Güney Haberci - Antalya'nın Bir Numaralı Haber Portalı

Mikroplastiklerin kadın sağlığına olumsuz etkileri saymakla bitmiyor

SAĞLIK ve YAŞAM

Günlük hayatın vazgeçilmez parçası haline gelen plastikler, kadın sağlığını tehdit ediyor. Araştırmalarda rahim dokusunda ve plasentaların yüzde 60’ında mikroplastik izlerine rastlandığını belirten Prof. Dr. Onur Erol, "Her gün farkında olmadan mikroplastikleri yutuyor, soluyor ya da cildimizden emiyoruz" dedi.

ANTALYA (İHA) -
Hayatımızın hemen her alanına sızan plastikler, artık yalnızca çevre kirliliğinin değil sağlığın da sessiz düşmanı oldu. Bilimsel araştırmalara göre ortalama bir yetişkin yılda yaklaşık 50 bin mikroplastik parçacığı yutuyor. "Mikroplastik" adı verilen 5 milimetreden küçük parçacıkların kadın sağlığını beklenenden çok daha fazla etkilediği ortaya konuldu. Üstelik bu parçacıklar yalnızca cilt ya da akciğerlerle sınırlı kalmayıp üreme organlarına kadar ulaşabiliyor. Yapılan çalışmalarda rahim içi dokuda ve plasentaların yüzde 60’ında mikroplastik izlerine rastlanması, anne karnındaki bebeklerin bile bu kirlilikten etkilenebileceğini gösterdi.
"Farkında olmadan vücudumuza alıyoruz"
Memorial Antalya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Prof. Dr. Onur Erol, mikroplastiklerin kadın sağlığı üzerindeki etkilerini anlattı. Prof. Dr. Erol, "Her gün, farkında olmadan mikroplastikleri yutmakta, solumakta veya ciltten emilmesiyle vücudumuza almaktayız" diyerek plastik şişeler, damacana sular ve plastik paketlerde saklanan yiyeceklerde bu parçacıklara rastlandığını aktardı.
Hatta beş dakika boyunca plastik bardakta bekleyen sıcak içeceklerde milyonlarca mikroplastik taneciği bulunduğunu belirten Erol, kozmetik ürünlerinde kullanılan parlatıcılar, peeling jelleri ve rujlarda da mikroplastiklerin görülebildiğini söyledi. Ayrıca trafik, sanayi atıkları ve sentetik kumaşlardan çıkan liflerin solunan havaya karıştığını vurguladı.
Kadın sağlığı üzerindeki riskler
Mikroplastiklerin hormon sistemine müdahale eden "endokrin bozucu" maddeler taşıdığını ifade eden Prof. Dr. Erol, bunun adet düzensizlikleri, yumurtalık rezervinde azalma ve Polikistik Over Sendromu riskinde artış gibi sonuçlara yol açabileceğini dile getirdi.
Hamilelik döneminin ise bu açıdan çok daha hassas olduğunu söyleyen Erol, plasentada biriken parçacıkların bebeğe besin ve oksijen geçişini bozabileceğini, iltihaplanmalara yol açarak erken doğum riskini artırabileceğini ve organ gelişiminde geriliğe sebep olabileceğini aktardı.
Korunma yolları
BPA ve ftalatlar gibi maddelerin östrojen benzeri etki göstererek vücudu yanılttığını kaydeden Erol, bunun adet sancılarının şiddetlenmesi, yumurtlama problemleri ve tüp bebek tedavilerinde başarı oranının düşmesi gibi olumsuzluklara neden olabileceğini belirtti.
Prof. Dr. Onur Erol, mikroplastiklerden korunmak için cam sürahilerde su saklanmasını, filtreli içme suyu tüketilmesini, plastik poşetler yerine bez çanta tercih edilmesini, plastik mutfak gereçlerinin ahşap veya metal alternatiflerle değiştirilmesini ve tek kullanımlık plastiklerin tamamen hayatımızdan çıkarılmasını önerdi.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.