IPARD-II Avrupa Birliği Kırsal Kalkınma Destekleri 9. Başvuru Çağrısı 2. Grup sonuçları netleşti. Bu kapsamda Tarımsal İşletmelerin Fiziki Varlıklarına Yönelik Yatırımlar sektöründen 79, Çiftlik Faaliyetlerinin Çeşitlendirilmesi ve İş Geliştirme sektöründen 485 olmak üzere toplam 564 projeye yaklaşık 261 milyon lira hibe desteği sağlanacak. IPARD programının uygulandığı 42 il arısında Antalya bulunmuyor. Kent tarım sektörünün beklentisi Antalya’nın da söz konusu desteklemelere dahil edilmesi yönünde oldu.
“Desteklemelere dahil edilmeliyiz”
İyi Parti Aksu Belediye Meclis Üyesi, Antalya Toptancı Hal Yaş Sebze ve Meyve Komisyoncuları Derneği üyesi, komisyoncu ve üretici Nevzat Akcan “Onlarca il desteklemelerden yararlanıyor. Yanıbaşımızdaki Burdur, Isparta da bu iller arasında yer alıyor. Ancak Antalya’mız desteklemeler dışında kalıyor. Kentimiz turizmin başkenti olduğu gibi tarımın da başkentidir. 12 ay yaş sebze ve meyve üretiminin gerçekleştiği, hayvancılık faaliyetlerinin bulunduğu bölgemizin de mutlaka destekleme programlarına dahil edilmesi gerekmektedir. Söz konusu desteklemelere dahil edilirsek ülkemize ekonomik olarak daha büyük katkı koyacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Desteklemelere dahil edilmeliyiz” ifadelerini kullandı.
Çiftçiyi umutlandıran gelişme
Üreticinin artan girdi maliyetleri nedeniyle zorlandığını hatırlatan ve bu konudaki gelişmeleri yakından takip ettiklerini kaydeden Akcan, “Geçtiğimiz günlerde devlete olan vergi ve diğer borçların yapılandırılması için bir af paketi çıkarıldı. Ancak bu pakette çiftçilerin borçları yer almadı. Şimdiyse çiftçilerin kredi borçlarının yapılandırılması gündeme geldi. Ziraat Bankası, Tarım Kredi Kooperatifleri ve sulama konusundaki kredi borçlarının yeniden yapılandırılması için çalışma başlattığı bilgisine ulaştık. İnşallah bu çalışmalar kısa sürede bir sonuca ulaşır. Çünkü borcu olmayan çiftçi yok durumda. Üretimin sürmesi, milli tarım politikalarının devam edebilmesi açısından bu çalışma büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı.
Sistemsel değişiklik talebi
Tarımda şirketleşmenin değil, aile yapısını koruyan üretim modelinde sürekliliğin korunması gerektiğini vurgulayan Akcan, “Sürdürülebilir bir tarım için aile çiftçi yapısı korunmalı. Koronavirüs süreci bu konuda haklılığımızı ortaya çıkardı. Küçük ölçekli üretici olmasaydı, Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, salgında üretimimiz büyük sekteye uğrayacaktı. Salgın sürecinde çiftçi gece-gündüz demeden çalıştı; ama para kazanamadı. Üreticilerimizin hepsine para kazandırmalıyız ki sektör tamamıyla mutlu olsun. Ayrıca ÇKS üzerinden yapılan desteklemelere ulaşamıyoruz. Herkes ÇKS’ye kayıt olamıyor. Tarımda desteklemeler için fatura esas alınmalı. Küçük ve orta ölçekli üreticiyi korumak için ÇKS üzerinden değil de denetlenebilirliği mümkün bir yapı oluşturularak fatura üzerinden çiftçi desteklenmeli” diyerek sözlerini noktaladı.