Hazine arazisine hangi meclis üyesi çökmek istiyormuş?
Bu anlatacaklarımız her ne kadar iddia diye nitelendiriliyorsa da gerçeklik payı çok yüksek bir olay. Anlatılanları ilk dinlediğimizde oldukça şaşırdık. Çünkü olayda ismi geçen şahsın, hak ve hukukun ne olduğunu en azında anlının secdeye değdiğini bundan dolayı kamu malına el uzatma gibi bir düşüncesinin olmayacağını tahmin ediyorduk. Ama anlatılanları duydukça bu tahminimizde oldukça yanılmışız. Çünkü bize anlatılanları, birçok farklı ağızdan aynı şekilde duyduk. Söyleyenlerin farklı ve söylemlerin aynı noktaya temas etmesinden dolayı, anlatılanların doğru olduğuna bizler inandık.
Peki, neydi o söylemler?
Anlatılanlara göre Aksu’nun tecrübeli Belediye Meclis üyelerinden biri, Aksu’da çok büyük bir ambar kurmak istiyormuş. Bunun içinde 20 dönüme yakın bir arazi gerekiyormuş. Araştırma sonucu yolları Aksu güreş sahasının üst tarafında bulunan ve hazineye ait arazilere düşmüş. Hepimizin bildiği gibi şehrin merkezinde bulunan ve kamuya ait olan bu alanın değeri paha biçilemez türden. İşte bu alanı gözüne kestiren meclis üyesi, birçok kere Milli Emlak Müdürü’nün kapısını aralamış. Tabi ki bu ziyaretler yalnız başına yapılmamış. Talepler iletilmiş çıkış yolları aranmış ama sonuca ulaşılamamış. Bunun üzerine Ankara ayağı devreye sokulmaya çalışılmış.
Bu aşamanın perde arkasında ne tür gelişmelerin yaşandığıyla ilgili pekte bilgi sahibi değiliz. Ama bildiğimiz tek bir şey var. O alanın kamuya ait olan bir alan olduğu ve alan üzerinde 80 milyon vatandaşın hak sahibi olduğu. Bundan dolayıdır ki, sevgili meclis üyemize dostane bir uyarıda bulunmak istiyoruz. Ölümlü bir dünyada yaşıyoruz. Karun kadar zengin olsan dünya malı dünyada kalır. Kaldı ki pekte paraya pula ihtiyacın yok. O yüzden öbür tarafa 80 milyon insanın hakkıyla gitme. Şunu bilesin ki benden taraf hakkım helal değildir.
-------------------------------------------------------------------------------
AK Parti’nin kapısı kapalı
Uzun yıllardır gazetecilik mesleğini icra ediyorum. AK Parti kuruldu kurulalı da bir gazeteci olarak teşkilatlarla iç içeyim. Bir başka değişle mesleki yaşantımda hep politika muhabirliği yapmamdan dolayı, tüm siyasi partilerin teşkilat yapılarını çok iyi bilirim. Bunlardan biri de AK Partidir. 17 yıllık AK Parti tarihinde Kurucu İl Başkanı Habip Akhan’dan tutunda tüm il başkanlarıyla yakın mesai içerisinde oldum. Sayısızca haberlere imza attık. AK Parti’nin en mahrem yerlerinde dolaşan kulis bilgilerine sahip oldum. Peki, bunları neden anlatıyorum?
Bunların anlatmamdaki maksat, o kadar yakinen tanıdığım AK Parti teşkilatlarının giriş kapısının bir güne bir gün kapalı olduğuna şahit olmadığımı ifade etmektir. Aksine AK Parti siyasi arenada hep kurumsal bir yapının simgesi olmuştur. En azında Antalya merkezde gördüklerim böyle. AK Parti, yerel anlamda muhalefet konumundayken bile, ne Muratpaşa, ne Konyaaltı, ne de Döşemealtı ilçe teşkilatlarının kapıları kapanmadı. Hep açıktı, kurumsal bir kimlikle kapısına gelen vatandaşları karşıladı. Bu Antalya merkez çanağında gözükenler.
Gelelim Aksu’muza. Bilindiği üzere bizler 8 senedir Aksu’dayız. İlk geldiğimizde Belediye Başkanı İsa Yıldırım idi. Yani Ak Parti yerel anlamda muhalefet parti konumundaydı. O zaman bile AK Parti İlçe teşkilatının kapıları sonuna kadar açıktı. Sonrası 2014 yerel seçimleri yapıldı. Roller değişti. Belediye Başkanı AK Partili Halil Şahin, İlçe Başkanı ise Durmuş Kaan Şahin oldu. İlçe Başkanı Şahin’in ilk yaptığı icraat teşkilat binasının yerini değiştirmek oldu. Modern bir görünüm sağlandı. Görev yaptığı süreç zarfında kapılar hep yine açıktı. Şimdi yeni bir döneme girildi. Ama partinin kapıları kapalı. Başta şaka gibi geldi bu olay bize. İnanmadık. Ta ki kapının kapalı olduğunu gözlerimizle görene kadar. Bu tabloya son bir hafta içerisinde birkaç gördükten sonra bu konuyu dillendirmek istedik. Umarım dostane uyarımız dikkate alınır, böyle kurumsal bir kimliğe sahip olan kurumun kapısı bir daha kapanmaz.
