Terör saldırılarının hedefi milletin kendisidir.Halkın emniyetini sağlamayı tek görev ve asayiş olarak kabul eden polislerimiz de tıpkı aynı hain saldırıda can veren insanlarımız kadar sivildirler.Terör şebekesi Batı’daki siyasi destekçilerini kaybetmemek için dolaylı yollardan sivilleri hedef almayı tercih ediyor. Terör saldırısına rast gelen insanların dindar mı, seküler mi, çocuk mu, yaşlı mı, kadın mı, erkek mi oldukları caniler için zerre kadar önem taşımaz.Tam aksine terörizmin sinsice işleyen mantığı olabildiğince daha fazla sivilin saldırı alanına rast gelmesini umar.Terör insanlar üzerinde korku yaratmak amacı güden bir çabadır. Bu çabanın amacı insanlar tarafındn bilinçli olarak oluşturulmaya çalışan korku atmosferinde politik bazı amaçlara ulaşmaktır.Onların amaçlarını etkisiz hale getimenin önemli bir boyutu da üstümüzde oynanan oyundan ‘psikolojik kazanç’ sağlamalarını engellemektir. Bu yüzden daha fazla birbirimize güvenmek, daha fazla birbirimize tutunmak ve daha fazla dayanışma göstermek mecburiyetindeyiz.

Bu olaylardan dolayı ‘ülkeyi terketmek, ülkeden gitmek, gidip uzaktan sevmek vatanı’ konuları herkesin kendi arasında konuştuğu gündem haline geldi.İnsanlardaki nesnesi olan korkular giderek nesnesi olmayan kaygı halini almaya başladı ve bu durum ülkeden giderek çözüme kavuşturabilecekleri duygusunu oluşturdu.Bu durumu korkudan korkma anksiyetesi olarak açıklarız.Psikolojik yada fizik olan yalın korkunun ussal bir nendeni vardır.Korku, bu ussal nedenden doğar.Birey kendisine yabancılaşmış ve kendisini yabancılaştığı toplumsal güçlerin kendisini ezmesinden, baskı altında tutulmasından korkar.Bu durumda korkudan korkuya kapılmış olan birey, ortaklaşa sahibi olamadığı ve yararlanamadığı toplumsal güçlere öylesine yabancılaşır ki örneğin tehlikeli gördüğü kalabalıktan, sokakta aniden patlatılan bir top sesinden, iki insanın kavgasından, topluluk halinde duran polislerden, kısacası patlamanın olma durumunu simgeleyen yada simgelediğini sandığı her şeyden, her insandan, her yandan korkar.Bu durum gittikçe sağlıksız bir hal alır.

Bir arada yaşama duygusunu yitirirsek, göğsümüzü yaslayacak başka vatan yok.Terör şebekelerinin istediği tam da budur; bizi, aynı vatanda yaşamanın ortak neşesinden mahrum etmek.Buna izin vermeyeceğimiz gibi unutmamalıyız ki ‘hainler korkak olur’. Korkması gereken biz masum insanlar değil, sinsice bizim vatanımızda çatlaklar oluşturup bu çatlaklardan geçmeye çalışan teröristlerdir.

Türkiyede kalmak, vatan topraklarını terketmemek geçmişten gelen bir borçtur.Umudumuzu kaybetmememiz lazım.Bizler bu topraklardan gidersek ülkenin dört bir yanını yabancılar sarar ve bir süre sonra da ülke yönetimine geçip kendi kültürlerini hatta ve hatta kendi dillerini bu topraklarda hakim kılar.Bizler gidersek bu vatanı kurmak için nice kayıplar vermiş, nice kanlar dökerek şehit düşmüş askerlere vefa borcunu ödemiş olur muyuz ?

Gitmek hiçbir zaman kolay değildir. Çünkü nereye gidersen git…Gittiğin her yerde yabancı kalacaksın, unutma .Türk kahvesinde bir Euroya içtiğin ince belli çay bile hasret kokacak. 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.