Aort damarı vücudumuzdaki saatli bomba

AKDENİZ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp Damar Cerrahisi Öğretim Üyesi Prof.Dr. İlhan Gölbaşı, aort damarını saatli bombaya benzetti. Prof. Dr. Gölbaşı, "Kalp krizinden hayatını kaybettiği düşünülen hastaların otopsilerinde kalp krizinden değil, aort damar yırtılmalarından kaynaklandığı görülmüştür" dedi.

08 Nisan 2015 Çarşamba 10:11
Aort damarı vücudumuzdaki saatli bomba
Prof. Dr. İlhan Gölbaşı, kalbin gönderdiği temiz kanı taşıyan ana atardamara aort denildiğini, bu damarda gelişen problemlerin hayati tehlikeye yol açtığını belirtti. Prof. Dr. Gölbaşı, "Aort damar balonlaşmaları tıpkı saatli bombalara benzemektedir. Bombanın zaman ayarının fark edilerek durdurulması nasıl patlamayı önlerse, aort balonlaşmaları da önceden fark edilirse yapılan tedavilerle patlaması önlenir. Aksi takdirde herhangi bir heyecan veya tansiyon yükselmesinde patlar ve bir hayat havaya uçar" dedi.

Bundan dolayı özellikle yüksek tansiyonu olan, 60 yaş üzerinde uzun yıllar sigara kullananlar, ailesinde damar genişlemesi bulunan kimselerin, mutlaka damar genişlemesi yönünden değerlendirilmesi gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Gölbaşı, "Genişleme saptanan ve takibe alınan hastalarda ise saatli bombanın durdurulması için tansiyona gerekli özeni göstermeli ve sigara kullanıyorsa mutlaka kesmelidir" diye konuştu.

DOKU VE ORGANLARIN BESLENMESİ
Vücutta yer alan doku ve organların tamamının aort damarından gelen atardamarlarla beslendiğini aktaran Prof. Dr. İlhan Gölbaşı, şöyle konuştu:

"Bundan dolayı aort damarında gelişen problemlerde bütün organlarımız, yani hayatımız tehlikeye girmektedir. Aort anevrizması olarak nitelendirilen aort damarındaki balonlaşmalar toplumda sık görülen sağlık problemidir. Bu problemin en önemli özelliği, hastalar tarafından fark edilmemesidir. Bu kimselerde balonlaşmış damarın aniden yırtılması ile hastaların yüzde 90'ı kaybedilmektedir. Çok nadir olarak acil cerrahi tedaviyle kurtulmaktadır. Bazı şanslı hastalarda ise yapılan tetkikler esnasında tesadüfen hastalık saptanmakta ve bu kişilerin tamamına yakını cerrahi tedaviyle düzelmektedir. Kalp krizinden hayatını kaybettiği düşünülen hastaların otopsilerinde kalp krizinden değil, aort damar yırtılmalarından kaynaklandığı görülmüştür."

YÜKSEK TANSİYONA DİKKAT
Hem damar genişlemesinde, hem de yırtılmasında en önemli faktörlerin başında yüksek tansiyonun geldiğini belirten Prof. Dr. Gölbaşı, tansiyon hastalarının aort damarı genişlemesi yönünden takibe alınması gerektiğini söyledi. Hipertansiyonun bütün dünyada ve ülkemizde önemli sağlık sorunlarının başında geldiğini vurgulayan Prof. Dr. İlhan Gölbaşı, bu rahatsızlığın, erişkin nüfusun yaklaşık yüzde 40-50'sini etkilediğini kaydetti. Hastaların yarısının tansiyonlarının yüksekliğinden habersiz olduğunu dile getiren Prof. Dr. Gölbaşı, şöyle dedi:

"Ancak haberdar olan hastaların yarısına yakın kısmı ilaç kullanmamaktadır. İlaç kullanan hastaların ise yine yarısına yakın kısmında kullanılan ilaç tedavisi yetersizdir. Bundan dolayı hipertansiyonlu hastaların tansiyonları ve aort damarı takibe alınmalıdır. Aort damarında genişleme saptanan fakat cerrahi tedavi gerektirecek sınıra gelmemişse peryodik takibe alınır. Hastanın durumuna göre bazen 3, bazen 6, bazen de yıllık tomografileri çekilir. Takibe alınan bir hasta aynı zamanda sigara kullanıyorsa genişleme hızı içmeyenlere göre 8 misli artış göstermektedir. Kısa sürede ameliyat gerektirecek boyuta ulaşır. Çap artışı cerrahi sınıra ulaştığı takdirde ameliyat ile balonlaşmış bölüm çıkarılarak yerine suni damar takılmaktadır."

Son Güncelleme: 08.04.2015 13:59
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.