Cumhurbaşkanı Erdoğan, 979 gün, yani 3 yıl aradan sonra partisine dönüş yaparak birçok mesajlar verdi.

-Kucaklayıcı ve kapsayıcı olun.

-Çat kapı siyaseti yapın, ayırım yapmadan milletin içine girin.

-Fakir fukara, garip gureba siyasetine yeniden dönün. Yani parası olan değil, olmayana gidin.

-Bizi yanlış bilenlere doğrusunu anlatın. Yeni kitlelere açılın.

-Gençlere ve kadınlara özel önem verin.


En önemli mesajı ise “Hizmet gereklidir ama yeterli değildir. Hem hizmet edin hem de kibri bırakın, halkın gönlünü kazanın
Son cümle yerel yöneticilere yönelik söylenmiş bir söz olsa gerek.
Gelin bu son cümleyi Antalya ölçeğine yansıtarak AK Partili belediyelerimizi bir süzgeçten geçirelim

Öncelikle şunu belirtmek isterim, tüm belediye başkanları çok büyük bedeller ödeyerek hizmetler yapmaya çalıyorlar. Merkezi hükümetin desteğini de arkalarına alarak, bu güne kadar hiç yapılmadık çalışmaları ortaya koyuyorlar. Kentin gelişimi önünde ki engelleri ortadan kaldırmak için olağanüstü çaba sarf ediyorlar.

Sayın Türel’in
yapılan çalışmaları yerinde incelemek için düzenlediği hizmet turu gezilerine katılan biri olarak, sorunların çözülmesinde nasıl olağan üstü bir çaba harcandığına tanık oldum. Yine Cumhuriyet tarihi boyunca Antalya’ya yapılamayan hizmetler 2004 ile 2009 yılları arasında yapıldı.

Kepez de, Hakan Tütüncü döneminde devasa atılımlar yapıldı. Tam Olimpik Yüzme Havuzu, Kongre merkezleri, yeşil alanlar, asfalt, yol, mülkiyet sorunlarının çözümü ve benzeri birçok çalışmalar.

He tarafı sorun yumağı olan Aksu’da birçok güzel çalışmalar ortaya konuldu. Mülkiyet sorunları çözülme aşamasına gelindi. Hastane sorunun çözümü için sona gelindi. Kent meydanı ve Hükümet konağının temeli atılması için geri sayım başladı. Bunlar ilk etapta sayacağımız hizmetlerin bir kaçı.

Ama tüm bunlara rağmen, AK Parti’nin oy deposu olan Kepez’de oy kaybı.

Antalya genelinde referandumda beklenmeyen bir sonuç aldı.

Yine Aksu’da istenilen bir oy oranının çıkmaması.

Bu bir çelişki değil de nedir.

Bu çelişki bedel ödeyen siyasilerin, “Padişahım çok yaşa” diyen şakşakçıların gazına gelmesidir.

Şakşakçıların her dönem, çok yaşa diyeceği bir padişahı olur. Ama koltuğu elinden giden bir siyasetçinin de arayanı soranı olmaz.

Gittiği hiçbir düğünde kendisi için, yüzyılın yetiştirdiği dev adam anonsu yapılmaz.

Ama o anonsları yapanlar, her zaman anons edecekleri bir dev, bir padişah bulurlar.

O yüzden Sayın Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi, hizmette yapmak gerekiyor, halkın gönlüne girmek de…
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.