Hiç şüphesiz Cenab-ı Hak insanı diğer bütün yarattıklarından farklı özelliklerde yaratmış, farklı donatmıştır. Onu eşref-i mahlûkat, yani yaratılmışların en şereflisi olacak kabiliyette halk etmiştir.
Ama yaratılış gayesinde çıkan ve Cenabı hakkın kendisine lütfettiği yaratılmışların en şereflisi olma özeliğinden uzaklaşan mahlûkatlar, şeref yoksunu haysiyetsiz, onursuz, karaktersiz vb. birçok sıfatı bünyesinde barındırır. Bu tür yaratıklar, her zaman toplumun kamburu olmuşlardır. Her tür fitne fesat, çakallıklarıyla, toplumu bir birine kırdırtmış, yerine göre toplumun onurlu bireylerinin kanını emen asalak, yerine göre göre bir kene gibi yapışkan olmuşlardır.
İşte bu onursuz, ,haysiyetsiz, şeref yoksunu özellikleri bünyesinde barındıranlardan biride, tüm Aksu kamuoyunun yakinen tanıdığı Aksu’nun Çantacısı. Namı değer Saray Soytarısı. İşte bu çantacı can çıkar, huy çıkmaz misali, Aksu’da yaptığı çirkinliklerinden bazılarını 2017 yılından buyana Muğla’nın Fethiye İlçesi’nde yapmaya çalışıyormuş.
Bilindiği üzere bu çantacı gün oldu, FETÖ’nun yayın organı Cihan Haber Ajansı’nın mikrofonunu Güzelyurt’ta tutarak haber yapmaya çalıştı. O zamanlar yazdığı yazılarla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı teröristlerle eşdeğer gördü. Yine o dönem komplo teorileri kurarak, Aksu’da bir Doğulu- Batılı kargaşası çıkarmaya çalıştı. Her gün sosyal medya sayfasında tehdit içerikli anonslar yaparak, tehdit ettiği kişilere gözdağı vermeye çalıştı. Gün oldu en radikal CHP’li olurken, gün oldu AK Partiye demediğini de bırakmadı. Ama şu an partiye kuruluşundan buyana partisine destek veren bir AK Partiliden daha fazla AK Partili görünmeye çalışıyor. Tüm bunlar olurken, Aksu’da birçok siyasetçi ve saygın iş adamlarını da tehdit etmekten de kendisini alıkoymadı. Üstelik bu tehditleri savururken de, araç olarak mevcut Aksu Belediye Başkanı Halil Şahin’in adını kullanmayı da ihmal etmedi. Bunun yanı sıra kişilerin özeline girerek, belden aşağı görüntülerden yola çıkarak, tehdit etmeleri de cabası. Buna benzer birçok şeyi sıralayabiliriz. Ama ne hikmetse tüm bunlar olurken, Aksu’dan bir Allah’ın kulu çıkıp ta, arkadaş burası dağ başımı diyemedi.
Şimdi insanlıktan nasibini almamış bu şeref yoksunu çantacı, 2017 yılından bu yana Muğla’nın Fethiye İlçesi’ni oltaya takmış. Huylu huyunda bir türlü vazgeçmediğinden dolayı, bu saray soytarısı kılıklı Aksu’nun Çantacısının, yalanları dolanları erken gün yüzüne çıkmış.
İsterseniz Fethiye serüveninden nasıl gerçekleştiğini anlatalım. Zaten bu serüveni anlatırken de, aşağılık Aksu’nun Çantacısının foyalarının da nasıl ortaya çıktığı, bir bir anlatılmış olunucak.
Saray Soytarısı Kılıklı Aksu’nun Çantacısı, hafta sonları arkadaşlarıyla beraber Antalya’da Lara mevkiinde bir barda eğlenmeye gelen bir kadını gözüne kestirir. Nerede çalıştığına ulaşır. Firmayla girdiği iletişim sonucu kendisine kurban seçtiği kadının hem Fethiye’de yaşadığına hem de cep numarasına ulaşır.
Hikaye uzun, o yüzden sizleri fazla detaya boğmadan can alıcı noktaları anlatmaya çalışacağız. İşte bu Soytarı, kendisini bekar olarak tanıttığı kadınla bir birliktelik yaşamaya başlar. Daha sonra kendisi adına düzenlenen bir doğum günü partisinde, ağına düşürdüğü kadına, topluluk önünde evlilik teklifinde bulunur. Bu teklifle, ikilinin beraberlikleri daha da gün yüzüne çıkmaya başlar. Bundan dolayı tatil programları yapılır. Çantacının ağına düşen kadının aracılığıyla Fethiye’de yeni iş bağlantıları yapılır. Çantacıya borç paralar verilir. Elbiseler alınır. Yine çantacımızın bacaklarından tutunda vücudunun değişik yerlerine ağdalar yapılır ve buna benzer birçok şey. Tabi buradaki tüm harcamalar malum ağa düşen kadının hesabından yapılır.
Zaman ilerledikçe, ağa düşen kadın şüpheye kapılır. Haklı olarak araştırma içerisine girer. Uzun uğraşlar sonucu Aksu’nun Saray Soytarısı kılıklı çantacısının cep telefonun da ki yazışmalara ulaşır. Şok olur. Çünkü bu yazışmalar hemen hemen hepsi, Gay veya trawestilerle yapılan yazışmalar. Talep ve istek içerikli çok çirkince ve mide bulandırıcı yazışmalardan tutunda, aşağılık yaratığın belden aşağı birçok fotoğrafları ele geçiren kadın hemen ilişkiye noktayı koymak ister. Ama noktayı koyarken de, elden borç olarak verdiği takriben 50- 60 bin TL’lik alacağını da almak ister. Ama Çantacımız yan çizmek ister. Neyse uzun uğraşlar sonucu parça parça da olsa, alacağın büyük kısmı tahsil edilir insanlıktan nasibini almamış Aksu’nun çantacısından. Tabi bunlar olurken ağa düşen kadın birçok tehdit ve şantaja maruz kalır. Hatta bir keresinde darp edilir. Hatta yavrusunu öldürmekle tehdit eder, malum çantacı.
İşte gerçek hikâyenin kısa detayı bunlardan ibaret. Bu çantacı şimdiyse ayarladığı bir firmaya Aksu’da Kültür Merkezi yapılmak istenen alanı peşkeş çekmenin hesabındaymış. Bununla ilgili, firmayla çeşitli kere ön görüşmeler yapmış. Artık bu görüşmelerde mevcut belediye yönetimi ne derece haberdardır onu şimdilik bilemiyoruz.
Aynı çantacı geçmişte, aynı alanı bir firmaya peşkeş çekmeye çalışmıştı. Otel lobilerinde bazı meclis üyeleri ve bazı belediye bürokratlarıyla firma sahibini bir araya getirmiş ve pazarlık masaları oluşturmuştu. Neyse ki yaptığımız haberlerden sonrası bazı duyarlı meclis üyeleri bu peşkeşe karşı dik duruş sergileyerek, engel olmuşlardı.
Geçmişle ilgili tüm ayrıntılar bu şekilde gelişirken, özellikle belirtmek istediğim bir husus var. Burada amacımız kimsenin özel hayatını irdelemek değil. Hele ki belden aşağısı, bizi hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Hatta çoğu kere, birçok kişiyle ilgili, birçok fotoğraf bize ulaştırıldı. Hepsini elimizin tersiyle ittik. Toplumu ilgilendiren, kamunun menfaatlerini ön plana çıkaran haberlerle yoğunlaştık.
Dememiz o ki, eğer siz birilerinin özel hayatını irdeler, elinize ulaşan belden aşağı fotoğrafları içki maslarında elden ele dolaştırır ve bunu da tehdit aracı olarak kullanırsanız, bir gün aynı oltaya siz düşersiniz. Hiç olmadık bir yerde geçmişinizin kiri, birileri tarafından birilerine ulaştırılır. İşte buna da ilahi adalet denir.
