Bu yaz, Aksu’nun neredeyse her mahallesinde ormanlar cayır cayır yandı. Dönüm dönüm ormanlık alanlar kül oldu. Hepimizin içi yandı. Ağaçların, kuşların, canlıların sessiz çığlıkları gökyüzüne karıştı.
Güney Haberci olarak biz, bu konuda aylar öncesinden duyarlılık göstermiş; Antalya Orman Bölge Müdürlüğü’yle hem yüz yüze hem de resmi yazışmalarla durumu iletmiştik. Yanan alanların bir an önce ağaçlandırılması için çağrımızı yapmıştık.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 6 Kasım 2019 tarihinde yayımladığı genelgeyle, ekonomik, ekolojik ve sosyal açıdan büyük öneme sahip ormanlarımızı korumak, sürdürülebilir şekilde yönetmek ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla her yıl 11 Kasım “Milli Ağaçlandırma Günü” olarak ilan edildi.
Bugün, yani o anlamlı gün 11 Kasım… Biz Aksu’da, bu yıl yanan ormanlarda yeniden yaşam filizlenecek diye umutla beklerken, ağaçlandırma seferberliğinin Döşemealtı’nda yapılacağını öğrendik.
Elbette fidan dikmek her yerde kıymetli, ama yangının yaşandığı topraklarda yeniden nefes olmak çok daha anlamlı olurdu. Eğer yanan alanların hazırlıkları daha önce yapılmış olsaydı, bugün Aksu’da o küllerin arasından yeşil filizler yükselmeye başlayabilirdi.
Ne yazık ki “yaptık, oldu, bitti” anlayışı birçok kurumun hücrelerine işlemiş durumda. Sorumluluk almak yerine, en kolayı tercih ediyoruz: Hızla yapmak, gerisini düşünmemek.
Ama biz, Aksu halkına ve orman köylüsüne güveniyoruz. Bu toprakların insanı, toprağına sahip çıkar. Bugün olmazsa yarın, kendi içinde fidan kampanyaları düzenleyip o yanan alanları yeniden yeşerteceğine inancımız tam.
Çünkü eğer bu alanlar ağaçlandırılmazsa, “orman vasfını yitirdi” denilerek birilerinin imar hesaplarına malzeme olmasından endişe ediyoruz.
O yüzden bu çağrıyı yineliyoruz:
Aksu’nun yanan ormanlarını birlikte yeşertelim!
Halk yapar, yeter ki inanalım.