Sosyalleşme, bireyin bir toplum içindeki varlığı olarak tanımlayabiliriz. Latin kökenli olup Fransızca`dan “Social”  “Sosyal” olarak dilimize girmiştir. Bu kelime Fransızca`da arkadaşlık, müttefik, ortak anlamlarını içermektedir. Bunun dışında “Birlikte ,bir arada yaşama ,severek yaşama” gibi diğer benzer anlamları da içermektedir.

Hepimiz biliriz ki “Sosyalleşme” ilk olarak embriyo ile anne arasında gerçekleşir. Bu süreci aile ,eğitim, ilgi ve ihtiyaçlar etkiler. Bu süreci olumsuz etkileyen ,ket vuran önemli bir husus da annenin tuvalet eğitimi sırasında çocuğa karşı yanlış hal ve tutumudur. Tabiki biyolojik ve sosyo-psikolojik faktörleri de eklemek yerinde olacaktır. Mesela, çocuğun oyun arkadaşları tarafından dışlanması ya da kabul görmemesi bireyi dış çevreden uzak kılıp iç dünyasına çekilmesine neden olacaktır. İşte tam bu noktada karşımıza A –Sosyal kavramı çıkmaktadır.

A-Sosyal, çevresi ile yeterince ve kaliteli bir iletişim ve etkileşim kuramama olarak tanımlanır. Böyle kişiler genellikle yalnızlığı seçerler. Bu noktada bu yalnızlığı dolduracak bir kapalı kutu ortaya çıkar karşımıza. Adı televizyon .1930 `lu yıllarda hanelere yavaş yavaş giren televizyon 1960 `lı yıllarda evlerimizin başköşesine oturmuş ve tehlike sinyalleri çoktan çalmaya başlamıştır. Muhabbet azalmış, misafir unutulmuş, aile içi ilişkiler kopma raddesine gelmiştir. Adeta birey ve toplumlar mankurtlaştırılmış, hatta közkomanlaştırılmıştır. Teknolojik gelişmeler neticesinde dilimize bilgisayar ,pc, tablet, gsm , gbi kavramlar girdiği gibi hanelerimiz bu teknolojik ürünler daha bir sanal ve de banal bir hayatın girdabına çekti. İçine çeken bu girdap, birey ve toplumları, a –sosyallikten çıkarıp e-sosyal olması yönünde ivme kazandırmıştır. Bu durumda da birey ve toplumlar gerçek dünyadan uzaklaşıp sanal bir âlemin içinde –sözüm ona yaşamaksa-bitkisel bir yaşam sürmeye başlamıştır.. Neden mi bitkisel? Çünkü, daha az konuşan hatta hiç konuşmayan, düşünmeyen, hayal kurmayan ,hareketsiz, spontane bir yaşam.. Bu durumdan en çok da nasibini alan malumunuz “Z Kuşak” olmuştur. Zaten A-sosyal olan bir nesil, içinde bulunduğumuz salgın etkisiyle başta eğitim –öğretim olmak üzere tüm faaliyetler farklı bilişim araçları ile uzaktan yapıla gelmiş ve hayatımız e-learning, e-shopping, e- mail gibi bol “E”li bir hâl almış ; neticesinde nurtopu gibi “ E-Sosyal” bireyler doğmuştur, çağımız dünyasında.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.