları kurumlara böyle tutkuyla, böyle özveriyle sahip çıksa… İşte o zaman bu ülke gerçekten şaha kalkar.