Güney Haberci - Antalya'nın Bir Numaralı Haber Portalı
2013-12-11 13:52:54

Cemaat Nereden Nereye Koşuyor?

Şükrü YUNAK

11 Aralık 2013, 13:52

Fethullah Gülen Hoca efendi, Pennsylvania’daki çiftlik evindeki bir sohbetinde “Kitap teliflerinden başka bir gelirinin olmadığını” söylemiştir.
Herkul.org sitesinde yayınlanan bu sohbette, bir misafirin “Buraya kira ödüyor musunuz?” şeklindeki sorusuna “Evet, bunun için 5.500 dolar kira ödüyorum.” demiştir.

Gülen Hoca Efendi’nin kişisel gelirinin kitap telifleriyle sınırlı olmasına karşılık Cemaatin bankası, üniversiteleri, okulları, yurtları, dershaneleri, medya kuruluşları, matbaaları, yayınevleri, kargo şirketleri vs. vardır.

Bütün bunların ekonomik değeri 30 milyar doları bulmaktadır.

Bir başka deyişle Gülen Hoca Efendi’nin şahsi gelirinden söz ederken ortaya koyduğu “mütevazılık” cemaatinin ekonomik boyutları dikkate alındığında, geçersiz ve anlamsız durmaktadır.

30 milyar dolara hükmetmek, “dini cemaat”in tabiatıyla çelişki arz etmektedir.

Fethullah Gülen’in vaizlikten gelerek vardığı bu nokta dikkat çekicidir.

Akit gazetesi Genel Yayın Koordinatörü Hasan Karakaya, Fethullah Gülen’in son haftalarda dini bir kişilik olmaktan çıkarak siyasi ve ticari bir figür haline geldiğini yazmıştır.

Karakaya, Gülen Hoca efendi için şöyle demektedir:
“Adeta ‘Cemaat Holding’in ‘Onursal Başkanı’ olarak demeçler vermekte ‘holdingini korumaya çalışan bir patron’ portresi çizmektedir.

O kadar şedit demeçler vermektedir ki, kendisini sevenler bile ‘Firavun…Karun…Tımarhanelik deli…Müşrik!’ gibi sözlerinden şoka uğramıştır…” (9 Aralık 2013)

****


Dini bir cemaatin holdingleşmesi, milyar dolarla hükmetmesi, “rant ”la anılır olması ciddi eleştirilere neden olmaktadır.

Hasan Karakaya, söz konusu yazısında, bu duruma şöyle değinmektedir:
“Cemaat her ne kadar hizmetten, yardımdan bahsetse de uygulamaları hedefin rant olduğunu gözler önüne seriyor. Cemaate bağlı dershanelerin deneme sınavına girecek öğrencilere Zaman Gazetesi’ne abonelik şartı koyması da bunun en önemli kanıtıdır…
(..)
İşin içinde matbaalar var, test kitapları var, yayınevleri var, kargo şirketleri var. Ve bunlar güya ‘dini bir hizmet’ için(!) kullanılıyor. Ama işin içinde maalesef rant var. Rant tekerine takoz koyanlar veya çomak sokanların vay haline…
Anında kara listeye alınıyorlar…”

****
Kaynak Holding, Gülen Cemaati’ne aittir.
Holding’in temelinde 1983 yılında İzmir’de kurulan Çağlayan Matbaacılık’ı görüyoruz.
Otuz yıllık sürede çok büyük bir paraya hükmeder hale gelen bu holdingin bünyesinde bulunan Gökkuşağı adlı Dağıtım Pazarlama şirketi FEM, Anafen, Coşku, Değer, Dijital, Dilfem, Güvender, Körfez, Analitik, İhtiyaç, Maltepe, Zirve, Zambak, Sürat gibi kuruluşlar için çalışmaktadır.
Bünyesinde 24 şirket bulunan Kaynak Holding, kırtasiyede “NT ve Alfa” mağazalarıyla, kağıt işinde “Kaynak Kağıt” ile kargo işinde “Sürat Kargo” ile eğitim araçları işinde de “Sürat Eğitim Araçları” adlı şirketleriyle faaliyet yürütmektedir.
Türkiye’deki 5 bine yakın dershanenin yaklaşık 1000 adedinin Gülen Cemaati’ne ait olduğu bilinmektedir.
280 dershane ile FEM, 213 dershane ile Anafen, 126 dershane ile de Körfez, cemaate ait dershanelerin önde gelenlerindendir.

****
Kaynak Holding’in uzun süre başında bulunmuş olan Mustafa Özcan, Cemaati’n Fethullah Gülen Hoca Efendi’den sonraki en etkili ismidir.
Emekli vaiz olan ve İstanbul’da yaşayan Özcan için “Cemaatin Kasası” da denmektedir.
Fatih Üniversitesi Rektörü Şerif Ali Takalan’ın da aralarında bulunduğu Cemaat mensubu bazı üniversite rektörleri bundan birkaç yıl önce Aydın Doğan’ı ziyaret etmişlerdir.
Ekserisi Cemaati’n yurt dışındaki üniversite rektörlerinin oluşturduğu heyet, bu ziyareti Mustafa Özcan’ın başkanlığında gerçekleştirmiştir.
Cemaatte Mustafa Özcan’dan sonra gelen etkili isim ise Ahmet Kara’dır.
Ahmet Kara’nın, Fethullah Gülen’in 1999 yılında ABD’ye gidişinden hemen önce dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ile görüştüğü ve bu görüşmenin Gülen’in yurtdışına çıkmasını hızlandırdığı ifade edilmektedir.
2008 yılında Fethullah Gülen’in ABD’de ikametinde sıkıntı ortaya çıktığında Ahmet Kara ve Ekrem Dumanlı, işadamı İshak Alaton’a gidip yardım istemişlerdir.
Bunun üzerine İshak Alaton, Matthew Bryza’dan Fethullah Gülen’in ABD’de kalması için gerekli işlemlerin yapılmasını talep etmiş ve sorun giderilmiştir!

****
Önde gelen baronlar arasında bulunan İshak Alaton, 23 Nisan 2012 tarihinde Yeni Şafak’ta yayınlanan bir röportajda “28 Şubat soruşturmasının genişlemesinden yana olmadığını” beyan etmiştir.
Masonluğuyla da bilinen İshak Alaton Cemaat Medyasında baş tacı edilen bir isimdir.
Cemaat mensubu gazetecilerden Mehmet Gündem, İshak Alaton’u parlatmaya yarayan iki kitap birden yazmıştır.
Bu kitapların 28 Şubat soruşturmasının başladığı günlere denk gelmesi enteresan bir durumdur.
ABD’nin Bakü Büyükelçiliği görevinde de bulunmuş olan diplomat Bryza, gazeteci Zafer Mutlu’nun üvey kızı Zeyno Baran’la evlidir.
Gazeteci Ahmet Uran Baran ile Füsun Mutlu’nun çocukları olan Zeyno Baran, Matthew Bryza ile 23 Ağustos 2007 tarihinde İstanbul’da evlenmiştir.
Bryza, o esnada “ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı” idi.
ABD’de Hudson Enstitüsü’ne bağlı Avrasya Politikası Merkezi Müdürlüğü görevini yürüten Zeyno Baran…
Newsweek Dergisi’ne 4 Aralık 2006 tarihinde yazdığı ve darbe kehanetinde bulunduğu yazısı ile ayrıca 2007 yılının Haziran ayında ‘Hudson Enstitüsündeki Karanlık Senaryolar’ hakkındaki tartışmalar sırasında gündeme gelmiş bir isimdir.
Kasım 2006 tarihinde Washington’u ziyaret eden dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Ergin Saygun’la yaptığı görüşme sonucunda Newsweek’teki yazıyı kaleme aldığı anlaşılan Zeyno Baran “Nisan 2007’de Türkiye’de bir darbe olma ihtimali yüzde 50’dir” diye yazmıştı.
Kasr-i Arifan Dergisi Zeyno Baran- Ergin Saygun görüşmesinde, o esnada ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı olan Matthew Bryza’nın da bulunduğu iddia edilmiştir.
Bryza, 1 Mart tezkeresinin TBMM’de reddedilmesinden sonra Türkiye’nin ve AK Parti’nin “cezalandırılması” gerektiğini dile getiren koroda yer alıyordu.
Zeyno Baran’ın Newsweek’teki yazısının Türkiye’de tartışmalara neden olmasının ardından, kendisine Cemaat’in yayın organı Zaman Gazetesi’nden destek gelmişti.
O dönemde Ekrem Dumanlı’nın Zaman’daki köşesinde Zeyno Baran için “Demokrattır” diye yazmış olması dikkate şayandır.
Zeyno Baran, Newsweek’teki o yazısıyla ilgili tartışmalardan önceki dönemde Pensilvanya’da Gülen’i ziyaret etmiştir.

****
Zeyno Baran’ın üvey babası Zafer Mutlu son yıllarda Aydın Doğan’a en yakın isimler arasında yer alıyor.
Dinç Bilgin’e ait olduğu dönemde Sabah Gazetesi’nin Genel Yayın Müdürlüğü’nü yapmış olan Zafer Mutlu’nun Etibank rezaletinden nasıl olup da sıyrıldığı halen daha tartışılmaktadır.
Bu süreçte Kentbank’ın eski sahibi işadamı Mustafa Süzer’in etkili olduğu iddia ediliyor.
Mustafa Süzer, Koç Ailesi’ne çok yakın bir isimdir.
Ergenekon firarisi Bedrettin Dalan’la da çok eski dostlukları vardır.
Ayrıca, Zaman Gazetesi’nin eski sahibi Alaattin Kaya ile yakındır.
Süzer Grubu Onursal Başkanı Mustafa Süzer, Cemaate ait “Fatih Koleji Sami Çakır Fen ve Anadolu Lisesi’nin temelini atmıştır.
Sami Çakır, Süzer Grubu’nun İcra Kurulu Başkanıdır.
Okul, Süzer Vakfı’nın katkılarıyla inşa edilmiştir.
Fatih Üniversitesi Rektörü Şerif Ali Tekalan, Gülen Cemaati’nin önde gelen isimleri arasında yer almaktadır.
Tekalan, aynı zamanda Mustafa Süzer Vakfı Mütevelli Heyeti üyesidir.
Ergenekon davası sanıklarından Mehmet Haberal’ın tahliye edilmesinden kısa bir süre sonra Cemaat’e ait Fatih Üniversitesi’ni ziyaret ederek Şerif Ali Tekalan’la görüşmesi ilginçtir.
2006 yılında Danıştay Saldırısını gerçekleştiren tetikçi Alparslan Arslan adlı bir avukattı.
Arslan’ın en yakın arkadaşlarından birisi de yine bir avukat olan Kemalettin Gülen’dir.
Fethullah Gülen’in amcasının oğludur.
Hürriyet’ten Ahmet Hakan, 6 Nisan 2008 tarihli sütununda “Kemalettin Gülen’in Alparslan Arslan tarafından suçlanmasına rağmen herhangi bir adli takibe alınmadığını” yazmıştır.
Kemalettin Gülen’in Danıştay veya Ergenekon davalarında ifadesine başvurulmamıştır.
Bu davalardan sanık olmamıştır.
Kemalettin Gülen ile Alparslan Arslan’ın, Danıştay Saldırısı’ndan önceki dönemde Cemaat’e ait Kaynak Holding’te avukat olarak çalıştıkları iddia edilmektedir.
O dönemde Kaynak Holding’in başındaki isim Mustafa Özcan’dır.

****
Taraf Gazetesi’nde yayınlanan Ağustos 2004 tarihli MGK toplantısına ilişkin tavsiye kararını içeren “belgeler” çok tartışıldı.
AK Parti hükümetinin MGK’nın tavsiye kararını uygulamadığı, tersine davranarak Cemaat mensuplarını devlet ve bürokrasi kadrolarına yerleştirdiği bilinmektedir.
Bu “belgeler”in yayınlanmasını sağlayanlar…
Ergenekon, Balyoz ve 28 Şubat davalarından tutuklu bulunanların salıverilmesini amaçlamaktadırlar!
AK Parti hükümeti döneminde adeta altın çağını yaşamış olan Cemaat’in Taraf’ın yayınını desteklemesi dikkat çekmektedir.
Gülen’in, Taraf’ın manipülasyon amaçlı yayınlarına itibar etmesi çok yanlış olmuştur.
Taraf’ın söz konusu “belge”yi yayınlamasından kısa bir süre evvel Gülen Hocaefendi’nin “Elimde olsa hapisteki darbe tutuklularını salarım” demesi çok ilginç bir durumdur!
Saygı ve sevgilerimle…

Yorumlar (1)

fenasi 12 Yıl Önce

ya amca senin insafın hiç yokmu bu kadar uzun bir yazıyı kim okuyacak , ???? sen akp lisin bellli ama bunu bu kadar ifşa etme ne olur hesapta tarafsız gazetecilik ayağı heee bizde yedik ... kopyala yapıştırla gazeteci olunmaz ha unutmadan köşe yazısı kısa ve öz olur kitap yaz demedik makale yaz dedik :) her neyse amca sen bırak bu işleri fırçala takma dişleri.....

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.