Geçen hafta bende kayıtlı olmayan bir numara tarafından aranıldım. Kendisini S. S. Antalya Oto Galericiler Nakliyat Loj. Mat. ve Mob. Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi’nin avukatı olarak tanıtan kişi, Aksu’da yapılmak istenen galericiler sitesiyle ilgili bir basın bülteni göndermek istediğini ifade etti. Konuyu net algılamak için kendisiyle biraz sohbet etmek istedim.

Sohbet aralığında Aksu Belediyesi’nin bilinçli olarak bir algı oluşturmaya yönelik çalışmalar içerisinde olduğunun altını çizerek, “Macun Mahallesi’nde yapılmak istenen Galericiler Sitesi, 3 etaplı bir proje: Antalya 2’ici İdare Mahkemesi’nin vermiş olduğu yürütmeyi durdurma kararı birinci etapla ilgili. Bu kararın diğer etaplarla bir ilgisi yok. Bundan dolayıdır ki Aksu Belediyesi’nin sosyal medya sayfasında ki paylaşım bir algı oluşturmaya yönelik bir paylaşım” şeklinde ifadelerde bulundu.

Sonra göndereceği bülteni kullanıp kullanmayacağımı sordu? Bende bülteni göndermesini, haber değeri olması halinde kullanacağımı ifade etti.
Gönderilen bülteni gözden geçirdiğim de dikkat çarpıcı ifadelere rastladım.

O ifadeler şu şekilde;
-Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘’ Başarıya giden yolda ihanetler vardır’’ cümlesi sanki bizim bu projeyi işaret etmektedir. Projemiz sürekli aklıselimlikten nasibini almamış kişiler tarafından sabote edilmiş ve süreci uzatmışlardır. Yine Sayın Cumhurbaşkanımız bir konuşmasında şöyle söylemiştir, ‘’İnanmak başarmanın yarısıdır, yeter ki sen doğru ol.’’ Biz de inandık inancımızı başarıya götüreceğiz-

Verilen örnekte resmen bir ihanetten bahsediliyordu. Haliyle gazetecilik refleksimiz devreye girdi. Çünkü ortada isim verilmeden birilerine ciddi bir göndermede bulunuyordu. O da ihanet suçlaması. Bundan dolayı kendisini kurum avukatı olarak tanıtan beyefendiyi aradım. Dikkatimi çeken detayın altını çizerek, “İhanet eden kim?” sorusunu yöneltim. Yazılan metinden bi haber olan beyefendi, önce şaşırdı, bir taraftan “Nerede yazılı bu cümle?” sorusunu sorarken, bir taraftan bana gönderdiği metni sesli bir şekilde okudu. Olayın farkına vardıktan sonra, yetkililerle görüşüp, 5 dakika içerisinde size döneceğim” dedi.

Ve öylede yaptı. Ama araması soruma cevap olmadı. “Haftaya yeni bir açıklama göndereceğiz. Onu değerlendirirsiniz” demeyle yetindi.
Yani kendince çok vahim olan bir olayı geçiştirmeye çalıştı. Aynen öyle oldu.

Bu da gösteriyor ki, 3 sene önce sözde sahte bir belgeyle gündeme gelen Galericiler Sitesi daha çok konuşulacak.

Geçmişte de çok konuşulmuştu. Aksu Belediye Başkan Yardımcısı Yusuf Koçyiğit’in imzasıyla bir belge kamuoyuna yansımıştı. Belgenin detayına bakıldığında mevcut alanla ilgili Ankaralı 2 firmayla yapılan protokol olduğu ortaya çıkıyordu. Haliyle bu protokolde dönen ayrı ayrı dolaplar. Oysaki Aksu Belediye Başkan Yardımcısı Yusuf Koçyiğit’in böyle bir protokol yapma yetkisi kanunen yok. Ayrıca Aksu Belediyesi’nin mevcut alanla ilgili yalnızca, imar planları yapma yetkisi var. Bu planlar sonlandığında, yüklenici firma tüm hissedarlarla anlaşma yaptığı takdir de, ondan sonra Aksu Belediyesi ruhsatlandırma kısmında devreye girer. Tanım bu kadar açıkken, Aksu Belediyesi mevcut alan üzerinde tam yetkiliymiş gibi Başkan Yardımcısı Koçyiğit’in imzasının bulunduğu bir belgenin, yaklaşık olarak 3 sene önce ortaya çıkmasının karşılığı olsa olsa skandaldır.
İşte bundan dolayıdır ki Koçyiğit’in imzasının bulunduğu 16 sayfalık protokolün sahte olduğu ifade edildi.

Peki, kim yapar böyle bir sahtekarlığı?

Aksu Belediyesi’nin adını neden kullanır?

Koçyiğit’in imzasını kim taklit eder, isminin bulunduğu kaşeyi kim kullanır?

Şayet sahtedir iddiası doğruysa; ortada resmi evrak üzerinde bir sahtekarlık var.

Bu alenen suç. Kime karşı işlenmiş bu suç?

Başta Aksu Belediyesi’ne, sonra belediyenin bürokratına. Yapılması gereken tek şey var, o da ivedilikle sahtekarlığın ortaya çıkarılması için suç duyurusunda bulunulması gerekiyordu.
Yaklaşık olarak 3 senedir bu iddia ortada, böyle bir suç duyurusunda bulunuldu mu?

Kocaman bir ‘Hayır’

Hatta bizler bu olayı gündeme getirdikten 2 hafta sonra Aksu Belediye Başkan Yardımcısı Yusuf Koçyiğit, belediyenin basın bürosu aracılığıyla hem bizleri suçlamış, hem de gerekli mercilere suç duyurusunda bulunacağını ifade etmişti.
Bizlerde bu sahtekarlığı her kim yaptıysa bir an evvel ortaya çıkması ve Koçyiğit’in alnına sürülen kara lekenin temizlenmesi için elimizi her zaman taşın altına koymaya hazır olduğumuzu ifade etmiştik. Hatta istenildiği taktirde her türlü belgeyi ve bilgiyi sunmaya hazır olduğumuzu dile getirmiştik.

Ama üzerinden nerdeyse 3 sene geçti, bırakın suç duyurusunda bulunulması bir yana, arka planda mevcut alanı yapmak isteyen firmalardan biri olan kooperatif yöneticileriyle yapılan görüşmeler cabası. İddialara göre verilen paralar da bir o kadar cabası. Yine arka planda güç gösterilerinin devreye girmesi.

Şimdiyse, gönderilen bir bültenle ortaya çıkan hainlik suçlaması.
Yani nereden tutarsanız, elinizde kalacak bir olay.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.