İş dünyası sizi yeni projelerle ve ilklerle tanıyor. Ayrıca sağlıklı yaşam üzerine bir kitap yazacak yeterliliğe sahip olduğunuz düşünülüyor ve sporcu kişiliğinizle de ön plandasınız. Bunlar bildiklerimiz birde sizi sizin kelimelerinizden dinlemek isteriz. Biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?

1949 Korkuteli Garipçe Köyü doğumluyum. İlkokulu köyde bitirdim. Eğitimime devam etmeyi çok istedim ancak ailemin imkânları yetersiz olduğu için okuyamadım. Babam, “Oğlum ben seni okutamam” dedi. Köyde kalıp kendisine yardımcı olmamı istedi.  Antalya’da bir akümülatör ustasının yanında çırak olarak işe başladım. Ev yok, naylon branda ve çatısında lastik tekerlerle kapattığım bir kulübe de kaldım. Seyyar bir elektrik çektik, su yok, tuvalet yok. Soğuk su ile duş alıyordum.

Az beslenme nedeni ile verem hastalığına yakalandım. Ustam köye gönderdi. Bir deri bir kemik yatıyordum. Anneme geçmiş olsuna gelenler “Allah çektirmesin” diye dua ediyorlardı. Yani iyileşmeme ihtimal dahi vermiyorlar, çok acı çekmeden ölmemi istiyorlardı. Ancak ben anneme ölmeyeceğimi söyledim, bize borç vermeyenlere bir gün borç vereceğimi, bize buğday vermeyen ağaya bir gün borç vereceğimi söyledim. O zamanlar en büyük hayalim bir oturuşta 2 tavuk yemek, benim için ulaşılmaz bir hayaldi. Çocukluk işte o paraya hiçbir zaman ulaşamadım.

Çok şükür iyi oldum. Almanya’ya gittim ve 16 yıl orada çalıştım.  Almanya’da çocukken çalışmak için kaldığım kulübede, köpeklerin bile yaşamadığını gördüm.

Meslek okuluna gittim. Orada iki kızım, bir oğlum oldu. İşletme seminerlerine katıldım. Alman firması ile tanıştım. Bayiliğini aldığım firmayı Türkiye’ye getirme fırsatım oldu. Plastik boruyu Türkiye’ye ilk ben getirdim. Bayilik alınca Türkiye’ye kesin dönüş yaptım. Firmamın merkezi Antalya ancak İstanbul’daki firmada oğlum, Ankara’daki firmada yeğenim var. 10 yıl öncesine kadar sağlık sorunlarım vardı. Ancak zamanla her şey yoluna girdi. Sağlıklı yaşam üzerine 70 yaşına girince kitap yazmayı hedefliyorum. 120 yaşına kadar da yaşamayı istiyorum. 


 

Müthiş bir yaşam öyküsü nereden nereye. Çocukluk da yaşanan onca çile, baş edilen hastalıklar, imkânsızlıklar ve sonrasında başarılı bir iş adamı, sağlıklı ve sporcu bir kişilik ve bugün de ANFAŞ Yönetim Kurulu başkanlığı. ANFAŞ’ta hisse oranınız ve ANFAŞ’ın 2017 -2018 hedefi neler olacak?

 ANFAŞ’ın yüzde 38’ine ortak olduk. 30 yıldır yurtdışı fuarlarına katılıyoruz. Bir ay önce yine Almanya’daki fuardaydım. Normal şartlarda oteller 100 Euro iken, fuar zamanları fiyatlar 1000-1500 Euro’ya kadar çıkıyor. Bu sadece otel. Yeme-içme, yolculuk, gezme, hediyelik eşya gibi kalemlerle Almanya’ya giden bir kişinin bıraktığı para en az 3-4 bin Euro’yu buluyor. Bu nedenle Almanya turistin gelip gelmemesini hiç sorun yapmıyor. O kadar doymuşlar ki; fuar için ülkesine gelen insanlara zorluk çıkarıyorlar. Benim 5 yıllık oturum iznim olmasına rağmen akla hayale gelmedik sorunlar çıkardılar. Almanya’da yılın 12 ayı fuar var. Bir fuara giden insan, o şehri beğenirse, ailesi ile birlikte tekrar gezmek için gidiyor. Almanya’da yılın 12 ayı fuar var ve şehirler fuarlarla gelişiyor. Bizim de Antalya’da bunu yapmamız lazım. Yıllar önce bir otelin lobisinde küçük fuarlar yapardık. Bugün ANFAŞ yetmez hale geldi. Ancak asıl önemli olan bizim bu fuarlarda sergileyecek ürünlerimizin olması lazım. Çünkü bir fuarın bıraktığı gelirin yüzde 85’i, fuarın düzenlendiği şehirde kalıyor. Devlet, yurtdışı fuarlara ciddi destekler veriyor ancak yurtiçi fuarlara destek yok. Bu desteklerin artması lazım.

 

Fuara katılacak yurtiçi firmaların katılımının artması için neler yapılmalı?

 Ben hem fuara katılan bir firma temsilcisiyim, Hem de ANFAŞ Başkanı olarak fuar organizatörüyüm. Fuarlara katılan firmalar, ziyaretçi gelirse o fuarda yer alıyor. Biz düzenlediğimiz fuarlara yurtiçinden ve dışından ziyaretçi getirmezsek, katılımı artıramayız. Yıllardır yurtdışında fuarlara katılıyorum. Oralarda şöyle bir kanı var; ‘ANFAŞ yurtdışına yatırım yapmadığı için katılım az oluyor’. Bunu kırmalıyız. Elbirliği ile ‘kazan, kazan’ politikasıyla bu anlayışı geliştirmeliyiz.


 

ANFAŞ ve Antalya için bir şans olduğunuzu düşünüyoruz. ANFAŞ Yönetim Kurulu Başkanlığı görevinizdeki hedefleriniz nelerdir?

 Kötü bir dönemde göreve geldik. Dış ülkelerle ilişkiler malum. Ülkemizin sağı-solu ateş topu gibi. Ancak pes etmiyoruz. 2 yıl içinde toparlayacağız ve buraya yatırım yapan hissedarlarımızın kar elde edeceğini düşünüyorum. Önümüzdeki yıl elimizden geldiği kadar yurtdışından katılımları artırmak için uğraşacağız. Bu sadece ANFAŞ olarak bizim katkımızla olmaz, yerel yönetimler buna katkı koymalı. Çünkü ANFAŞ’a fuara gelen insanlar şehir merkezinde kalacak, oralarda yiyecek, içecek, gezecek, hediyeler alacak. Fuarlar kentin ekonomik kalkınmasına öncü olmaktadır.

 

ANFAŞ ‘da yeni fuarlar olacak mı?

Yeni hedeflerimiz ANFAŞ'ın yıllardan beri düzenlediği Food Product ile Hotel Equipment fuarlarının ilk kez aynı anda 17-20 Ocak tarihinde birlikte düzenlenecek "Eskiden yerimiz 20 bin m2 şimdi ise 60 bin m2 oldu. 74 firma bu iki fuarımıza katılacak. Yeni yönetim kurulunun 4 yeni fuar projesi de var. Well Life sağlıklı yaşam fuarı, Jewelery ile altın, mücevher, gümüş, saat ve teknoloji fuarı, Auto Show ile otomobil, ticari araçlar, motosiklet fuarı, Home ve Wedding ile ev ve evlilik fuarı düzenleyeceğiz.

 

Tarım ve turizmdeki gerileme, Fuarlarla telafi edilebilir mi?

 Yeni yönetim olarak bazı fikirlerimiz var. Neler yapabileceğimizi tartışıyoruz. Güzel şeyler olacak mutlaka. Bir yabancı firma ile evlilik olabilir. Yapılabilecek ortaklık, hem Türkiye’deki, hem de Avrupa’daki tıkanmayı sona erdirir. ANFAŞ olarak 20 Bin m2 alanı 60 Bin m2 alana çıkardık. Biz elimizden geleni yapıyoruz. Özellikle Avrupalı bir firma ile ortaklık yaparsak başarılı işler olacak.

 

ANFAŞ ve EXPO gibi iki dev markayı içinde barındıran Aksu ilçesi, bunlardan nasıl yararlanabilir?

EXPO ayrı bir alan. Orada yeni bir organizasyon yapılabilir ancak yeni bir fuar yapılması çok zor. Orada konserler ve turizme yönelik etkinlikler olmalı. Almanya’da Hannover Fuarı’nın kurulması 1950’li yıllara dayanılıyor. Bu yıllardır dalga dalga yayılmış ve şu anda her şehirde fuarlar var. Frankfurt’un fuarı, şehrin ortasında kalmış devasa bir alan. Berlin’de eski havaalanını fuar alanı yaptılar. Almanya’da fuarcılık sektörü devamlı büyüyor. Böyle yatırım yaptıkları için de bütün fuar dünyası oraya geliyor. Bizim de fuarcılığı geliştirmek için bir şeyler üretmeliyiz.
 

ANFAŞ’ı Aksu ile bütünleştirmek için neler yapılmalı?

ANFAŞ, Aksu’nun hemen yanı başında. Fuar zamanı ANFAŞ’ın karşısındaki Restoranlar tıklım tıklım doluyor. Ancak fuar zamanı Antalya’ya gelen yüzbinlerce insanın kalabileceği bir otel Aksu’da yok. Aksu esnafı, halkı ve yerel yöneticileri buna hazırlanmalı. Sadece köfte piyaz ile bu olmaz. Tuvaletler ve mutfağın temizliği iyi olsa, insanlar yemek için Antalya kent merkezine gitmez. Ancak Aksu Belediyesi de kendisine çeki düzen vermeli. ANFAŞ’ın girişinde bir hafriyat yığını var, fuar öncesi kaldırılması için Aksu Belediyesi’ne başvurduk. Fuar bitti, hala moloz yığını ANFAŞ’ın önünde yer alıyor. Fuarcılıkta görüntü çok önemli. Çok yakışıklı bir beyefendi, çok güzel bir hanımefendi olabilirsiniz, ama pespaye giyinirseniz o güzelliği satamazsınız. Almanya’da fuarların yapıldığı şehirler pırıl pırıl. Yerlerde çöp dahi bulamazsınız.

 

Ne mutlu size. Hayatın her savaşından mağlubiyetle çıktığınızı anlıyoruz, anlattıklarınızdan. Ve ardından her adımda başarı sizinle olmuş. Bu başarınızın ANFAŞ’a yansıyacağını da düşünüyoruz. Yeni başkan olarak son mesajlarınız ne olacak?

ANFAŞ’a herkesin ve bu kentin sahip çıkması gerekiyor. Anfaş’da yılın 12 ayı fuar yapılması demek kentin her noktasına ekonomik kazanç anlamına geliyor. Hep beraber ANFAŞ’ı güçlü ve ayakta tutmalıyız.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.