Güney Haberci - Antalya'nın Bir Numaralı Haber Portalı
2025-07-03 22:27:07

Alevlerin ortasın da başımızdan küller yağarken!

Hilal KARA

03 Temmuz 2025, 22:27

Bu yıl yangınlar adeta dört bir yanı sarmış durumda. Her yerde aynı anda, kontrol altına alınması zor, beklenmedik biçimde baş gösteriyor. Özellikle kuru çalılıklardan ağaçlara, oradan da yerleşim alanlarına doğru yayılan alevler, sanki bir çember çizerek ilerliyor. Geriye sadece kül değil, endişe ve şüphe de bırakıyor.

Son günlerde özellikle Aksu’da çıkan yangınların şekli dikkat çekici. Yüksek, ulaşımı zor, yolun dahi olmadığı ormanlık alanlarda başlıyorlar. Alevler dairesel şekilde yayılıyor, dört bir yandan aynı anda ilerliyor. Rastlantı gibi durmuyor. Hava sıcak, evet; ama yaz henüz yeni başladı. Geçmişte de yangınlar olurdu, fakat böylesine sistematik, ardı ardına ve kontrolü zor yangınlarla daha önce karşılaşmadık.

Bugün, Lara’daki yangın tam kontrol altına alınmıştı ki, aynı anda Aksu Çamköy’de dev bir yangının başlaması manidar. Masum bir yangın gibi görünmüyor. Akla türlü senaryolar geliyor. Tamam, tedbir alalım diyoruz ama neye karşı, kime karşı?

Umarız bugün gördüğümüz alevler son olur.

Bugün Çamköyde ki yangın yerine vardığımda, bir evin damına çıktım. Alevler uzaktaydı, fakat birkaç dakika içinde gürleye gürleye yaklaştı. Gördüklerimi tarif etmek zor. O çocukların çığlıkları hâlâ kulaklarımda. Kulübesinde bağlı kalan köpeğin can havliyle kurtulma çabası… Evinin dört bir yanı alevlerle çevrilmişken, içerideki felçli teyzenin son anda tekerlekli sandalyesiyle kurtarılışı…

Alevleri elleriyle yok etmeye çalışırcasına çırpınan gençler, son sürat koşan itfaiye erleri, yardıma yetişen TOMAlar, orman ekipleri… Ve geride kalan hem maddi hem çevresel hem sağlıksal yıkım. Hangi birine yanmalı?

Yangında sadece ağaçlar değil; kuşlar, hayaller, alın teri, umutlar da yanıyor. Dumandan kaçamayıp çığlık çığlığa uçan kuşlara tanık olmak, güneşi bile perdeleyen simsiyah dumanı solumak, bir ömür verilen emeğin kül olup savruluşunu izlemek… Hangi birine dayanmalı?

“Yangın var” bilgisi geldiğinde, “Allah’ım ne olur küçük olsun, kontrol altına alınmıştır” diye dua ederek çıkıyorum ofisten. Ama kendimi yine dört yanımı alevler sarmış, duman altı, küllerin başımızdan yağdığı bir cehennemin içinde buluyorum. Her seferinde “bir daha gitmeyeceğim” diyorum ama içim elvermiyor. Gitmezsem sanki bir şeyleri kurtaramam gibi geliyor.

Bu ortamda çekim yapmak içimi acıtıyor. Ama olanı göstermek, duyurmak da bizim görevimiz. Belki de farkındalık kurtarır bir şeyleri.

Bu son olsun Ya Rabbim…

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.