‘ Beni anlamıyorsun ‘ kalıbıyla tartışan birçok arkadaş, hayatını ayıran birçok eş görüyorum. Sorunun temeline inerken anlaşılmamak mı yoksa yanlış anlaşılmak mı daha kötü diye düşünüyorum ve bir sonuca varıyorum:
Bir şeyleri duymaya hazırsanız duyarsınız, içinde bulunduğunuz durumu anlarsınız. Hazır değilseniz, kim ne derse desin almazsınız. O yüzden sizi duymadıkları için insanlara kızarken bir daha düşünün. Bazen bazı şeyleri onay almak için anlatırız. Bir sorununuz olur, çözümü belirlemişsinizdir kafanızda fakat bunun için değerli gördüğünüz birinden onay alma ihtiyacı duyarsınız. Onaylanmak herkesin hoşuna gider ama onay için yaşamak hem yorucudur hem de hayal kırıklığıyla dolu bir yaşam gerektirir. Yaptığımız eylemlerin sonuçlarını kabullenmeli ve bu kabullenişle yeni yöntemler geliştirmelisiniz. Yaptığı eylemlerin sorumluluğunu alamayan birey, tüm olayları dış sebeplere bağlamaya eğilimlidir. Suçlayıcıdır, çocukluğunda suçlanmıştır. Suçlanan insan, nesne, olay sayısı arttıkça sorunlara çözüm bulmak daha da zorlaşır.

En temel ihtiyacımız fiziksel yaşamımızı sürdürme isteğidir ve sonrasında "Anlaşılmak", "Onaylanmak" ve "Takdir Edilmek" gibi psikolojik ihtiyaçlar yer almaktadır. Çevremizdekileri dikkatle ve empati kurarak dinlemek onlara verebileceğimiz en güzel hediyedir. Böylelikle, çevremizde yer alan arkadaşlarımızın, sevdiklerimizin ve aile bireylerimizin de yaşamsal ihtiyaçlarından birini de karşılamış olmuyor muyuz?

Hepimiz isteriz anlaşılmak, onaylanmak ve takdir edilmek. Fakat bunlara verdiğimiz değerler, yaşam kriterlerini etkileyecek kadar önemli olmamalı.

Empati, olaylara onun gözüyle bakıp, onun ne düşünüp hissettiğini anlayabilmektir. Ona hak vermeyebiliriz hatta hatalı buluyor olabiliriz; o an onun duygularına ortak olmayız ama onu anlarız; ne düşündüğünü, ne hissettiğini anlarız, sadece anlarız. Onu yargılamadan neden öyle davrandığını anladığımızı hissettiririz. Kızılderililerin ‘ karşımızdakinin ayakkabısı içinde yürümek’ deyimi ile karşımızdakinin ayakkabılarının içinde yürümek, olaylara onun bakış açısıyla bakıp onun hislerini ve düşüncelerini anlamaya çalışmak, empati kurmaktır. İhtiyacı olan birine ‘ senin yerinde olsaydım şöyle davranırdım’ demek yerine hiçbir şey söylemeden onu anlayarak sadece yanında oturmamız daha iyi. Karşımızdakinin ayakkabısında yürümekle onun yerinde olmak aynı şey değil.

Bir başkasının derdini gerçekten anlamak istiyorsanız konunun sizde yarattığı duygudan ve size hatırlattığı anlardan uzaklaşmanız gerekir. Size hatırlattığı şeylerde kalırsanız karşınızdakini anlayamadığınız gibi, sizin yaşadığınız olaydan çıkardığınız tecrübeyi bu olaya yansıtarak karşıdaki için kırıcı ve yıkıcı olabilirsiniz. İnsanlar yeni ilişkilere başlarken, problemler yaşarken, arkadaşlık kurarken, şehir değiştirirken her defasında aynı tecrübesizlikle başlarlar ve yeni tecrübeler kazanırlar. Olaylardan çıkarımlar yapıp tecrübe kurmak güzel fakat her olaya aynı tecrübe ile yaklaşmak aksine yıkıcı.

Arkadaşınız, eşiniz, çocuğunuz, komşunuz vb. sizinle bir sorununu paylaştığı zaman onun kaygısını, üzüntüsünü, korkusunu yani duygusunu taşıyamıyorsanız sadece taşıyamamakla kalın. Ona tavsiye vermeyin, ‘ boş ver geçer, alışmaya çalış ‘ demeyin. Onu anlayın. ‘ Üzüldüğünü anlayabiliyorum ve sana ne söyleyebileceğimi bilmiyorum’ deyin daha iyi. İçinizde oluşan kaygıları ona aktarmayın. Zaten sıkışmış bir insanı siz de sıkmayın. Ona iyilik yaptığınızı sanarak aslında kendinizi kurtarmaya çalıştığınızı fark etmeye çalışın. Ve sadece onu anladığınızı belirtmenin bile ne kadar iyi geldiğini fark etmeye çalışın.

Duygularda karşılık bulmayan hiçbir şey sürmez, nihayete eremez, anlam kazanamaz. Karşıdakinin sorununa anlam yüklemek için ondan daha kötüleri örnek vererek onu rahatlatmaya çalışmak çoğu zaman yıkıcı. İlk olarak yaşanılan acının büyük ve derin olduğu hissettirilmeli. Ne söylediğinizden daha önemlisi kime söylediğinizdir. Karşıya ulaşmayan ve dokunmayan hiçbir söz söylenmiş sayılamaz. Umuyorum ki dinlemeyi ve anlamayı öğrendiğimizde hayat daha anlamlı ve daha yaşanılası bir hale bürünecek…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.