Tonbul: Polis olana kadar bir karakoldan içeri girmemiştim

* Polis Akademisi'ne son gün hatta mesai bitiminde başvuran Antalya İl Emniyet Müdürü Cemil Tonbul, "Bunlar kaderin cilvesi. Aslında baktığımızda eğitim sisteminin eksikliğini ortaya döküyor benim polis olmam" diyor.

20 Şubat 2016 Cumartesi 12:55
Tonbul: Polis olana kadar bir karakoldan içeri girmemiştim

* Polis olana kadar karakoldan içeri girmediğini, polisliğin aklının ucundan geçmediğini söyleyen Tonbul, mesleğin içine girince polisliğin öğretmenlik kadar kutsal ve önemli bir meslek olduğunu anladığını belirtiyor.



* Özel Harekat'ta kırsalda görev yaparken büyük oğlunu doğduktan 1 ay sonra görebilen, anne ve babasının ölümünde sevdiklerinin yanında olamayan Tonbul, “Vatan sağolsun, milletimiz sağolsun" diyor.



SOHBETE toplumdaki 'suç korkusu' ile başlıyor Antalya İl Emniyet Müdürü Cemil Tonbul. Kaynağından edinilmeyen kulaktan dolma bilgilerin anlatıla anlatıla çoğaldığını ve ilk söyleyenlerin bile buna inanmaya başladıklarını belirterek, “En büyük sıkıntımız bu. Asayiş Müdürüyken toplantı yaptığımız okul müdürlerine 'Sizce 1 yılda Antalya'da kaç cinayet işleniyor?' diye sormuştum. 500, 1000-2000 diyen oldu. Oysa Antalya'da tarihi boyunca 1 yılda işlenen cinayet 50'yi geçmemiştir. Bunu söyleyince şaşırdılar" dedi.



ÖNLEMEK TEDAVİ ETMEKTEN İYİDİR

Sözlerini “Bugünlerde ilimizde ve çevremizde olan hassasiyetler dolayısıyla toplumun her kesimiyle konuşmaya çalışıyoruz" diye sürdüren Tonbul, Antalya'ya özel bir durum olmamasına karşın olası olaylara karşı tüm tedbirleri aldıklarını ekliyor. Antalya Emniyeti'nin sloganının 'Önlemek tedavi etmekten iyidir' olduğunu vurgularken, “Tedavi etmek hem zor hem pahalı iştir. Oysa önlemek hem kolaydır hem de ucuzdur" diyor.

“Öğrenciler ve okullar olmasa eğitim ne güzel idare edilir" sözlerini gülümseyerek hatırlatan Tonbul, “İnsanlar az olsa, şehir güzel idare edilir. Bir atıfta bulunayım, 2013 TÜİK raporları çıktı son zamanlarda. Burada bizim bir ilçemiz kadar nüfusu olmayan iller güvenli gösteriliyor. Orada insanlar az. İnsan olmayan yerde sorun da olmaz" şeklinde vurgu yapıyor.





ANTALYA'DA 14 KADIN CİNAYETİ


Basına yansıyan kadın cinayetlerinde Antalya'nın Akdeniz bölgesinde ilk sırada yer almasıyla ilgili soruya Tonbul, şöyle yanıt veriyor:

“Geçen yıl 14 kadın cinayeti var. Bakın Antalya'nın apayrı bir özelliği var. Nüfus bakımından sıralamada 5'inci kent ama önemi ve yoğunluğu bakımından İstanbul'dan sonra en önemli kentlerden biri. Sadece 13 milyon turist havadan geliyor. İç turizm ve diğer yönden gelenlerle birlikte 15 milyon sirkülasyon var."

TURİSTİN ALDIĞI NEFES BİZİM İÇİN ÖNEMLİ

Turist yoğunluğunun polise artı yük getirip getirmediği sorulduğunda ise Tonbul, şunları aktarıyor:

“Tabii ki getiriyor. Turistin aldığı nefes, içtiği su, gezdiği her yer bizim için önemli. Turistin asayişi için gücümüzün yüzde 30-40'ını o yöne aktarıyoruz. Antalya son yıllarda kongre ve toplantılarda da öne çıkan bir şehir. G20 ile de zirveye ulaştı. Allaha şükürler olsun, devletimizin tüm kamu kurum ve kuruluşları, başta Valiliğimiz olmak üzere alnımızın akıyla, Türkiye Cumhuriyeti olarak güzel bir organizasyon yaptık. G20 tarihinde ilk defa bu kadar güzel, sıkıntısız bir G20 oldu."

EXPO'DA POLİSİN YÜZÜNÜ ÇOK ÖNE ÇIKARMAYACAĞIZ

Tonbul, “EXPO 2016 hazırlıklar başladı mı?" sorusuna, “Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde, Türkiye ilk EXPO'sunu yapacak. Çalışmaları EXPO Genel Sekreterliği ile birlikte yapıyoruz. Fiziki yerleşkelerimiz hazır. Orada görev yapacak arkadaşları şimdiden hazırlamaya başladık" şeklinde yanıt veriyor. Polisin yüzünü öne çıkarmayacaklarını, konuklara güvenlik tedbirleri olduğunu hissettirmeyeceklerini aktarırken, “Polis çok öne çıkmayacak çünkü konuklar tereddüt edebilir bir şey mi var diye" diyor.




POLİSLİK OKSİJEN GİBİDİR

Polisliğin tanımını yaparken, “Oksijen olmazsa yaşama imkanımız yoktur ama oksijeninin varlığından haberimiz de yoktur. Ne elle tutulur ne gözle görülür ne kokusu olur. En güzel polislik, oksijen gibi polisliktir. Görevi hissettirmeden vermek lazım" şeklinde konuşuyor Tonbul.

SON ANDA DUYARAK BAŞVURDUM

Tonbul “Bir insan neden polis olmak ister? Siz neden polis oldunuz?" sorusuna yanıt verirken önce “Ülkemizin gerçeğini söylersek, polisliği seçmek meslek sahibi olmaktır" diye açıklama yapıyor. Kendisinin polis olma sürecini ise şu cümlelerle aktarıyor:

“Ben aslında bir öğretmen olarak yetiştim. Tarih okudum. Mezun olduğum 1985'te herhalde kontenjan fazlalığından öğretmenlik yeterlilik sınavı çıkardılar. Böyle olunca biz Anadolu çocukları, 'Acaba kazanamazsak hala anne baba eline mi bakacağız?' dedik. Alternatifler araştırmaya başladık. Polis Akademisi'nin üniversite mezunlarını aldığını, 1 yıl yoğunlaştırılmış polislik ve hukuk dersleri verdiğini, ondan sonra komiser yardımcısı olarak teşkilata aldığını son gün öğrendim. Son anda Ankara'ya ulaştım. Son gün olduğu için müracaat çok olmuş mesai saati de geçmişti ve müracaatımı yaptım. Bunlar kaderin cilvesi. Aslında baktığımızda eğitim sisteminin eksikliği ortaya döküyor benim polis olmam."





POLİSLİK AKLIMIN UCUNDAN GEÇMEMİŞTİ

Polis olmayı hiç düşünmediğini, aklının ucundan geçmediğini anlatan Tonbul, “Polis Akademisi'ne girene kadar bir karakoldan içeri girmemiştim. İhtiyaç hasıl olmamıştı ve gitmemiştim. Öğretmenlik kutsal bir meslek ama içine girdikçe gördüm ki, polislik öğretmenlik kadar kutsal ve önemli. Çünkü polis insanın en zor anında başvurabileceği ilk kapı" diyor.

ANTALYA İKİNCİ MEMLEKETİM

Uzun yıllar Antalya'da çeşitli birimlerde görev yapmasının avantajları sorulduğunda Tonbul, İl Emniyet Müdürü olmadan önce Antalya'dan 4 yıl ayrı kaldığını söylerken, “Antalya'yı ikinci memleketim olarak görüyorum. O itibarla Antalya'dan ilgim ve alakam hiç eksik olmadı. Sokağını, caddesini iyi tanıyorum. Bunlar büyük avantaj" diyor.

Antalya sevgisini anlatırken, “Ulu Önderimiz Atatürk, 'Antalya şüphesiz ki dünyanın en güzel kenti' demiştir" diyen Tonbul, Antalya'yı tüm dünyanın tanıdığına dikkat çekiyor. Bir de ekleme yapıyor: “Turist güzelliğine geliyor ama Antalya'nın güzelliği içindeki insanlarla beraber oluyor."




SOKAKLAR BİR KADIN İÇİN GÜVENLİDİR

“Antalya sokakları bir kadın için güvenli mi? Gece saat 24.00'ten sonra tek başıma rahatça yürüyebilir miyim?" sorusuna Tonbul, “Gerçi çocuklarım erkek ama çocukları için endişe etmeyen biri olarak söylüyorum, Antalya sokakları güvenlidir" diye yanıt veriyor. Antalya'nın saat 24.00'ten sonra en hareketli şehirlerin başında geldiğini vurgularken, “Bu hareketliliğin arasında erkekler de kadınlar da var" diye vurgu yapıyor.

'ALLAH DÜŞÜRMESİN AMA ONLARSIZ DA YAPMASIN' DENİR

Tonbul vatandaşların “Allah karakola düşürmesin" dediklerinin hatırlatılması üzerine, “Karakola ve hastaneye Allah düşürmesin denir ama Allah onlarsız da yapmasın denir. Polis merkezi vatandaşın en güvenli ilk kapısıdır" şeklinde konuşuyor. Polis merkezlerine eskiden 'karakol' denildiğini hatırlatarak, “Biz 'kara' kelimesini kaldırdık litaratürümüzden" diyor.

ESKİ TAŞ FIRIN POLİSLİK YOK

Polis vatandaş iletişiminin önemine değinen Cemil Tonbul, “Artık o eski taş fırın polislik yok. Polis, empati yapabilmek zorunda. Çünkü biz o hizmeti o vatandaş için yapıyoruz. Şüpheli olana da müşteki olana da öyle davranmak zorundayız" şeklinde konuşuyor. Bir vatandaşın polis merkezine gidip 'Bir sıkıntım yok ama ben sizi ziyarete geldim' demesinin nasıl karşılanacağı sorusunu da, “Çok mutlu olurlar. Biz zaten bunu arzu ediyoruz" diye yanıtlıyor.




KIZIMIZ HENÜZ ZİYARETİME GELMEDİ

2004 yılında Alanya'da başarılı bir operasyonla bir fidyecinin elinden küçük bir kız çocuğunu kurtaran Tonbul, o kızın kendisini ziyarete gelip gelmediğiyle ilgili soruya şöyle yanıt veriyor:

“O zaman 8-10 yaşlarında. Alanya İlçe Emniyet Müdürümüze 'Kızımız ne yapıyor bir araştırın' dedim. Çok memnuniyetle duydum ki şu anda İstanbul'da üniversitedeymiş. Kızımız henüz ziyarete gelmedi. Ben de geçmişteki olayı tekrar yaşamaması için kendisine ulaşmaya çalışmadım açıkçası. Ama bir gün gelirse beni mutlu edecektir. Çünkü onu bir üniversite öğrencisi olarak görmek beni çok mutlu eder."

KİTAPLARA KONU OLACAK OPERASYON

2007 yılında havalimanından sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı olarak görev yaptığı dönemde yaşanan uçak kaçırma olayıyla ilgili soruya ise şöyle yanıt veriyor Tonbul:

“Valimiz Alaaddin Yüksel havalimanını bilmem ve Özel Harekatçı olmam nedeniyle beni görevlendirerek, 'Tonbul bu işi sen halledeceksin' dedi. Operasyonun en önemli özelliği diğer yolcuları, olağan akışı hiç etkilemeden gerçekleştirilmesiydi. Havalimanındaki hiçbir turistin haberi olmadan yapıldı. Allaha şükür ki hiç kimsenin burnu kanamadı. O operasyon, yapılışı, çevreye hissettirilmeyişi, kimsenin burnunun kanamayışıyla başarılı bir operasyondu. Teröristleri bir şey yapmadan müzakereyle almamız da başarıydı. Bu operasyon kitaplara konu olacak, derslerde okutulacak nitelikte bir operasyondu. 'İşte operasyon budur' denilebilecek bir operasyondu."

SERA VE TAVUKLARLA İLGİLENMEK BENİ DİNLENDİRİYOR

Antalya İl Emniyet Müdürü Cemil Tonbul meslek hayatında yaşadıklarını emekli olduğunda bir gün yazmayı istediğini anlatırken, mesleği gereği 24 saat görevde olduğunu, kendine ayırabildiği pek zaman kalmadığını söylüyor. Antalya'da eşi Hatice Tonbul ile birlikte olduğunu, iki oğlunun Antalya dışında yaşadığını belirtiyor. “Oğlum Kürşat mühendis ve Ankara'da çalışıyor. Diğer oğlum Serhat ise üniversitede okuyor. Tatilde geldiklerinde mümkün olduğunca onlarla zaman geçiriyorum" diyen Tonbul sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Lojmanımızın çok güzel bir bahçesi var. Bu bahçeyi yapanlara, bırakıp gidenlere teşekkür ediyorum. Orada bir seram var. Yeşillikte dinlenmeye çalışıyorum. Karadenizli olunca yeşil apayrı benim için. Tavuklarım var. 5 taneydi çoğaldılar şimdi 30-35 tane. Onlarla fırsat bulursam ben ilgileniyorum. Onları izlemek beni dinlendiriyor. Futbolla haşır neşirim. Zaman zaman arkadaşlarla halı sahada futbol oynuyoruz."




HAYAT NE GÖSTERECEK BİLMİYORUM

Emekli olduğunda yapmak istedikleri sorulduğunda, Antalya eski İl Emniyet Müdürü Natık Canca'yı anarak yanıt veriyor. “Beni buraya getiren, vesile olan müdürümüze emekli olduğunda ben de aynı şeyi sormuştum. Müdürümüz dedi ki, 'Çocuklarıma ve torunlarıma olan borcumu ödeyeceğim. İlgimi ve zamanımı onlara ayırmaya çalışacağım.' Herhalde benim için de öyle olur" diyor.




VATAN SAĞOLSUN, MİLLETİMİZ SAĞOLSUN

Sohbetin sonunda, “Bu yoğun tempoda çalışırken geriye baktığınızda 'Şu anı kaçırmıştım' dedikleriniz var mı?" sorusunu yanıtlarken duygulanıyor Tonbul. “O kadar çok şey var ki" diyerek şunları söylüyor:

“Büyük oğlumu doğduktan 1 ay sonra görebildim. Çünkü Özel Harekat'taydım ve kırsalda görevliydim. Rahmetli anne ve babam ziyarete gelmişti ama onları 25 gün sonra kırsaldan döndüğümde görebildim. Kaçırdığımız bu gibi anlar çok."

Trabzonlu olan Tonbul görev yaptığı süre boyunca hep sevdiklerinden uzak kaldığını anlatırken, “Tabii gurbetteyiz Annem ve babamın ölümünde de sevdiklerimin yanlarında olamadım" diye ekliyor.

Antalya İl Emniyet Müdürü Cemil Tonbul, büyük sevgiyle bağlı olduğu mesleğinin gereği kendisi için bayram gibi özel günler olmadığını belirterek, “Vatan sağolsun, milletimiz sağolsun. Yeter ki herkes huzur ve sükun içinde olsun. Biz en fazla mutluluğu bundan duyuyoruz" şeklinde noktalıyor sözlerini.



TÜRKİYE'DE ISO 9000 BELGELİ İKİNCİ TEŞKİLAT



Teşkilat olarak son yıllarda en önem verdikleri konunun polis vatandaş işbirliği olduğuna dikkati çeken Tonbul, “Bu konuda hizmet içi eğitimlerimiz var. Bu eğitimlerin çoğunda polis vatandaş işbirliği, empati kurabilme konularını ele alıyoruz. Polis vatandaş işbirliğini en üst seviyede tutmaya çalışıyoruz. Çünkü biz vatandaşlarımız için varız" diyor. Vatandaşın polisle en fazla muhatap olduğu yerlerin polis merkezleri olduğunu belirterek, “Diğer birimlerde, polis sayısı çokken, polis merkezlerinde daha azdır. Polis merkezlerimize gelen vatandaşların çoğu mağdur vatandaşlar. Mağduriyetlerine biz de mağduriyet eklememek için, vatandaşın işi bir an önce görülsün diye personeli çoğalttık. 2007'den bu yana Antalya Emniyet Müdürlüğü ISO 9000 belgesine sahiptir. Türkiye'de ISO 9000 belgeli iki teşkilat var. Biri İstanbul diğeri Antalya" diyor.



5 BİN SURİYELİYE TEBLİGAT YAPTIK


Antalya'da Suriyelilerin durumuyla ilgili soruya yanıt veren Tonbul, bu durumun ülkeyi tepeden tırnağa etkilediğine dikkat çekiyor. Antalya'nın bu durumdan en az etkilenen il olduğunu vurgulayan Tonbul, nedenini ise şu sözlerle açıklıyor:

“Bunun nedeni, hükümetimizin çıkarmış olduğu genelgenin bizim elimizi güçlendirmesidir. Genelge çerçevesinde zaman zaman uygulamalar yapıyoruz, özellikle sokakta kalmış dilencilik yapanları alıyoruz. Göç İdaresi İl Müdürlüğü'ne teslim ediyoruz, onlarla işbirliği çerçevesinde kamplara kadar götürüyoruz. Tebligat yapıyoruz, 15 gün içerisinde ilimizi terk edin diye. Jandarma ile birlikte 5 bine yakın kişiye tebligat yaptık. Bunların bir kısmı ilimizi terk etti, bir kısmını biz gönderdik. Ama şöyle bir gerçek de var. Kesme çiçekçilerde, seracılarda ailece yerleşmiş ve geçimi sağlayan insanlar var. Onların üzerine de o kadar gitmiyoruz."



DAEŞ'A YÖNELİK TEDBİRLER


DAEŞ'in İstanbul Havalimanı'ndan sonra Antalya Havalimanı'nı turist kılığına girerek kullanmalarını önlemek amacıyla tüm tedbirlerin alındığını söyleyen Tonbul, “Antalya Havalimanı'nı kullanmak isteyebilirler. Turist gibi gelmeye çalışabilirler ama biz tedbirlerimizi alıyoruz. Şüphelendiklerimizi geri yolluyoruz. Geçen yıl 150 kadar kişi geri gönderdik. Aynı uygulamaları otogarda da yapıyoruz" eklinde konuşuyor.
 

Son Güncelleme: 20.02.2016 13:12
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.