Güney Haberci - Antalya'nın Bir Numaralı Haber Portalı

Lokantacılar isyanda!

BÖLGE

Pandemi kısıtlamaları kapsamında yalnızca paket servis yapmalarına izin verilen lokanta işletmecileri, kısıtlama getirilmesine tepki gösterdi. Paket servisle dayanma güçlerinin olmayacağına dikkat çeken Aksu’daki lokanta sahipleri bir taraftan yetkililere seslenirken, bir taraftan salgının yalnızca lokantalardan yayılıyormuş gibi gösterilmesinin yanlış olduğunu ifade ettiler.

Esnafı çileden çıkaran karar

Koronavirüs salgınının hız kazanması sonucu birçok kısıtlama yeniden uygulanmaya başlandı. Kısıtlamalar kapsamında lokantaların müşteri kabul edemeyecekleri, yalnızca paket servisi yapabileceği açıklandı. Ancak salgının yayılmasında lokantalardan çok daha etkili olan alanlarda önlem alınmayıp, lokantalara kısıtlama getirilmesi esnafı çileden çıkardı.

Her türlü denetime açığız

Lokanta sahipleri, “Kurallara uymamıza rağmen salgın yalnızca lokantalardan yayılıyormuş gibi lokantaları kapatıyorlar. Virüs bizden değil; toplu taşımadan, cemiyetlerden, kafelerden, pazar yerlerinden yayılıyor. Kışın ortasında yeniden kapatılmak bizi çok sarstı. Her türlü denetime açığız. Ama yolu bu değil. Böyle giderse büyük enkazla karşılaşacağız” açıklamasında bulundular.

Her yer tıklım tıklım ama lokantalar kapalı

Uygulamada bir yanlışlığın olduğuna vurgu yapan Köfte İşletmecisi İsa Şimşek, “Bizler Alkollü mekanlar değiliz. Lokantalar zorunlu yemek ihtiyacının giderildiği yerlerdir. Maksimum oturma süresi 20 dakika. Alkollü mekan ve kafelerde oturma süreleri 3 saati geçiyor. Bu iki mekanı birbirine karıştırmamak gerekir. Yanlış uygulama yapılıyor. İnsanlar rezil bir şekilde ayakta, sokakta, kaldırım da yemek yiyor. Kısıtlama doğru değil. Ekonomik anlamda aşırı bir zarar mevcut. Müslümanız diyoruz, ayakta su içmek günah diyoruz. Ama milleti ayakta yemek yemeye zorluyoruz. O zaman cumaya da gitmeyelim. Lokantalarda kısıtlama bence sosyal mesafeler gözetilmeli. AVM’ler tıklım tıklım. Toplu taşıma araçları çalışıyor. Hastane poliklinikleri tıkım tıklım. Ama lokantalar kapalı. Lokantaların bir sene kapanmasıyla bu hastalık düşmez. Bu kadar işsiz ortaya çıktı. Böyle giderse biz Mart ayını göremeyiz” dedi.

Kurumlara nasıl HES koduyla giriliyorsa, bize de…

Lokantaların kapanmasının pandemiyi etkilemeyeceğini savunan Sultan Restoranın işletmecisi Ahmet Samur, “Buralar keyiflenme yeri değil. Zaruri ihtiyaç olan, yeme- içme ihtiyacının giderildiği yerdir. Kurumlara nasıl HES koduyla giriliyorsa, bize de böyle bir uygulama getirilebilirdi. Sonuçta burası ekmek teknesi. Denetimleri sıklaştırılabilirler. Biz her türlü önlemlerimizi alıyoruz. Mal tedarik eden toptancılarla bile önlemler alıyorduk. Denetimli olduktan sonra, bilinçlendirme yapıldığı zaman bu sorun olmazdı. Bu sektörde yüzlerce ve binlerce insan evine ekmek götüremez oldu. Geçen dönemden kalan ve ötelenen sigorta primlerinin ödeme vakti geldi. Borçla borcu nasıl ödeyeceğiz. Ötelenen KDV’lerin ödenme zamanı geldi. Kendi geçimimizi bırakalım, bu borçları nasıl ödeyeceğiz. Paket servisiyle işletmelerin elektrik parası ödenemez” diye konuştu.

İnsanlar sokakta, caddelerde

Şişçi Sebo işletmecisi Sebahattin Küçükbaşkan, “Bazı kurallar, daha radikal hale sokulabilirdi. Örneğin masalar da tek kişilik olurdu. Denetimler daha sıkılaşabilirdi. Bizler Alkollü mekankar gibi değiliz. Bizim gibi yemek yeme yerlerinde maksimum kalma süresi 20 dakika. Kurullara uyulması halinde tehlike teşkil edeceğine inanmıyorum. Masalara servis vermediğimiz süre içerisinde, insanlar dükkanların önünde oturarak yemek yiyor. AVM’lerin yeme içme yerlerinde bunu açık bir şekilde görüyoruz. Bu daha tehlikeli, masalarda yemek yense, daha sağlıklı olacak. Bunun yanı sıra ekonomik anlamda herkes gibi, bizde etkileniyoruz. Çalışanlar, kısa çalışma ödeneğiyle ayakta kalmaya çalışıyor. Bu da yeterli değil. Onların başka bir iş bulma şansları yok. Ötelenen vergiler ve sigorta primlerinin ödeme zamanı geldi. Gün geçtikçe de çıkmazın içerisine giriliyor. Dileğimiz tez zamanda hayatın normale dönmesi” dedi. 

Tek suçlu bizler değiliz

Üstün Et Lokantası işletmecisi Ali Üstün, “Ekonomik anlamda zararımız çok büyük. Zaruri ihtiyaç yerlerinden biri olan lokantaların kapatılması çözüm değil. Çalışan elemanların sorunları hat safhada. Onlarda ev geçindiriyor. Bizler elektrik parasını ödeyemez hale geldik. Bu uygulamayla beraber, ötelenen vergiler ve sigortaların ödeme zamanı geldi. Böyle giderse daha da zorlanacağız. Farklı kararlar alınabilirdi. Restoranlara yönelik daha önce uygulanan kararlar, biraz daha sıkılaştırılabilirdi. Lokantaları kapatmak çözüm değil. Bunun yanı sıra AVM’ler açık. Yaşam bir şekilde devam ederken, tek suçlu lokantalar görülmemeli. Bizler tüm kurallara uyuyoruz. Paket servisiyle bu masraflarımız çıkmaz. Önümüzdeki ay daha büyük sorun yaşayacağız. Zor günler yaşıyoruz”

Gerekirse sandalyeler arasına paravan koyalım

Arifin Yeri Et Lokantası İşletmecisi Arif Horoz, “Masa sayıları düşürsünler. Sosyal mesafeyi daha fazla yapsınlar. Gerekirse Türkiye genelinde 20 gün kapatılsın. Ama yeter ki düzene binsin. İşsizlik çoğalıyor. 15 elemanım vardı, bunu 3’e düşürdüm. Bunun elektriği var, suyu var. Şu an yanıyoruz. İnsanlar kaldırımda sokakta yemek yiyor. Bu durum mu hijyenik, yoksa kapalı alanda yemek yenilmesi mi? Gerekirse sandalyeler arasına paravan koyalım. Ama kapanması çözüm değil. Biz burada virüs mü üretiyoruz? Nereye kadar gidecek. Kim dayanabilir. Parası olan yaşasın, olmayan ölsün deniliyor. Borçlar çığ gibi büyüdü. Cepten yiyoruz. Bitince nereye kadar gidecek? Halimiz işler acısı. Çalışan elemanların sigortasını nasıl ödeyeceğiz? Prim borçlarımızı nasıl ödeyeceğiz? Buna bir çözüm olmalı. Borçlar birikiyor. Elektriği ödemediğimizde kesiliyor. İşler çözülmese yangın büyüyecek. Personel ne yapsın. Onlarda ev geçindiriyorlar” şeklinde açıklamada bulundu.

Bu ciroyla mı masraflarımızı karşılayacağız

Gelen müşterinin içerde oturmaların da bir sakınca göremediğinin altını çizen Halil İbrahim Can, “Ha içerde oturmuşlar, ha burada bekleyip sipariş vermişler. Restoranda yemek yemekle virüsün bulaştıklarını düşünüyorlarsa, o zaman tüm otobüs firmaları, tramvaylar, toplu taşıma araçlarının hepsini kaldırmaları gerekir. Oralarda insanlar iç içe. Bizde zaten belirli bir sosyal mesafe kuralı vardı. Kısacası bu kararın çözüm olacağını düşünmüyorum. İnsanlar nerede bir kaldırım, bir boşluk görüyorlarsa oturup yemek yiyorlar. Bu daha mı sağlıklı? Ekonomik anlamda da çok zor zamanlar yaşıyoruz. Ciromuz onda bire düştü. Bu ciroyla mı masraflarımızı karşılayacağız. Geçmişte ötelenen borçlar vardı, onların da zamanı geldi. Neyle ödeyeceğiz? Mülk sahipleri yıllık kira talebinde bulunuyorlar. Bu dönemde 1 yıllık kirayı nerde bulup ödeyelim? Halimiz işler acısı. Nereye dokunsan ağlanacak durumdayız. Beklenti içerisinde personel de aynı durumda. Para kazanmayınca onların maaşını nasıl ödeyelim. Mağdur ederek kısıtlama olmaz” dedi.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.