Hayat şartlarının getirdiği olumsuz olaylar ve bizim bu olayları kendimizce daha da olumsuz şekillendirip içselleştirmemiz ve bu hisle yaşamamız kaçınılmaz olmuş durumda. Birçok hiçbir hastanede tanısı konulmayan ve ‘bir şeyin yok’ diyerek evine gönderilen ağrıları için farklı hastanelere tanı almak ve ağrının sebebini öğrenmek için gitmeye devam etmekte. Ağrının sebebinin ‘stres’ olduğuna inanıp, üzerindeki fazla ve ağrı yapan yükü atmak için uğraşmak yerine hastanelerde sıra beklemektedir.

Stres ne yazık ki günümüzde pek çok hastalığın ortaya çıkılmasında tetikleyici bir rol oynar. Kiminin asıl kaynağıdır, kiminin ise ortaya çıkmasında hızlandırıcı faktör olmuştur. Bugün hemen her hastalığın nedenleri arasında stres faktörü de kendisine rahatlıkla yer bulabilmektedir. Stresin fazlası sağlığa son derece zararlıdır ve kontrol edilemeyen stres sağlığa olumsuz sonuçlar yaşatır.

Stres altında kalan insanların bedenlerinde kalp hızı artar ve ateş basması görülür. Çarpıntı başlar. Baş ağrısı, nefes darlığı, hazımsızlık ve yutkunma zorluğu ortaya çıkar. Mide bulantısı ve iştah kaybı dolayısıyla da kilo kaybı ortaya çıkar. Cinsel fonksiyonlarında değişiklik olur. Vücut direnci düşer ve sık sık soğuk algınlığına yakalanır.

Stresten kurtulmaya için olumlu düşünmeyle başlayabiliriz.

Üzerinizdeki negatif enerjiyi atıp kendinizi olumlu düşünmeye programlayın ve hayatınızdaki, ağrılarınızdaki değişimi fark edin.

Beynimizin bizim için en önemli tekniği, olumlu düşünmenin ileri şekillerini uygulamasıdır. Olumsuz zihni kurgu, yani olumsuz düşünce ise beynimizi kendimize karşı olumsuz çalışmaya programlayacaktır.

Örneğin bir futbolcu, üç kez kaleciyle karşı karşıya kalmasına rağmen topu dışarıya atmıştır. Bir dahaki maçta aynı hatayı yapmak istememektedir. Bunun için beynini şöyle programlamıştır: “Topu dışarı atmayacağım. Topu dışarı atmayacağım.” Bunu kendi kendine defalarca söylemiş ve maça çıkmıştır. Sonuç: Topu yine dışarı atmıştır.

Burada futbolcunun yaptığı hata, topu kaleye atmaya değil, dışarı atmamaya şartlanmasıdır. Bu durumda beyin, kalenin içine değil, dışına kilitlenmiştir. Bu olumsuz uyarıcı da, başarıya değil, başarısızlık korkusu yüzünden başarısızlığa götürmüştür.

Olumlu düşüncede temel nokta, beyni olumlunun üzerine programlamaktır. Yâni, başarısız olmamayı değil, sadece başarmayı düşünmelisiniz.

Önemli olan yaşadığımız sorunlar değil, o sorunları kendimizce nasıl algıladığımızdır, onlara nasıl anlam yüklediğimizdir. Pozitif düşünmeye ve yaşamaya sabah gülümseyerek uyanma ile başlayabilirsiz. Alarmı çok sevdiğiniz şarkıya alıp yataktan kalkınca dans ederek elinizi yüzünüzü yıkamaya gidebilirsiniz. Sık sık nefes egzersizleri yapıp, son soluğa kadar içinize çektiğimiz havayı gülümseyerek verebilirsiniz. Yani mutlu olma becerisi geliştirin ve onlarla yaşayın. Sorunsuz herkes yaşıyor, marifet onlarla da yaşayabilmekte değil mi zaten?

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Mustafa 2018-08-16 10:53:02

Örnekler müthiş tebrikler