Hani bir atasözü vardır, “Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az”
Bu misal, kimi zaman bir sözü veya bir olayı üstü kapalı anlattığınızda, anlayışlı kimseler ne demek istediğinizi zaten anlarlar.
Ama anlayışı kıt kimseler ise ne kadar açık söylense, ne kadar tekrarlansa yine anlamazlar.
Veya anlamazlıktan gelirler.
Yaptıkları, her ne kadar yanlış ve çirkin ise de hep kendilerini haklı bilirler..
Hatta yalanlarına ve yanlışlarına o kadar inanırlar ki, o yalan ve yanlışlarını doğruymuş gibi size anlatırlar…
O yalanlara inanmanızı beklerler…
Taki İlahi adalet tecelli edene kadar…
Ta ki, Şamar niteliğinde bir TOKAT yiyene kadar..
***
Bu hafta itibariye “Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu kurtuluş” olan “11 Ayın Sultanı Ramazan’ı yaşıyoruz. Tüm Müslümanlara” mübarek olsun... Öncelikle YÜCE MEVLAM “huzurlu bir Ramazan” geçirmemizi nasip etsin...
Evet bu hafta dolayısıyla; “Ramazan’ın Ruhu”na uygun olarak, bir şeyler yazmak istedim.
Ama hep denir ya, “Şeytan kovalamaktan salâvat getirmeye fırsat bulamıyoruz.”
Dolayısıyla bugün; “Ramazan”dan değil, maalesef yine “Hasan Ağa”dan söz edeceğim!..
Bu Hasan Ağa, geçmiş yıllarda görevli olduğu süre içersinde 70 bin Aksulunun hakkını yok sayarak, yaptığı bireysel kadrolaşmadan dolayı adı ‘Çiftlik Ağası’na çıkan Hasan Çetin.
Sayın Çetin ‘Kulis’ köşemizde kendisinden Çiftlik Ağası diye bahsetmemizden dolayı, bu sözün hakaret içeren bir söz olduğu ileri sürerek, bizlerle ilgili suç duyurusunda bulunmuştu.
Ancak, Antalya Cumhuriyet Savcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu yaptığı inceleme sonucu, yüklenen suçun kanuni unsurlar itibariyle oluşmadığı kanaatine vararak, kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığı kararını verdi.
Yüce yargının verdiği karar böyleyken, Hasan Çetin’in bir kez daha anlayabilmesi için o dönemler kendisine neden “Çiftlik Ağası yakıştırması yapıldığını isterseniz bir kez hatırlatalım.
Bugün itibariyle araştırmaya girilse Aksu Belediyesi’nde Hasan Çetin’in başta oğlu Veli Çetin olmak üzere, ama kadrolu, ama şirket elemanı olarak çalışan onlarca kişinin olduğu görülecektir.
Bunlar Hasan Çetin’in Çalkaya Belediyesi’nde meclis üyesi iken ve aynı zamanda Aksu İlçe Belediye Meclis üyesi ve Başkan Yardımcılığı görevinde iken işe yerleştirilen bireylerdir.
Ayrıca en son 2012 yılında oğul Çetin, babası Başkan Yardımcısı iken sözleşmeli olarak işe başlattırılmış, ayrıca Aksu Belediye meclisi tatilde olmasına rağmen 22.08.2013 Perşembe ve 23.08.2013 Cuma günü meclis olağan üstü toplantıya çağrılarak, özel bir gündem maddesi ile Veli Çetin’e kadro yolu açılmıştır.
Oysaki, 5393 sayılı Belediye Kanununun 20’inci maddesinin ek fıkrası 30.5.2007-5675/3 maddesinde şöyle der: Belediye başkanı, acil durumlarda lüzum görmesi halinde belediye meclisini bir yılda üç defadan fazla olmamak ve her toplantı bir birleşimi geçmemek üzere toplantıya çağırır. Olağanüstü toplantı çağrısı ve gündem en az üç gün önceden meclis üyelerine yazılı olarak duyurulur ve ayrıca mutat usullerle ilan edilir. Olağanüstü toplantılarda çağrıyı gerektiren konuların dışında hiçbir konu görüşülemez.
Tanımlardan da anlaşıldığı gibi, yalnız acil durumlarda meclis olağan üstü toplantıya çağrılır.
Yani başka bir deyişle, kent adına alınacak çok önemli kararlarda olağanüstü çağrı yapması gerekiyor. Buna da sınırlandırma konulmuş. Senede 3 defa denilmiş.
Bu da gösteriyor ki alınan karar doğrultusunda 1 aylık tatile giren meclise, olağan üstü çağrı yaptıracak hiç bir gelişme yok. Üstelik tatilde olan Aksu Meclisi'nin, tatil süresinin bitmesine sayılı günler kalmış.
Şimdi sorarım, yasa doğrultusunda ancak senede 3 defa acil olarak toplanan meclisi, ne hakla ortada bir aciliyet yokken, 2 sefer oğul Çetin’e kadro yolunun açılması için çağrıda bulunuluyor.
Bunun adı saltanat değil de nedir.
Hak bunun neresinde Sayın Çetin…
İşte ondan dolayıdır ki, o dönem size çiftlik ağası yakıştırması yapıldı.
Çünkü siz görev süresince çalıştığınız kurumu kendi babanızın çiftliği olarak gördünüz.
Sayın Cumhuriyet Savcıları araştırmaya girdikleri takdirde, o dönem gerçekleşen çirkinlikleri tek tek gün yüzüne çıkaracaklardır.
Benden söylemesi…
