Ülkemde göçük altında kalırsın
Takdir-i İlahi
Belediyenin açtığı çukura düşersin
Takdir-i İlahi
Çürük binalar altında can verirsin
Takdir-i İlahi
Soğuktan donar yüreğin ellerin
Takdir-i İlahi
Yoksulluktan ölüm kokar nefesin
Takdir-i İlahi
Timsah gözyaşları döker birileri
Kan kokarken elleri
Ne zaman tecelli eder gerçek adaletin
Ey Allah'ım kulların ne zaman yürekten söyler
Takdir-i İlahi
Fatma Göktaş
Sesimizi hala duyan yok, niye mi bizim artık sesimiz soluğumuz yok. 17 yıl önce gece yarısı rüyamda büyük bir deprem görerek uyandım. Saat üç, gece zifiri karanlık, elektrikler kesik. Hiçbir yerden haber alamıyorum ama biliyorum büyük bir deprem oldu, rüyasını gördüm. Şimdiki gibi cep telefonları yok. Uyuyan oğlumu kucağıma alıp balkona oturdum ve dua etmeye korkuyla beklemeye başladım. Bilemediğim şey oldu mu, yoksa olacak mı? Saat beşten sonra elektrikler geldi televizyonu açtım, İstanbul yerle bir. Bizi öldüren deprem değil rant düşkünleri... Dere yatağına ev yapanlar, demirden çimentodan çalan vicdan yoksulları. Binlerce açılan davadan ceza alanların sayısı yok denecek kadar az.
17 yılda ne değişti, ne tedbir alındı hemen hemen hiçbir şey binaların hala % 40' depreme dayanıksız. Yeni yapılar depreme ne kadar dayanıklı bilen yok, deprem olursa sağlamasını yapacağız, İnşallah.
En yakın deprem Antalya'yı gösteriyor, uzmanlar. Eee bilime, tedbire ihtiyacımız yok, Allah bizi korur nasılsa... Korumazsa da takdir-i ilahi... Japonları koruyan Allah bizi korumaz mı? Tabii ki korur Elhamdülillah Müslümanız.