Adı Elif.
Down sendromlu.
Aksu’da bir okulda Özel Eğitim ve öğrenim dersleri alıyor. Öğretmeni Elif’i çok seviyor. Öyle ki, neredeyse en büyük destekçilerinden biri öğretmeni.

Ablası ile birlikte yaşama dört elle sarılmış Elif.
Ablası hem Elif’e hem de ameliyatlı babalarına bakıyor.
Annesi Isparta’da diğer kardeşlerine bakıyor. Elif Aksu’da.

Her gün ablasıyla okula gelip gidiyor.
Elif’in üzerinde çiçekli bir elbise.
Elif en çok bu elbisesini seviyor. O kadar seviyor ki her gün bu elbise ile okula geliyor.
O kadar çok seviyor ki hafta sonları bile bu elbise ile geziyor.

Yaklaşık iki senedir üzerinden hiç çıkarmıyor.
Elif, aslında bu elbisesini çok sevdiği için değil, başka bir elbisesi olmadığı için bu elbisesini giyiniyor.

Evet, yanlış duymadınız Elif’in başka bir elbisesi yok.
Evet, şimdi de doğru duydunuz Elif’in başka bir giysisi yok.

Hem başka elbisesi yok hem de onlara yardım elini uzatan birileri. Çaresizlik her yanlarını sarmış bunu dile getirmeyi bile istememişler.

Elif bütün bunları dert etmiyor, olup bitenlerden haberi bile yok. Asıl onun için dertlenmesi gerekenler dururken, Elif’ten böyle bir şey beklemek büyük haksızlık olur doğrusu.

Rutin yaşamımız da burnumuzun ucunu dahi göremeyen bizler, Elifi nasıl görebileceğiz ki.

Sürekli birbirimizin kuyusunu kazmayı kendine yaşam şekli haline getirmiş, dedikoduyu vazife edinmiş bizler, Elifi nasıl fark edebiliriz ki!

Elif değil iki yıl, on iki yıl dahi aynı elbiseyi giyse kim bunu kendine vazife edinir ki. Sadece öğretmeni, ablası, anne ve babası. Onlarında gücü bir yere kadar. 4. Kişi gelmiyor aklıma.

Aksu’da yaşıyorsak, her gün Aksuya geliyorsak etrafımızda neler oluyor diye kapı kapı çıkıp gezmiyorsak, ağzına kadar dolu elbise dolabımıza bir yenisini katıyorsak, ihtiyaç sahibi biri için harcama yapmıyorsak, yenilediğimiz arabanın, eşyanın, giydiğimiz elbise, ayakkabı markasının, yemek yediğimiz mekânın adını reklam yapmayı pek ala yapabiliyorsak ve etrafımızda Elif ve nicelerini göremiyorsak yâda görmezden geliyorsak bu hepimizin ayıbı.

Yuh olsun bize. Yuh.
Bu haberden sonra Elif için çok mücadele verileceğini biliyoruz. Bunun daimi olmasını temenni ediyoruz.

Kazanmaya gücümüzün yetmeyeceği savaşları bırakalım. Kazanabileceğimiz cephelerde yer alalım. Hem Elifler kimsesiz olmadıklarını bilirler hem de insanlık için doğru adımlar atmış oluruz.

Şimdi soruyorum kendime ve sizlere.
Büyüklük, bu insanların varlığını görebilmek ve el uzatabilmek değil midir?

Zenginlik, yaşanılan şehirde her kesimin eşit duruma gelmesi değil midir?
Yardım edebilmek en büyük hizmet değil midir?

Daha mutlu ve daha yaşanılabilir bir Aksu için birlikte yol alabilmeliyiz diye düşünüyorum. Aksu’nun dış kabuğu kadar, içimizdeki kabuklarında değişmesi kanaatindeyim. İşte o vakit birbirimizden haberdar olabiliriz.

Saygılarımla,

Genç kardeşim Özgecan Aslan’ın insanlığa sığmayacak, vahşet kelimesinin dahi az kaldığı, şu dünyada yaşayan bütün canlıların lanetlediği, bu saldırı ve yapılanları şiddetle kınıyorum.
Bu vahşeti sergileyenlerin en adil şekilde yargılanacağını inanıyorum. Özgecan’ın ailesine sabır sabır sabır diliyorum.  
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.