Yaz geldi, havalar ısındı derken etrafta yüzü gülmeyen, kendini sevmeyen, sevildiğini düşünmeyen ve hiç bir şey yapmak istemeyen birçok insan görüyorum. Sevgiyi ve sevmeyi bu kadar çok isterken hem de.

 Yalnızlık korkunuz, sevilmeyeceğinize dair benlik algınız, kendinizi değersiz hissetmeniz ve sevildiğinizde değerli, yeterli ve güçlü olacağınıza dair düşünceleriniz sizi sevgi ve ilgi bağımlısı haline getirir. Bu bağımlılık, tıpkı bir madde bağımlılığı gibi devamlı tatmin edilmesi, giderilmesi gereken bir ihtiyaç haline dönüşür. Çünkü kişi, tek başına kendi kendine yetemeyeceğini düşündüğü için, hep birilerine muhtaç hisseder.

Sosyal medyada dolaşırken en çok gördüğümüz klişe ve herkesçe onaylanan repliklerden biri ' ne sevilmedik bee, kabul edelim güzel sevilmedik, baya baya sevilmedik' .

 Ülke olarak sevilmemeyi bu kadar doruklarda yaşarken bunun üzerine biraz konuşalım mı?

Siz sevilemeyeceğinize bu kadar ikna olmuşken etrafınızdakiler size bir şey yapabilir mi?

 Sevilmemeyi kendinize bu kadar hak görmüşken, birinin sevgisinin farkına varıp o sevgi ile beslenebilir misiniz?

Büyük olasılıkla bu iki sorunun cevabı kocaman bir 'HAYİR ' .

Biri size yakınlaşmaya çalıştığı zaman siz ne yapıyorsunuz? Onu yok sayıyorsunuz. Kendinizden uzak tutabilmek için elinizden gelen her şeyi yapıyorsunuz, çünkü sevilemeyeceğinize o kadar inanmıyorsunuz ki, insan bir kere böyle bir şeye inanınca, kendini haklı çıkarmak için kanıtlar arar. Hayır, ben öyle şeyler yapmıyorum demeyin, yapıyorsunuz işte, sevilmekten kaçıyorsunuz, kaçıyoruz. Şimdiye kadar inandığınız bir şeyden vazgeçmek kolay bir şey değil tabiki.  Kırıldınız, üzüldünüz, canınız yandı, çaresiz kaldınız, öfkelendiniz...

Peki, kırıldıktan, öfkelendikten sonra ne yapmak gerekiyor?

Ya bu öfkeyi hayatınıza alıp onunla yaşayacaksınız, onu muhatap yapacaksınız ya da mutlu olmayı seçeceksiniz. ' Mutluluğu seçmek benim elimde mi ' diye bir soru sordunuz mu içinizden?

 Mutlu olmak bir karardır, bir seçim değildir. Ve bu karar çocukken alınır. Aileleriyle mutlu yaşayan, sevilen, sevildiğinin farkında olan çocuklar bu kararı çok küçüklükten alırlar, hiç fark etmeden hem de.

 Fakat bazıları da vardır ki bu kararı almadan büyür. Daha çok küçükken hayata yenik başlar, belki de yenik başladığını zanneder ve o şekilde devam ettirir. İşte küçükken bu kararı, aileden sevgiyi alamayan insanların mutluluğu öğrenmeleri gerekir. Bunu öğrenmek için emek harcamaları gerekir. Çünkü onlar sorun yaşadıkları zaman içinde bulundukları durumda yönlerini kaybetmiş gibi hissederler.  Fakat unutulmamalı ki hiç bir şey, mutluluğu öğrenmek için engel değildir. Sizi seven insanların farkına vardığınız zaman mutluluğu bulacaksınız. Bence insanlar sizi sevmeye hazır fakat önce sizin buna izin vermeniz gerekiyor.

Büyük kayıplara uğruyorsunuz ve bu kayıplar hayal kırıklıklarınız oluyor. Geçmişi yeni bir gözle değerlendirip yepyeni bir sayfa açabilirsiniz farkında mısınız? Artık hayatınızda sizi seven insanları fark edebilirsiniz. Yok, ama edemezsiniz. Çünkü siz öfke ile yaşamaya alışıksınız zaten.

Bazen çok mutlu olacaksınız, mutluluğun doruklarına ulaşacaksınız. Bazen de üzüleceksiniz, hayal kırıklığı yaşayacaksınız Bazen kazanacaksınız bazen kaybedeceksiniz. .Her şey yolundayken bir anda bozulabilir, tam sıfırlandık derken her şey yoluna da girebilir. Siz bunları çok dert etmeyin. Üstüne düşmemiz gereken şey dökülen parçalarınızı tek tek toplayıp her şeyi yeniden inşa etmek. Bu süreçte çok güçlü görünmeye gerek yok, yıkık ve bitkin olmaya da gerek yok. Kendinize "ŞEFKAT" göstermeye ihtiyacınız var. 'Keşke, neden, niye' soruları sizi daha çok yorar zaten.  Kendinize ŞEFKAT gösterince mutlu olacaksınız. Kendinize şefkat gösterin. Bunu hakkediyorsunuz. Unutmayın ki siz kendinize şefkat göstermezseniz kimse size şefkat göstermez.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.