Güney Haberci - Antalya'nın Bir Numaralı Haber Portalı

İYİ PARTİLİ TEMİZER’DEN AKILLARDAKİ BİRÇOK SORUYA CEVAP

SİYASET

İYİ Parti Genel Merkezi tarafından Ahmet Aydın’ın görevden alınmasıyla, yine Parti Genel Merkezi’nin atamasıyla İl Başkanı koltuğuna oturan Yavuz Temizer’le İl başkanlığı koltuğunda geçirdiği 3 haftayı değerlendirdik. Sorularımıza samimi cevaplar veren Temizer, hafızalardan silinmeyecek bir detaya da dikkat çekti. O da Antalya’da yaşayan insanların çok misafirperver olduğu, ancak aynı duyarlılığın kentin yöneticilerinde bulunmadığı.  

İYİ Parti Antalya İl teşkilatında, kırgınlık ve dargınlıklardan kaynaklı yaşanan kutuplaşmanın önüne geçebilmek için Parti Genel Merkezi tarafından İl Başkanı olarak atanan Genel Başkan Yardımcısı Yavuz Temizer’le hoş bir söyleşi gerçekleştirdik.

İYİ Parti’ye üye kapmayası çerçevesinde İYİ Parti Antalya milletvekilleri Hasan Subaşı, Feridun Bahşi’nin yanı sıra İlçe başkanları ve teşkilat mensuplarıyla beraber Aksu’ya gelen İl Başkanı Yavuz Temizer, program sonrası gazetemize ziyarette bulundular.

İlçe Başkanı Recep Bal’ında katıldığı ziyarette, Temizer, sorularımıza içtenlikle cevap verdi.

Antalya’yı nasıl buldunuz?

Vatandaşı çok iyi, aynı zamanda misafirperver, turizm bölgesi olması sebebiyle böyle bir vaziyeti var. Yöneticiler için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.

Neden yöneticiler için aynı şeyi söyleyemiyorsunuz?

Eski milletvekiliyim, Genel Başkan Yardımcısıyım, Antalya’ya il başkanı olarak geldim. Partim böyle bir tercihte bulundu. Bu süreçte yalnız bir tek Saadet Partisi’nin İl Başkanı Ramazan Bey aradı ve başarılar diledi. Onun haricinde siyasilerden bir ses yok. Bırakın dışarıdan gelme bir insanı, şehrin içerisinden olsa bile, kişiler etik olarak mevkidaşlara nezaket ziyareti yapmalı. Aslında bu son 15 yılın sorunu. Maalesef bu Türkiye’deki eksiklik, Antalya’da ki yönetim noktasında da bunu görüyorsunuz. Bunun yanı sıra Sayın Vali’den geçtiğimiz hafta Çarşamba günü bir randevu talep ettik, henüz beklemedeyiz. Çok yoğun olabilir, elbette ki, devleti de bürokrasiyi de bilen insanlarız. En azından tarih verilir. Biz hep şunu söylüyoruz, hükümetin bürokratı olmayın devletin bürokratı olun. Bizim istediğimiz bu.

Ankara’dan gelirken Antalya’yla ilgili beklediğiniz neydi, ne gördünüz?

Her ne kadar Ankara’da genel merkez siyasetinin içerisinden geldiysem de, yerelde taşra siyasetini iyi bilen bir insanım. Taban siyasetinin ne olduğunu biliyorum. Tabanlarda çok farklılık yok aslına bakarsanız. Antalya veya Elazığ veya Edirne çok fark etmiyor. İnsanlar çok fazla bir şey istemiyor. Vatandaş siyasetçiye, “Seni bir noktaya getirmişim. Benim asgari yaşam koşullarımı sağla. Aradığım zaman ulaşabileyim” diyor. Partili de aynısını istiyor. Biz o zaman başarıya gideriz. Zor değil kolay. Biraz fazla çalışmayı gerektiriyor çalışacağız yapacağız. Ankara, elbette Türkiye siyasetinin merkezi. Orada Genel Başkan Yardımcısı’yken, Gençlik Kolları bana bağlıydı. 81 ilin gençlik teşkilatlarından sorumlu biriydim. Türkiye karmasını çok net görebiliyorsunuz, tabandan gelen biri olarak zorlanmadım.

Neden böyle bir şeye ihtiyaç duyuldu, Partinin kuruluş aşamasından bu güne kadar, yerel anlamda birçok kişi yer aldı. Genel Merkez’iniz neden Ankara’dan birini İl Başkanı olarak atamayı öngördü?

Antalya bizim için kıymetli 3 milletvekilimizin, 250 bin oyumuzun olduğu bir İl. Yerel yönetimlerde, İYİ Parti sayesinde alınmış birçok belediye olduğunu net bir şekilde biliyoruz. Dolayısıyla, seçmen bizim çizdiğimiz istikamette yürümüş. Antalya sadık seçmenin olduğu bir İl. Antalya’da biraz iç karışıklık, küskünlükler, dargınlıklar, vardı. Antalya’nın içerisinde İl Başkanlığı yapacak binlerce arkadaşımız var. Ama bu kırgınlık ve küskünlükler içerisinde kimi getirirseniz getirin, Parti olarak bunu aşamayacaktık. Gelen arkadaşımızın, ekibi yıpranmış olacaktı. O noktada Sayın Genel Başkan’ım, böyle bir yöntemi uygun gördü.

Yabancısı olduğunuz bir yerde İl Başkanı olarak atandınız. Hiç şüphesiz her yerin kendisine göre bir denge ayarı var. Size bu görev tebliğ edilirken, muhakkak ki neyle karşılaşıp, karşılaşmayacağınız ile ilgili kafanızda oluşturduğunuz bir şablon olmuştur. Yaklaşık olarak 3 haftadır, bu görevi yürütüyorsunuz. Bu süreçte nelerle karşılaştınız, Beklentiniz neydi?

Antalya’ya geleli 18 gün oldu. Normal bir süreç gelişti. Daha önce de Antalya’ya gelmiştim. Antalya’da tanıdığım birçok partili var. Partililere çok yabancı olmayan biriyim. Buraya geliş ve gönderiliş amacım, bilindiği için arkadaşlardan tek bir şey istedim. O da bana yardımcı olmalarıydı. Ben Ankara’dan Genel Başkanı’mın talimatıyla çıktım, buraya geldim. Telefonum 24 saat açık ve sürekli partideyim. Kongreleri sağlıklı hale getireceğiz. Sizler de işi sıkı tutun bir an önce burayı toparlayalım, dedim. Bu noktada herkes birbiriyle kucaklaştı. Ufak dokunuşlarla sıkıntı aşıldı.

Kamuoyu ile beraber özelikle parti tabanının merak ettiği bir şey var. O da kongreye kadar oluşturacağınız yönetim kurulunuz. Yönetim kurulunuzu ne zaman oluşturacaksınız, farklı isimler olacak mı?

Mümkün olan en kısa sürede oluşturmak istiyorum. Çünkü şu anda tüm yük sırtımda. En azından yönetim ve divan noktasında hızlı hareket etmek istiyoruz. Teşkilat programlarımız da var. Gidip ziyaret etmemiz gereken ilçeler var. Yani, partinin kuruluş sürecindeki 2 senede, gidemediğimiz yerlerde ziyaret edemediğimiz arkadaşlarımız var. Bir an evvel yönetimi oluşturmayı ben de istiyorum. Ama Antalya, benim birebir yaşadığım bir şehir olmadığı için de çok kolay bir iş değil. Tek tek görüşüyorum. Mümkün mertebe herkesi kucaklayıcı olmalı. Toplumun yüzde 90-95’ini kucaklayıcı bir siyasi çizgi belirlediğimiz için, toplumun her kesiminden, partiye emeği geçmiş, geçmişte katkısı olmuş, işin kuruluşunda mücadelesi olmuş arkadaşlarımızı bir taraftan tespit etmeye çalışıyorum. Ama tahminen 1 hafta 10 gün içerisinde oluşturmuş olacağız.

İlçe teşkilatlarınızda nasıl bir tablo gözlemlediniz. Kısacası teşkilatlarınızın karnesi, size göre nasıl? Kongre sürecinde değiştireceğiniz ilçe başkanları olacak mı?

Gelir gelmez, İlçe yöneticileriyle toplantı yaparak, kimseyi görevden almaya gelmediğimizi söyledim. Hatta “Elinizi rahatlatacaksa, istifa edelim” diyen ilçe başkanları oldu. Bizler bir hedef için buradayız. Bu amaca giden yolda, işini yapamayan, zaten benim bir şey dememe gerek kalmadan, kendisi bırakır gider. En az 2 bin üye yapması gereken ilçe başkanı, kongre sürecinde bu hedefe ulaşamıyorsa, kendisi bıraksın. Gerekli üyelikler tamamlanmadan, kongre yaptırmayacağım. Şimdi Aksu’da üyelik sürecini başlattık. Aksu’da aldığımız oy oranına göre, asgari 900 üyesi olması gerekiyor. 1 hafta sonra bakacağız, Aksu’da üye sayısı artışı var mı? Eğer istenilen bir çalışma ortaya çıkmıyorsa, başkanla oturup konuşacağız, “Ekibi hızlandır” diyeceğiz. 9 yüz rakamına ulaşmadan Aksu’da kongre yaptırmam. Delegeyi üye seçecek. Demokrasiyi tabanda tavana doğru götürmek zorundayız. Benim böyle bir tarzım yok. Kim aday olmak istiyorsa, aday olsun. Yeter ki kendini tabana kabul ettirebilsin. Partimizde tam bir demokrasi işleteceğiz.

Üye kotasını doldurmayan İlçelerde kongreler olmayacak mı?

Kota dolacak. Gerekirse ben kendim, evleri tek tek gezerek, kotaları dolduracağım. Kongrede zaten değişim olacak, ama bir İlçe Başkanı da hedefe doğru gidemiyorsa, zaten o ilçe başkanı görevini bıraksın. İlçe başkanımız hedefi sağlayamıyorsa, “Başkanım ben yapamıyorum” diyecektir.

Antalya genelinde şu an mevcut üye sayınız kaç?

Yanılmıyorsam 3 bin yüz civarında.

Bir kotadan bahsediyorsunuz. Ve Antalya’da milletvekili seçimlerinde aldığınız 2 yüz 50 bin oyunuzun olduğunu ifade ediyorsunuz. Bu oyun yüzde 10’unu üye kaydıyla resmileştirmek istiyorsunuz. Bu da 25 bin üyeye tekabül eder. Sizce 25 bin üye az değil mi?

Az, ama biz çok zor şartlarda kurulmuş bir partiyiz. İnsanlar seçim döneminde konuşurken bile çekiniyordu. Ak Parti şunu yapıyordu. “Partiye şu kadar üye getirmezsen, şu işin olmaz” diyordu. Şu an AK Partiden istifa edip, patimize üye kaydı yaptırmak isteyen çok sayıda kişinin istifası onaylanmıyor. Bizim böyle bir devlet gücümüz yok. Bizim asgarimiz bu. Bizim 25 binimiz, bazı partilerin 500 binine bedeldir. Yeter ki 25 bin üye kaydına ulaşalım.

Konuşmanızın başında sizde ifade ettiniz, parti içerisinde küskünlükler ve kırgınlıkların olduğunu. Onlarla gerçekleştirdiğiniz görüşmelerde nasıl bir tablo ortaya çıktı?

Geldiğim günden bu yana çok sayıda partilimizle görüştük. Küskünlüklerin ve kırgınlıkların nedenini irdeledik. Güzel sonuçlara ulaştık. Bizler İYİ Parti’yi iktidara taşımak için kurduk. 24 Haziran seçimleri, bizim için, hayallerimizin ve hedefimizin çok altında bir sonuçtu. Bunun farkındayız. Ama İYİ Parti, bu günlere kolay da gelmedi. Bizim önümüzde dikensiz gül bahçesi yoktu. Mücadele vere vere, tehditlere şantajlara boyun eğmeden geldik bugünlere. Parti içinde de buhranlar yaşadık bu süreçte. 4 tane olağanüstü kongre yaşadık. Şunu net şekilde gördük ki, 31 Mart tarihinde biz İYİ Parti olarak, bir şey kazanmamıza rağmen, Türkiye çok şey kazandı. İyi ki bu partiyi kurmuşuz. Bu sayede Türk demokrasisi nefes aldı. CHP çok kolay bir parti değil. İYİ Parti bu zaman sürecinde çok doğru durdu. En başta toplumun her kesiminde birçok insan destek verdi, sonrasında bir kırılma yaşadık. 31 Martta ilk başlangıçtaki heyecana tekrar döndük. Kendimize çok fazla hayrımız olmadı ama 82 milyon insanımıza oldu.

Kongre takviminiz nasıl olacak?

Şubatta ilçe kongreleri başlayacak. Ocak Ayı’nda Kadın ve Gençlik Kollarımızın kongrelerini gerçekleştireceğiz. İl kongresi takvimini de Genel Merkezimizin Genel İdare Kurulu belirleyecek. Ama İlçe kongrelerimiz, Şubat ve Haziran tarihleri arasında tamamlanmış olacak. Kısacası Kasım Ayı’nın 15’ine kadar gerekli üyelikleri tamamladıktan sonra, Parti Genel Merkezimize hazırız, demeyi hedefliyorum.

İl Kongresinde yerinizi bırakmayı düşündüğünüz bir isim var mı?

Asla. Burada bir görev için bulunuyoruz. En aşağıdan bizim bu sistemi uygulamamız gerekiyor. Aksi takdirde anlamı kalmaz. Milletvekilliğine “Kim adaysa?” Antalya’da vatandaşı dolaşsın. Yarın o üyelerin önüne sandığı koyup “Antalya’da kimi milletvekili görmek istiyorsun” diye soracağız. Kim Antalya’da İl Başkanı olmak istiyorsa çıksın ilçe ilçe gezsin. Ankara’da “İl başkanı olmak istiyorum” diye dolaşmasın. Kim ilçe başkanı olmak istiyorsa, gitsin ilçesindeki İYİ Partilileri gezsin. Bunu yapmaya çalışan bir adamın, kalkıp kendisinden sonra birini düşünmesi söz konusu olabilir mi?

Son bir soru sormak istiyoruz. O da genel olacak. İttifak devam edecek mi ?

Kelime yanlış bir kelime. İttifakımız yok bizim. İttifak söyleminin yasal zemini yok bir kere. Bunun adı işbirliği.

O zaman sizin deyiminizle, işbirliği devam edecek mi?

İşbirliği 2024 yılına kadar normal şartlarda, genel merkezler ne yaparsa yapsın, devam etmek zorunda. Antalya’da İYİ Parti’nin 250 bin oyu var. Biz seçim sathında seçmenimize, başka partinin adayını işaret ederek, adayımız dedik. Biz bunu söyledikten sonra bizim partililerimiz oy verdi. Sahip çıktı. CHP’nin de birçok ilçede, bizim İYİ Partili adaylara desteği bölündü, ama İYİ Parti’nin CHP’li adaylara desteği yüzde 90’ları aştı. Yerelde, bu işbirliği devam etmek zorunda. Edecektir de, ben bıraksam vatandaş bu iş birliğini tabanda bırakmaz. Seni ben getirdim oraya diyecek. Biz doğru projeler üretin, doğru işler yapın istiyoruz. En azından biz de doğru insanları göreve getirdik diyebilelim. Ben İl başkanı olarak, 2024 yılına kadar işbirliği dahilinde aldığımız tüm belediyelerin takipçisi olmak zorundayım. Doğru işlerde sonuna kadar arkalarındayız, ama yanlış işlerde önce karşılarında bizi bulurlar. Çünkü ben seçmenime anlatamayacağım bir durumdan dolayı karşı karşıya gelmek istemem. Biz AK Parti’nin düştüğü yanlışlara düşsünler diye aday çıkartmadık. Yani fedakârlık yaptık. Dolayısıyla belediyelerin doğru işleri yapması gerekiyor. Umarım yaparlar.

Haber Merkezi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.