Dünya genelinde COVID-19 salgını nedeniyle mücadele hala devam etmekte.. Bu haftaki yazımda, korona virüs temelinde kaygı ile mücadele etmede pozitif psikoloji kavramlarını hatırlatmaya çalışacağım.

     Anksiyete (kaygı) hali; gerginlik hisleri, endişeli düşünceler ve fiziksel değişiklikler ile birlikte eşlik edebilen kompleks bir duygu hali olarak tanımlanabilir. Hissedilenolumsuz duygu, his veya duyumları “ORTADAN KALDIRMA” kavramının kullanılmasının doğru olmadığını hatırlatmakta fayda var. Çünkü duygu “ortadan kalkmaz”yoğunluğu veya şiddeti zaman içerisinde bazen artar, bazen azalır ancak mekanını korur. Bu durumu daha iyi anlamanız için şöyle bir soru var. “Kendi içinizde gelişen bir oluşumun artık oluşmasını istemiyorum” diyebilir misiniz? Yani? “Bugün akciğerlerimin çalışmaması için mücadele edeceğim” sizce böyle bir şey mümkün mü? Peki şu soruya ne dersiniz,“Kaygı hissetmem normal, acaba kaygı halinde kaygıdan kurtulmak için ortaya koyduğum davranış stratejilerim hasta olabilir mi? Evet.. Kaygı hissetmemek için kaygı yaratacak durum, ortam veya kişilerden kaçmak için geliştirdiğiniz çaba bir hayat boyu kaygılarınızın en iyi besin kaynağı. Ama inandığınız besin kaynağı gün be gün sizi hasta ediyor.

   “Ortadan Kaldırma” kavramını “Davranış Stratejileri” olarak yeniden yapılandırarak adım atmaya başlayalım. Kaygıyıtamamen ortadan kaldırmak gibi bir hedefin işlevsiz olduğunu görebilmek ilk adım olarak tanımlanırsa; ikinci adım,kaygıdan ne zaman acı çektiğinizi fark etmek ile devam eder. Bazı kaygı belirtileri şunları içerir:

✓ Sinirlilik

✓ Takıntılı ve aşırı düşünme

✓ Aşırı endişe, panik

✓ Panik

✓ Konsantre olma, karar verme zorluğu

✓ Yorgunluk, kas gerginliği, kalp çarpıntısı, nefes almada güçlük

✓ Uyku bozuklukları

✓ Kontrolü kaybetme korkusu

 Kalp atış hızında yükselmeler ve zihnin hızlı düşünceler geliştirmesi gibi stres belirtileri, bedenin beyninize tehlikede olduğunuzu bildirme yoludur. "Savaş ya da Kaç" olarak bilinen bu hayatta kalma mekanizması, gelecekle ilgili belirsizlik gibi daha az acil veya somut tehditler sırasında etkinleşmeye başlar. Anksiyeteyi fizyolojik olarak koruyucu bir önlem olarak düşünmeniz, daha az korkutucu olabilmesine ve daha yönetilebilir hale gelmesine yardımcı olur. 

Korona Virüse Dayalı Anksiyete (Kaygı) İçin Ne Yapmalıyım?

    Kaygı duyguları ile yaşayabilmek bilinçli çaba gerektirir. Endişe verici düşüncelerin zihninizde uçuşması normal olsa dakaygıya da yer açabilmeyi ve onun varlığı ile yaşayabilme stratejilerini öğrenmenin, kaygının kontrol edilemez hale gelmesini ve tıbbi bir soruna yol açmasını önlemeye yardımcı olabilir. 

   Anksiyetenin basit ve genel belirtilerini hatırlattıktan sonra,sizlerden gelen korona anksiyetesine yönelik hatırlamanızı beklediğim pozitif psikoloji alanında yer alan bazı kavramları aşağıda inceleyebilirsiniz .

Acınıza diğer duygulara yer açtığınız gibi bir yer açın.COVID pandemisinin stresi nedeniyle bir çok kişi gibi sizin de ne kadar acı çektiğinizi kabul etmeye başlamanız hayati derecede önemlidir. Anksiyetenin, korona salgını gibi bir krize normal ve geçerli bir yanıt olduğunu kabul etmeyi öğrenebilmek oldukça önemlidir. Kabul, bireyde bir sonraki adımın oluşmasına zemin hazırlar. Ancak kabul sadece düşünme ve hissetme ile gelişebilen bir kavram değildir, eyleme hazır olmaya yani davranışa dönük bir kavramdır. Virüse yakalanma korkusu, sevdiğiniz birinin ona yakalanması korkusu ya da belirsizlikten kaynaklı  ekonomik çöküntü korkusu olsun, şüphesiz günlük olarak bir çok insanın yaşayabileceği korkuyu  hissediyor olabileceğinizi fark edin.. Eğer işinizi kaybettiyseniz; şüphesiz, ailenizi beslemeye ve barındırmaya devam edemeyeceğinizden korkuyorsunuz, serbest meslek sahibiyseniz muhtemelen çalışanlarınıza ödeme yapmaya devam edemeyeceğinizden veya daha kötüsünden korkuyorsunuz. Bu korkulara ailenizle  birlikte olmanın getirdiği stresi ve çocuklarınızın eğitimine nasıl devam edeceğine dair endişeleri de eklediğinizde, bir çok insanın çok fazla stresle uğraştığını görebilirsiniz. Tüm bu korku ve stres bizi acıtır.

Acı; sevdiğiniz birini kaybettiğinizde, bir çocuğun en sevdiği oyuncağını kırdığında ya da bir öğrencinin gireceği sınavda başarısız olduğunda ortaya çıkar. Vardır gerçektir ve yanınızda kalmaya ihtiyacı vardır; yanınızda misafir ettiğiniz sürece şiddeti ve yoğunluğu zamanla azalır. Peki “Bu acıyla daha fazla kalmak istemiyorum” şeklinde ifade eden biri ne yapıyor? Bu acının bir an önce  bitmesi için çaba sarf ediyor. Bu durum kişinin yaşamında önem ve değer verdiği şeylerden uzaklaşmasına ve olmasını beklediği “kendi” gibi olabilme yolunu tıkamaya neden olur. Yaşam dengeniz bozulduğunda ise ruhsal rahatsızlıklar gelişmeye başlar… Pandemi döneminde gerçek acıyı hissedebiliyorsanız şanslısınız. Öteki türlü belirli olan tüm önlemleri almanıza (maske, mesafe, temizlik) rağmen, “Covid olursam ölürüm” düşüncesi ile her an başınıza gelecekmiş gibi tüm zamanınızı kaygılı geçirir ve bu kaygıyı yok etmek için çaba harcarsanız  acı duyumunuz da pandeminin sonuna kadar canlı kalacaktır.

Acınız için şefkat duymaya başlayın. Endişeli hissettiğiniz için kendinizi yargılamak veya yükselen duygusal durumunuzdan kaynaklanabilecek davranışlar (sürekli yatmak isteme) için kendinizi yargılamak yerine, kendinize şefkat gösterin. Şu anda bu yazıyı okumaya devam ediyorsanız elinize kâğıt kalem alıp; endişelendiğiniz her şeyin bir listesini yazın. Şimdi listenizdeki her öğe için kendinize şefkat ifade eden bir şey söyleyin veya yazın. 

Kendinize İyilik Yapın: Olumsuz hissettiğiniz duygularınız için onlardan uzak durmaya çalışmaktan ziyade yanınızda durmasına izin verin. Üzgün ​​hissediyorsanız gözyaşlarınızınakmasına yardım edin.

Minnettarlığı Hatırlayın: Araştırmalar, minnettarlığın güvenlik ve bağlılık duygularını artırabileceğini göstermiştir. Kendi dışımızdan gelebilecek iyiliği fark etmemize yardımcı olur. Minnettarlık beyni yeniden bağlar, böylece dünyadaki pozitiflere odaklanma olasılığınızı, olumsuzlara odaklanmaktan daha fazla hale getirebilirsiniz. Aynı anda hem minnettar hem de olumsuz hislere kapılmak imkansızdır; bu yüzden daha iyi hisler, endişe verici düşüncelere daha az yer demektir. Minnettarlık aynı zamanda önemli nörokimyasalları artırma kapasitesine de sahiptir. Düşünce, negatiften pozitife geçtiğinde; dopamin, serotonin ve oksitosin gibi kendini iyi hissettiren kimyasallarda artış olur. Şu an endişe verici düşünceleriniz siz de kaygı hissettiriyorsa, minnettar olman gereken en az yedi şey düşün.

Üzerinde Düşünmenizi Beklediğim: Zihin bizi acı verici olaylardan korumaya çalışıyor, benzerini yaşamamak için.Peki zihnin eli ayağı kim?

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.